Urfa’da İşsizlik Büyüyor, Geçim Gitgide Zorlaşıyor!
"Sabah işe gidiyoruz, akşam yoksulluğa dönüyoruz." Urfa sokaklarında Ruha TV’ye konuşan yurttaşlar, geçim sıkıntısını gözler önüne serdi.
Şanlıurfa’da ekonomik zorluklar her geçen gün daha da derinleşiyor. Türkiye genelinde olduğu gibi Urfa’da da işsizlik oranlarında artış gözlenirken, iş bulanların önemli bir bölümü ise düşük maaşlarla ayakta kalmaya çalışıyor. Özellikle gençler ve dar gelirli aile bireyleri, hem iş bulma konusunda sıkıntı yaşadıklarını hem de çalışsalar dahi temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandıklarını dile getiriyor. İŞ VAR AMA GEÇİM YOK Kentte yapılan sokak röportajlarında birçok vatandaş, “İşim var ama geçimim yok” ifadesiyle durumu özetliyor. Gıda, kira ve fatura giderlerinin hızla yükseldiği bu dönemde, maaşların aynı oranda artmaması, çalışan kesimin hayat kalitesini ciddi şekilde etkiliyor. Asgari ücretin bölgedeki temel geçim kalemlerine yetmemesi, aile geçindiren bireyler üzerinde büyük bir baskı oluşturuyor. GENÇLER UMUTSUZ, İŞ ARAYIŞI SÜRÜYOR Özellikle 18-30 yaş arası genç nüfus, uzun süredir işsiz olduğunu ve geleceğe dair umudunu kaybettiğini belirtiyor. Kamuya alımların yetersiz olması, özel sektördeki ücret dengesizliği ve sektör daralmaları, gençlerin istihdam umutlarını gölgeliyor. Üniversite mezunları bile niteliklerine uygun iş bulamadığını, kısa vadeli ve düşük ücretli işlerle geçici çözümler üretmeye çalıştığını söylüyor. VATANDAŞ NE İSTİYOR? Şanlıurfalı vatandaşlar, yerel yönetimlerden ve merkezi hükümetten acil çözüm bekliyor. Talepler arasında özellikle şunlar öne çıkıyor: İstihdamı artıracak projelerin hayata geçirilmesi Meslek edindirme ve girişimcilik desteklerinin artırılması Asgari ücret üzerindeki maaş baskısının hafifletilmesi İşçi haklarının iyileştirilmesi ve sosyal güvence sisteminin güçlendirilmesi BİRİKEN SORUNLAR SOSYAL RİSK OLUŞTURUYOR Ekonomistler, bu gidişatın sadece bireysel değil, sosyal yapıyı da tehdit eden bir sorun haline geldiğini vurguluyor. Artan işsizlik ve geçim sıkıntısı, göç eğilimlerini, aile içi çatışmaları ve toplumsal huzursuzluğu tetikleyebilir. Bu nedenle uzun vadeli ekonomik reformlara ve bölgesel kalkınma planlarına ihtiyaç olduğu ifade ediliyor.