Gebelik, anne vücudunda birçok fizyolojik değişikliğe neden olur ve bu değişiklikler, bazı endokrin hastalıkların ortaya çıkmasına veya mevcut hastalıkların daha belirginleşmesine yol açabilir. Türkiye’de her yıl binlerce anne adayı, gebelik sürecinde tiroit hastalıkları veya gestasyonel diyabet gibi endokrin sorunlarla karşılaşıyor. Medicana Sağlık Grubu Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bölümü’nden Uzm. Dr. Mina Gülfem Temiztürk, bu hastalıkların erken teşhis edilmesi ve doğru bir şekilde yönetilmesi durumunda anne ve bebek sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerin en aza indirilebileceğini ifade ediyor.
Gebelikte Endokrin Hastalıkların Artan Görülme Sıklığı
Yapılan araştırmalar, gebelikte endokrin hastalıkların sıklığının son yıllarda arttığını gösteriyor. Özellikle stres, genetik faktörler, beslenme alışkanlıkları ve çevresel faktörler, bu artışın sebepleri arasında yer alıyor. Gebelik sürecindeki fizyolojik değişiklikler, bazı endokrin hastalıkların yönetimini zorlaştırabilir, bu nedenle normal gebelik sürecini anlamak, endokrin hastalıkların yönetiminde anahtar bir unsur olarak kabul ediliyor. Uzm. Dr. Temiztürk, gebelikte sık karşılaşılan endokrin hastalıklar ve tedavi yöntemleriyle ilgili şu sözlere yer verdi:
Tiroit Fonksiyonu Kontrol Edilmeli
Gebelik döneminde östrojen düzeylerinin artması, gebelik hormonu beta HCG’nin etkisi ve artan iyot ihtiyacı, tiroit bezinin yapısını ve fonksiyonlarını etkileyebilir. Bu değişiklikler, anne ve bebek sağlığı için risk oluşturabilir. Uzm. Dr. Mina Gülfem Temiztürk, gebelik planlayan tüm kadınların ve gebelik sürecine giren tüm kadınların tiroit fonksiyonlarını kontrol ettirmelerini öneriyor. Bu kontrol, TSH (Tiroid Stimülan Hormon) ölçümü ile yapılabilir. Ayrıca, gebelik boyunca tiroit fonksiyonunun izlenmesi gerektiği vurgulanıyor. Gebelik döneminde tiroit sağlığını desteklemek için her kadına günlük 150 mikrogram iyot takviyesi yapılması gerektiği ifade ediliyor. Bu destek, multivitaminler ve folik asit içeren kombinasyon preparatlarla verilebilir ve gebelik öncesi dönemde başlanıp, emzirme süreci sonlanana kadar devam edilmelidir.
Hipotiroidi Tanısı Alan Kadınlar İçin İzleme Önemli
Gebelik sürecinde hipotiroidi tanısı almış kadınlar, artan tiroit hormon ihtiyacını karşılamak için aldıkları ilaç dozunun artırılması gerektiğini unutmamalıdır. Hipotiroidi tedavisi gören kadınlar, hamile kaldıklarında tiroit bezinin hormon üretim kapasitesindeki artışa bağlı olarak ilaç dozlarını yükseltmelidir. Özellikle tiroit bezi tamamen alınmış veya daha önce RAI (Radyoaktif İyot) tedavisi görmüş olan kadınlar, gebelik sırasında daha yüksek ilaç dozlarına ihtiyaç duyabilirler. Yeni hipotiroidi tanısı almış kadınlarda ise, gebeliğin ilk haftalarından itibaren yüksek TSH seviyeleri takip edilmelidir. Bu seviyeler, gebelik haftasına uygun seviyelere indirilmelidir. İlaç tedavisi ile TSH seviyelerinin gebelik boyunca düzgün bir şekilde kontrol altında tutulması büyük önem taşır.
Gestasyonel Diyabetin Anne ve Bebek Üzerindeki Etkileri
Gestasyonel diyabet, gebelikte ortaya çıkan ve genellikle ikinci ile üçüncü trimesterlerde insülin direncine bağlı gelişen bir hastalıktır. Uzm. Dr. Temiztürk, gestasyonel diyabetin anne ve fetüs üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceğine dikkat çekiyor. Bu hastalık, gebeliğin seyrini olumsuz yönde etkileyebilir. Diyabeti olan ve gebelik planlayan kadınların, gebelikten en az üç ay önce kontrollerini yaptırarak HbA1c seviyelerini hedeflenen 6.5 seviyesinin altına düşürmeleri gerektiği ifade ediliyor. Diyabeti olmayan ancak risk taşıyan kadınlar için ise, gebelik öncesi dönemde veya gebeliğin ilk üç ayında açlık kan şekeri ve HbA1c ölçümü yaptırılmalıdır. Bu testler, glukoz metabolizmasındaki olası bozuklukları belirlemeye yardımcı olur.
Gebelikte Şeker Yüklemesinin Bebek İçin Zararları Yok
Gestasyonel diyabetin taranmasında, gebelik sürecinde yapılan şeker yükleme testinin önemli bir yeri vardır. Türkiye Endokrinoloji Metabolizma Derneği, gebelikte şeker yüklemesinin mutlaka yapılması gerektiği görüşündedir ve bu testin bebeğe herhangi bir zarar vermediğini belirtmektedir. Şeker yükleme testi, anne adayının gestasyonel diyabet açısından risk taşıyıp taşımadığını belirlemek için gereklidir. Ayrıca, fazla kilolu olmak, polikistik over sendromu tanısı almak, önceki gebeliklerde diyabet varlığı, 40 yaş ve üzeri olmak gibi durumlar, gestasyonel diyabet için risk faktörleridir.
Hipofiz Bezi Adenomları ve Böbrek Üstü Bezi Hastalıkları
Gebelikte hipofiz bezinde bazı anatomik ve hormonal değişiklikler yaşanabilir. Hipofiz bezinin işlev bozuklukları, adenomların büyümesi ve hormon üretimindeki aksaklıklar gebelik sürecini ciddi şekilde etkileyebilir. Uzm. Dr. Temiztürk, hipofiz adenomlarının büyüme olasılığının ve hormon salgılayan adenomların izlenmesinin hayati önem taşıdığını vurguluyor. Hipofiz bezi hastalıklarının zamanında tespit edilmesi ve tedavi edilmesi, hem anne hem de bebek sağlığı açısından büyük bir önem taşır. Bunun yanı sıra, gebelikte böbrek üstü bezi hastalıkları, düşük sıklıkta görülse de ölümle sonuçlanabilecek kadar tehlikeli olabileceği için bu hastalıkların da erken dönemde teşhis edilmesi gerekmektedir.
Sonuç Olarak: Erken Teşhis ve Yönetim Hayati Önem Taşır
Gebelik sürecinde yaşanabilecek endokrin hastalıklar, erken teşhis ve doğru tedavi ile hem anne hem de bebek için sağlıklı bir gebelik süreci yaşanmasını sağlayabilir. Gebelik sürecinde tiroit fonksiyonunun takibi, diyabetin yönetimi, hipofiz ve böbrek üstü bezi hastalıklarının izlenmesi, hem anne hem de bebeğin sağlığını koruyacaktır.
Mahreç : Haber Merkezi
Yorumlar
Kalan Karakter: