Ah Halimize ,Vah Halimize
Her şehrin bir hikayesi vardır .Her şehir kendi efsanesini yaratır o ya da bu şekilde.Yeter ki şehrin dilini bilen,sesini duyan ruhlar var olsun.Bir şehrin hikayesinde en önemli imza elbette yerel yönetimlerin.Ancak vatandaş ve yerel yönetimler kollektif bir biçimde çalışmadan şehirlerin hikayesini duymak mümkün değil. Mesela 50 derece ile yanan bir şehirde belediye otobüsünde klimalar çalışırken camlar sonuna kadar açık.Getirilen açıklama trajikomik;İçim daraldı açtım.Otobüsten inip yola devam ederken durağa park etmiş başka bir araca denk geliyorsunuz.Buna yapılan açıklama da bir başka dehşetli;Sokakların da tapusu yok ya!Bakın dünyanın hiçbir yerinde duraklara park etmiş araçlar bulamazsınız.Şanlıurfa hariç. Mesela seçim günlerinde hatasız bin oy tek bir adama çıkıyorsa ve harikalar yaratılmıyorsa sanırım sorgulanabilir bir durum var demektir. Ya da Suriyeli muhacirlere ev açmak ,sözde töreleri,uyuşturucu meseleleri ve dünya çapında rezilliklere neden olan bireysel silahları.Hem ağa hem paşa zihniyetleri ne vekil dinliyor ne de vali ...Ne tüm bunlar ,ne çocuk gelinler ,ne tarım işçileri doktor,hemşire ,öğretmen dövmek değil ama kız çocuklarımızın giyeceği kıyafet camilerde vaaz konusu olabiliyor. Bizim buraların hikayesi ,efsanesi bol da duyacak başkalarına anlatacak kulak ,yürek kimler de var işte o nokta da “bilinçli bir kıtlık “başlıyor. Ah halimize ,vah halimize...