Arılar ve Sinekler...

Yayınlanma: 28.03.2020 14:19 Güncelleme: 07.02.2025 12:52

Arıları ve sinekleri bir şişeye koymuşlar. Şişenin taban tarafını ışığa doğru, açık olan ağız kısmını da karanlığa doğru yerleştirmişler. Arıların hepsi ışık olan tarafa doğru üşüşmüşler. Ama şişenin tabanı kapalı olduğundan çıkmayı başaramamışlar. Bu arada sinekler, şişenin ağzına doluşmuşlar ve karanlıkta dışarı çıkıp kaybolmuşlar. Ağzı açık olan şişenin karanlık tarafına doğru tek bir arı bile gelmemiş! Camın önünde ışığa doğru çabalarına devam etmişler. İnsanın aklına hemen arıların akılsızca davrandıkları geliyor. Ancak daha derinlemesine düşününce; karşımıza bir anıt gibi dikilen gerçek çok farklı oluyor. Bilim adamlarına göre arılar olmazsa, insan yaşamı da olmaz. Ayrıca nerede, hangi çiçek ile besleneceğini bilen, yüzlerce kovan arasında kendi kovanını bulan ve o kovanın yüzlerce peteği arasından kendininkine yumurtlamayı hiç şaşırmadan uygulayabilen bir canlıdır arı.. Nasıl olur da şişenin ağzını bulup çıkamaz değil mi? Işığa doğru yürüyenlerin önünde her zaman engeller olacaktır kuşkusuz... Onlar, engellere rağmen ışıktan vazgeçmeyenlerdir. Ne tür engel olursa olsun önlerinde, çabalarını sürdürenlerdir. Ve bu uğurda da gerektiğinde ölebilenlerdir Yürek, azim, sevgi, ilkeler, dürüstlüktür bunu yaptıran... Kendine saygı, yaşadığı topluma saygıdır. Sinekler, karanlıkta sıvışan kaçaklardır. Karanlığa yürüyenlerdir.Karanlık düşüncelerdir. Şişenin ağzının karanlığa bakmasının onlarca hiçbir önemi yoktur. Sinsi, ilkesiz, yüreksiz, korkak varlıklardır. Sadece kendi yaşamları söz konusudur. Nerede yemek varsa, nerede rahat yaşayacaklarsa, nerede çok para kazanacaklarsa oraya giderler. Onlar için karanlık olması önemli değildir; açık ağızların... Arıyı kovalamak isterseniz savaşır. Engellere aldırmaz. Amacı sadece ışığa ulaşmaktır. İğnesini sapladığında öleceğini bilerek savaşır. Ve değerleri için ölür. Ama sinekler kaçarlar. Sonra yılışık yılışık tekrar dönerler kovaladığınız yere.. Yemeklerinize, kollarınızın üstüne tünerler Pis ayaklarıyla ezerler; yaşadığımız her yeri... Arılar yumurtalarını yalnızca kovanlarına bırakırlar. Oysa sinekler her yere yumurtlar, her yerde ürerler. Çöplüklerde, tuvaletlerde, bataklıklarda… Onlar için yumurtalarını bırakacakları yerin bile hiç önemi yoktur. Sinek olup karanlığa mı? Arı olup aydınlığa mı? Engellere rağmen ışığa yürüyenlere, ışığa ulaşmak için çabalayanlara, insanca değerler yaratma adına mücadele edenlere ve ışık saçanlara selam olsun... Işıkla kalın...         ..../... Evet! Yukarıda alıntıladığım öyküsel yazı böyle bitiyor... Yazının da işaret ettiği gibi bende hayatımda mücadele etmeye çalıştığım o sineklerin aşağıda söyleyeceklerimi çok iyi bilmesini istiyorum Sizlerin bu şehire ve ülkeye verecek hiç bir şeyiniz olmadığı gibi karşıma geçip konuşabileceğiniz yüreğe sahip olmadığınızdan arkamdan karı gibi dedikodu yapmanız, düşman ilan etmeniz inanın küçük Ahin'in zerre umrunda değil. ​​​​​​Allah bana bu canı verdiği müddetçe ben bu şehirde, yukarıdaki şişenin içinde olan Arı'ların safında olmaya devam edeceğim. Şehrin tüm pislikleri sizin olsun. Mide bulandırmayada kaldığınız yerden devam edin. Son olarak şehrime halkıma seslenmek istiyorum: Küresel akılın aslında, küresel bir tadbikat olarak hayatımıza soktuğu, sonrasında dahada beterini Dünya üzerine salacağı Corona virüsü içerikli biyolojik savaşlardan zaferle çıkmak için "Evde Kalın. Sağlıklı kalın" diyorum. Hayatı doğruları ve Urfa'yı seven herkese saygılarımla ​​​

Devamını Okumak İçin Tıklayınız