Bizler de adeta iz sürerek kendisine ulaşma şansına sahip olduk. Ve Şehri Urfa hakkında konuşmak için sözleştik ve sonunda buluştuk.
Kendisine yeniden teşekkür ederek söze başlamak istiyorum.
N.K: İbrahim Bengi kimdir? Bu arada İbrahim Bengi öyle bir Urfalı ki malikanesinin kapı numarası 63, çocuğunun bindiği arabasının plakasını sonu bile 63 . Ben böyle bir Şanlıurfa aşkı görmedim hayatımda. Bunun kaynağı nedir?
İ.B: Şanlıurfalıyım. Evli ve bir kızım bir de oğlum var. İyi bir Urfalıyım. Evimin kapı numarası 63. Oğlumun araba plakası da. Urfa ile yatar Urfa ile kalkarım. Kızım Bengi Hukuk Grubu’nda avukat, oğlum ise inşaatlarımız ve Yıldız Teknik Mezunu olarak Bengi Şirketler Grubu’nun başında. Çok okurum, sigara kullanmam, iyi yüzerim, futbol oynadım.
2000 yılında Bengi Grubunu kurdum ve böylelikle iş hayatı serüvenim başladı. Bengi Grup ve İbrahim Bengi olarak metodum hep şu oldu; Ben kaybetmem ya kazanır ya da öğrenirim ki öğrenmek benim için en büyük kazanç. Halen de öğrenmeye devam ediyorum. Her gün kendimi yeniliyorum ve güne erkenden besmele ile başlıyorum. Dedikoduyu sevmem. Örnek aldığım işadamları var; bu iş adamlarının hayatlarını okurum. Bugünün işini yarına bırakmam. İşlerimde esnaf gözü ile ter döktüm.
İş hayatımda da siyasette de anahtarım itibar ve dürüstlük. Yeter ki yapılabilecek olanları konuşalım, sağlam ve emin adımlar atalım. Şehrime olan sevdama gelince ne çok üzülüyorum Urfa’ma. Doğduğum günden bugüne hangi görüş ve partinin tezahürü olursa olsun hiçbir siyasi ya da bürokratın Şanlıurfa'ya dişe dokunur bir hizmet sunduğunu düşünmüyorum. Bizler bir Malatya, bir Gaziantep, bir Kayseri olamadık. Neden mi çünkü dedikodu ile iş yapmaya çalıştık, fitne fesatla kendimize yer edinmeye çalıştık. Bizler kazma, küreği bırakmadığımız sürece ne yazık ki ne siyasette, ne sporda, ne sanatta, ne de hayatın herhangi bir noktasında kırılma yaşayıp güne damgamızı vuramayacağız. Öyle ki bu kazma, kürekçilik, bu çamurluk ete kemiğe bürünmüş, ciğerlere nüfus etmiş durumda. Kuyu kazmak bizim işimiz ama Urfaspor bizim işimiz değil, onlarca vekil çıkarırız ama siyaset bizim işimiz değil.
N.K: Türkiye’de de gündeme geldiği için sormak istiyorum. Trabzon milletvekili meselesi hakkında ne düşünüyorsunuz?
İ.B: Trabzon'da 4'ü CHP ‘den 4’ü AK Parti’den olmak üzere toplam 8 vekil var. 8 vekil de çalışıyor. Allah muvaffak eylesin gözümüz yok. Gerçi sadece çalışan kafa, liyakatli yürekte gözümüz var. Konuya dönecek olursak Türk Hava Yolları’nın filosuna yeni katılan uçağına isim vermek üzere sosyal medya üzerinden bir anket başlatıldı. Ve seçeneklerden biri Göbeklitepe idi. Göbeklitepe dünyaya mal olmuş tarihin akışını değiştirmiş bir mirasken ve oylamada en fazla oyla seçilmişken yine Şanlıurfa masada Trabzon'a kaybetti. Trabzon'da şanlı şehidimiz Eren’in ismi verildi. Elbette #iyikivarsıneren diyoruz. Elbette tüm kahraman şehitlerimizi rahmetle anıyoruz. Ancak sürekli bu adaletsizliğe uğramak oldukça can sıkıcı.
İl olarak hedefimiz büyük olmalı. Yek vücut olmalıyız. İkinci bir Trabzon olmalıyız.
Halkın verdiği şampiyonluğa Urfalı vekiller sahip çıkmadı. Trabzonlu vekilleri tebrik ediyorum.
Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı ve vekilleri içinse bağımsız aday ve bağımsız belediye başkanları olmaları yönünde fikir beyan etmiştim ve İbrahim Bengi olarak halen aynı demeçleri veriyorum ve halen bu fikirlerimin arkasındayım. Çünkü bu isme sahip çıkamamak Urfa'ya sahip çıkamamak demek. Eren yavrumuzun adı başka yerlere verilsin, her yere verilsin; ancak bu rüya uçak Urfa için çok önemliydi. Biz o vekillerin o başkanların göremediği Urfa’nın turizm potansiyelini biliyoruz ve önemsiyoruz. Yurt dışına seferler yapan Rüya uçak sayesinde Balıklıgöl’deki yem satan çocuk, Harran'daki amca, Halfetili teyze, Birecik, Dergah, Göbeklitepe herkes hepimiz kazanacak. Dizi filmler çekilecek Urfa ilerleyecek bir otelde 30 kişi çalışıyorsa belki 50 kişi sebeplenecek. Bakın Urfa'da gençlerimiz işsizlikten kırılıyor, dört yıllık mezun çocuklarımız işsiz.
Sayın Fatma Şahin Hanımefendi ne kadar güzel çalışıyor. Daha doğrusu sistemli ve şehrini tanıyarak çalışıyor. Bizim belediye başkanımız canlı yayınlarda Halfeti kahvaltısını tanıtıyor. Elbette Halfeti önemli bir değerdir, sonuna kadar destekliyorum. Ancak bir ilçenin kahvaltısını kaymakam beyler ya da Halfeti Belediye Başkanımız tanıtabilir. Sayın Beyazgül’ün prestiji açısından dünyaya mal olmuş bir servet ve mirasın tanıtımını yapmak yani Göbeklitepe’nin tanıtımını yapmak daha doğru bir strateji olacaktır diye düşünüyorum.
Danışmanlarının bunu gözden kaçırmış olduğunu da kasıtlı yapıldığını da düşünmek istemiyorum. Kendisi bir büyük şehrin belediye başkanı. Bizim daha ciddi problemlerimiz var. Esnaf kan ağlıyor, genç işsiz, ana-baba işsiz, tüm dizi filmler Mardin-Midyat’ta çekiliyor bu da demektir ki turizmde de basiretsiziz. Böyle bir kriz ortamında göl kenarında ilçe kahvaltısı tanıtmak da aynı basiretsizlik bence. Bakınız barış ve aklı selim içinde olan aydın Urfalı kardeşlerime hiçbir lafım yok olamaz da. Hepsi baş tacım ancak bir sıkıntın olursa "emret yeter dayım benim" zincirine saplanan dedikoducu, kuyu kazan ve yer işgalinden öteye geçemeyenlerden önemle ricam işgüzarlığı bırakıp ciddiyetle millet için memleket için çalışmaları. Bizim il olarak hedefimiz en büyük olmalı. Yek vücut olmalıyız. İkinci bir Trabzon olmalıyız. Şanlıurfaspor'dan dem vuracak olursak gene aynı noktadayız. Şanlıurfaspor Kulübü Genç Takımında lisanslı futbolcu olarak iki yıl oynadım. Şimdi bu çağda deplasmana gidilecek para yok. Ne belediyeden ne de Urfalı iş adamlarından fayda yok. Bakın Trabzonspor'da Urfaspor'da 1969'da kuruldu. Urfaspor nerede, Trabzonspor nerede? Çünkü Trabzonlu kendi içlerinde kanlı bıçaklı olsa da dışarıda her zaman tek yumruk. Bütün Urfalı iş adamlarına sesleniyorum; ben İbrahim Bengi, Bengi Şirketler Grubu dahil olmak üzere gelin bu cenazeyi kaldıralım, yeniden ruh üfleyelim. İbrahim Bengi de elini taşın altına koymaya hazır güzel kardeşim. Memleket sevgisi hepimizde var biliyorum. Dikkatimi çeken ve içimi acıtan başka bir husus var. