Avustralya'da son iki yılda Müslümanlara yönelik şiddet olaylarında ciddi bir artış gözlemleniyor. İslamofobi Kayıt Merkezi, Deakin ve Monash üniversitelerinin birlikte hazırladığı beşinci rapora göre, Ocak 2023 ile Aralık 2024 arasında 309 fiziksel saldırı kaydedildi. Bu, önceki döneme kıyasla 2,5 katlık bir artışa işaret ediyor. Ayrıca, çevrimiçi nefret içerikli olayların sayısı da üç katına çıkarak 366'ya ulaşmış durumda. Bu veriler, Müslümanlara yönelik şiddetin toplumda hızla yayıldığını gösteriyor.
Kadınlar ve kız çocukları, saldırılardan en çok etkilenen grup olarak öne çıkıyor. Mağdurların dörtte üçü kadınlardan oluşuyor. Raporda, kadınların erkeklere kıyasla fiziksel saldırıya uğrama ihtimalinin yüzde 30 daha fazla olduğu belirtiliyor. Bu durum, özellikle Müslüman kadınların toplumsal hayatta karşılaştığı zorlukları bir kat daha artırıyor. Çoğu saldırı, çocukların önünde gerçekleşiyor ve bu da ciddi travmalara yol açarak mağdurların psikolojik iyileşme süreçlerini zorlaştırıyor.
Saldırıların en çok sokaklarda, araç park ederken ya da sürüş sırasında gerçekleştiği belirtiliyor. Bunun yanı sıra, iş yerleri, okullar, alışveriş merkezleri, üniversiteler ve toplu taşıma araçları da şiddet olaylarının yoğunlaştığı diğer yerler arasında yer alıyor. Özellikle iş yerlerinde kadınların, erkeklere kıyasla üç kat daha fazla saldırıya uğradığı ifade ediliyor. Bu durum, Müslüman kadınların iş gücüne katılımını olumsuz yönde etkiliyor ve istihdamda zaten düşük olan oranlarının daha da düşmesine neden oluyor.
Çevrimiçi nefret içerikli olaylardaki artış da dikkat çekici. Sosyal medya platformlarında, Müslümanlara yönelik hakaretler ve tehditler üç kat artmış durumda. Bu tür olaylar, toplumsal ayrımcılığın sanal ortamda da yayılmasına yol açıyor. Ayrıca, bu tür saldırıların fiziksel şiddeti tetikleyebileceği ve toplumun bir bütün olarak huzurunu tehdit edebileceği belirtiliyor.
İslamofobi ve Müslümanlara yönelik şiddet, yalnızca bireyleri değil, tüm toplumu etkileyen ciddi bir sorun olarak değerlendiriliyor. Raporda, bu tür saldırıların kasıtlı ve yanlış olduğu, tüm toplum tarafından şiddet olaylarının kınanması gerektiği vurgulanıyor. Şiddet olaylarının artması, toplumsal eşitlik, insan hakları ve güvenlik gibi temel değerlerin tehdit altında olduğunu gösteriyor ve bu tür saldırıların engellenmesi için hükümetin daha fazla önlem alması gerektiğini dile getiriyor.
Mahreç:Haber Merkezi
Yorumlar
Kalan Karakter: