Sizi Çok İyi Biliyoruz Canım Kardeşim

Yayınlanma: 26.04.2019 08:43 Güncelleme: 26.04.2019 08:43

Biz biliyoruz sizin nasıl o koltuklara geldiğinizi.Sizi de yedi ceddinizi de çok iyi tanıyoruz. Niyazi evvelinizi biz sizin yüzünüzden okuyoruz.O işgal ettiğiniz mıhlanmış olduğunuz Makamlarınızda,Koltuklarınızda Sadece birer figür olduğunuzu hiç unutmuyoruz.Sembolik isimlerinizi imzalarınızıysa hiç tanımıyoruz. Ne hicivlerinizi ne methiyelerinizi hiç mi hiç sallamıyoruz. Çünkü biz sizi tanıyoruz. Tabiri caizse buldumcukluğunuz vasıfsız, liyakatsiz ve hık diyicinin mık diyicisi oluşlarınızdan mütevellit ki biz bu hallerinize asla şaşırmıyoruz. Diyecek oluyoruz ki; Keser döner sap döner gün gelir hesap döner. Yani bak arkadaş ,kazın ayağı öyle değil  ayarını bozduğun kantar gün gelir seni tartar. Sonra birden sarsılıyor ve fark ediyoruz; siz her devrin her dönemin adamı olduğunuzdan siz keseri hem keser tarafından hem sap tarafından tutmasını iyi biliyorsunuz. Biliyorum bizim bildiklerimiz kadar sizin de  iyi bildiğiniz şeyler var. Aman efendim sepet efendim havaları olsun, listeler  hazırlamak olsun, aday adayının adayı olsun yeter ki  adı olsun herkesin canım kardeşimi olmayı sizden iyi kimse bilemez. İki kelimeyi tek başına edemeyecek olmanıza rağmen binbeşyüz hava basmayı da bizden öğrenecek değilsiniz ya.Ah canım kardeşim ah! Bak ne diyor Nazım ; Akrep gibisin kardeşim,  korkak bir karanlık içindesin akrep gibi.  Serçe gibisin kardeşim,  serçenin telaşı içindesin.  Midye gibisin kardeşim,  midye gibi kapalı, rahat.  Ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun, kardeşim.  Bir değil,             beş değil,                        yüz milyonlarlasın maalesef.  Koyun gibisin kardeşim,  gocuklu celep kaldırınca sopasını  sürüye katılıverirsin hemen  ve âdeta mağrur, koşarsın salhaneye.  Dünyanın en tuhaf mahlukusun yani,  hani şu derya içre olup                              deryayı bilmiyen balıktan da tuhaf.  Ve bu dünyada, bu zulüm                                      senin sayende.  Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer  ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak                        kabahat senin,                                       — demeğe de dilim varmıyor ama —                        kabahatın çoğu senin, canım kardeşim!

Devamını Okumak İçin Tıklayınız