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan Şanlıurfa'ya geldiğinde Topçu Meydanı'nın isminin Rabia Meydanı olarak değiştirilmesi yönünde talimatta ya da talepte bulunduğunu hatırlamıyorum. Bizim tarihimizle oynadılar, 11 Nisan Kurtuluş Savaşı’nın başladığı yer Topçu Meydanı'dır. Bu şanlı tarihe ihanet edip küçük hesaplar için kırk yıllık Topçu Meydanı oldu Rabia Meydanı. Ne kadar duyarlı olduğunu bizzat bildiğim Sayın Cumhurbaşkanımız hiçbir zaman böyle bir talimat vermedi. Kendisine Topçu Meydanı’nın geçmişi bu denli anlatılmış olsaydı eminim bu değişikliği yapanlar kesinlikle cezalandırırdı. Çünkü Sayın Cumhurbaşkanımız tarihini çok iyi bilir ve yapılanları asla unutmaz. Ben doğduğumda orası Topçu Meydanıydı, çocuklarım doğduğunda da Topçu Meydanıydı. Bakın bu meydan şehitlerimizin kanı ile sulandı. Halen Fransızların attığı kurşunlarının bıraktığı izler durmakta. Sılaya her gidişimde Fransızlara karşı yazılan destanı hatırlar, milletimle övünürüm. Koca bir tarihi es geçmek yerine Rabia ismi yeni açılan bir kavşağa verilebilirdi. Sayın Cumhurbaşkanımız bu durumun halkını yaraladığını bilse soruna anında müdahil olarak çözüme kavuşturur. Allah’ın bana verdiği son nefese kadar ben Urfalı iş Adamı ve siyasetçi İbrahim Bengi olarak bu iş için mücadeleye devam edeceğim. Rabia Meydanı değil topçu meydanı olması için her türlü çabayı sarf etmeyi göze aldım. Bu işi yapan da yine siyasiler küçük hesapları. Kimse bizim tarihimizi değiştirme hakkına sahip değil. Gaziantep Şahinbey Meydanı'nın ismini Rabia Meydanı olarak değiştirebilmek mümkün müdür? Ya da Maraş'ın Sütçüimamı'nı yerinden oynatmak mümkün mü? Maraş'ın Karayılanı'na dokunmak mümkün mü? Bizler de Topçu Meydanı, 11 Nisan’ı önemsemeliyiz. Urfa'yı ve Urfalıyı sevmeli ve yaşatmalıyız.
Gaziantep ayaklanır, Maraş karışır. Ben Şanlıurfa için de Sayın Cumhurbaşkanımızın tüm bu olup bitenlerden haberi olsa bize yapılmış bu kötü şakayı anında sonlandıracağına eminim.
Ancak üç beş çıkarcının yarattığı bu hezimet hiçbir siyasinin, bürokratın umurunda olmadı. Burası şehitlik, burası çetelerimizin kanıyla sulandı, burası topçu meydanı diyemedi kimseler. Şehit kanıyla sulanmış Topçu Meydanını sırf birilerine yalakalık olsun diye ismini değiştirmek için önerge veren belediye meclis üyeleri gün gelip hakkın huzuruna vardığı zaman ne Bedi-ü zaman Mezarlığı’nda ne de Harrankapı Mezarlığı’nda yer bulabilecekler kendilerine.
Ben İzmir’de yaşadım, hatta Ege Şanlıurfalılar Federasyonu Genel ve Kurucu Başkanıyım. İstanbul’da da yaşadım.
Urfa’da da yaşadım. Buralarda ve başka illerde yaşayan hemşerilerimi de bizzat gördüm. Büyük bir üzüntü duyarak söylüyorum bunu ama hiçbir hemşerimde icraat göremedim. Sadece laf laf laf.
Dört kişi bir araya geliyor, konuşuluyor, ince hesaplar yapılıyor. Arkası yine yeniden boşluk. Ki ne yazık arkadan konuşmadan da duramıyorlar. Bu kısır döngü ancak ve ancak eğitimle kırılabilir. Gelecek nesilden dayanışma, donanım, dirlik ve düzen bekliyorum ve gençliğimize güveniyorum. Bizi ancak gençlerimizin kalkındırabileceğini de biliyorum .
Tanıtamıyoruz kendimizi. Fransa'da, İngiltere'de, Suudi de bile herhangi bir süpermarkette rahatlıkla Maraş biberini bulabilirsiniz. Maraş bugün kuru biberini, kuru patlıcanını, kuru domatesini ihraç edebiliyor. Bu ihracatın rakamları da Maraş Ticaret Odası'nda mevcut. Tebrik ediyorum Maraş'ı. Tebrik ediyorum Antep'i. Bakın fıstık Şanlıurfa'da üretilir Gaziantep menşei alır, İsot Urfa'nın medarı iftiharı ama Maraş menşei alır, yine sade yağ Şanlıurfa'da bulunur ama Gaziantep dünyaya sade yağ ile hazırlanmış baklava satar. Diyarbakır burma kadayıfını dünyaya pazarlar. Antep'in, Mardin'in, Adana'nın, Maraş'ın suçu yok aksine büyük bir başarısı var. Bu bizim, bize ve bizim değerlerimize sahip çıkamayanların suçu. Öyle çok konu var ki durduramıyor insan kendini.
Değinmek istediğim bir diğer konu eski stat yeni AVM'nin yeri. 11 Nisan Stadyumu yıkıldığında yerinin milli park ilan edilmesi gerektiğini yetkililere defalarca anlattım. Urfa'nın nefes alacağı yer yok, milletçe 11 Nisan Milli Parkı'nda nefes alırız diye feryat ettim. Ben İş İnsanı İbrahim Bengi olarak, Bengi Grup olarak eski Şanlıurfa Valisi Sayın Celalettin Güvenç ile de görüştüm. Gelin burayı AVM yapmayalım, tek sulak alanımız Balıklıgöl ve Urfa’ya asla yeterli gelmiyor. Şehir nefes alamıyor. Gelin Bamyasuyuna kadar stadı yıkalım Emirgan ile beraber. 11 Nisan Milli Parkı’nı yapalım. Fırat’tan su getirilip devir daim yaptırılsın. Dev şelalemiz olsun, düğünlerimizi yapalım, çocuklar koşup oynasın, akşamüstü Urfalılar gezip hava alabilsin. Çayını kahvesini içip yemeğini yesin .Turizm ve ticaret açısından da büyük bir kan pompalanmış olacak şehre böylelikle.
Ben projelerimi de iş adamı kimliğim, fanatik Urfalılığımla bütün vekillere de anlattım derdimi. Hatta bizzat Sayın Ahmet Eşref Fakıbaba ile de görüştüm. Ancak ne acı ki sonuçta herkes bildiğini okudular. Çok uzağa gitmeye gerek yok Gaziantep, Malatya'ya uzandığımızda her bağlamda aramızda açılan uçurumu büyük bir rahatlıkla görebiliyoruz. Gecekondulaşma, tarım arazilerinin imara açılması, kurumsallaşamamak bizi yıllarca geriye sürükledi. Şanlıurfa'nın uluslararası markası olan Çiğköftenin patentini bile Adıyaman'a kaptıran bir yönetime, iş dünyasına ve kazma kürek ekibine artık söyleyecek söz bulamıyorum. Bakınız tüm bu kargaşa arasında yine de birlik olmalı, barıştan yana olmalıyız .Bütün çocuklarımızı koruyalım, onlara yaşam alanları sunalım.
İş insanı kimliğimle, siyasi kimliğimle, bir çok dernek ve STK yöneticiliği kimliğimle uyuşturucuya karşı verilen mücadeleyi de çok önemsiyor ve benimsiyorum. Çünkü; devletimiz, insanımız uyuşturucuya karşı çok önemli bir savaş verilmekte. Hepimiz analar ağlamasın diye can siper hane çabalamaktayız. Özellikle ana babalar olarak devletimize destek olmalıyız. Askerlerimizle, polislerimizle, sivillerimizle tek bir yumruk halinde yek vücut olmalı ve barış içinde başarıya koşmalıyız.
N.K:Sayın Bengi hem şehrimizi böylesi güzel tanıttığınız ve bunca başarınızın arasında arkanızı dönüp bizi unutmadığınız için hem çok teşekkür eder, Şanlıurfa adına da ülkemiz adına da size minnettar olduğumuzu belirtmek isterim.
İ.B: Ben teşekkür ederim. İbrahim Bengi olarak yolumuzun daima sevgi, barış ve çalışmadan geçmesini temenni ediyorum. Yolumuz sevgiden ve barıştan geçtiği sürece hayatın her alanında iri ve diri olacağımıza inanıyorum. Tüm hemşerilerimi sevgi ve saygılarımla kucaklıyorum. Herkese teşekkür ediyorum.
N.K: Söyleneceklerin en güzelini siz, Bengi Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Bengi; Devletimize sahip çıkıp, yek vücut halinde başarıya koşmalıyız diyerek söylediniz. Biz teşekkür ederiz.

Yorumlar 1
Kalan Karakter: