Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2019 yılında 7 milyon 550 bin 727 olan 65 yaş ve üzeri nüfus, 2024 yılında yüzde 20,7'lik bir artışla 9 milyon 112 bin 298 kişiye ulaştı. Bu artış, ülkemizin yaşlı nüfusunun toplam nüfus içindeki oranını yüzde 9,1'den yüzde 10,6'ya yükseltti.
Yaşlı nüfusun cinsiyet dağılımına bakıldığında, 2024 yılında bu nüfusun yüzde 44,6'sını erkekler, yüzde 55,4'ünü ise kadınlar oluşturdu. Ayrıca, 100 yaş ve üzerindeki kişi sayısı 2024 yılında 7 bin 632'ye ulaştı.
Türkiye'deki yaşlı nüfusun, İsviçre, Danimarka, İrlanda, Yeni Zelanda ve Ermenistan'ın da aralarında bulunduğu 96 ülkenin toplam nüfusunu geride bırakması, ülkemizin demografik yapısındaki önemli bir değişimi işaret ediyor.
Nüfus projeksiyonlarına göre, yaşlı nüfus oranının 2030 yılında yüzde 13,5, 2040 yılında yüzde 17,9, 2060 yılında yüzde 27 ve 2080 yılında yüzde 33,4'e ulaşması bekleniyor. Bu veriler, Türkiye'nin giderek yaşlanan bir nüfusa sahip olacağını gösteriyor.
Dünya genelinde yaşlı nüfus oranı yüzde 10,2 olarak belirlenmiş durumda. En yüksek yaşlı nüfus oranına sahip ilk üç ülke sırasıyla yüzde 36,2 ile Monako, yüzde 30 ile Japonya ve yüzde 27,8 ile Santa Elena. Türkiye ise yüzde 10,6'lık oranıyla dünya ortalamasına yakın bir seviyede bulunuyor.
Bu demografik değişim, sosyal ve ekonomik politikaların yeniden değerlendirilmesini gerektiriyor. Yaşlı nüfusun artışı, sağlık hizmetleri, emeklilik sistemleri ve sosyal destek mekanizmalarının sürdürülebilirliği açısından önemli bir konu olarak karşımıza çıkıyor.
Türkiye'nin yaşlanan nüfusu, gelecekteki planlamalar için kritik bir faktör olarak öne çıkıyor. Bu nedenle, yaşlı bireylerin yaşam kalitesini artıracak politikaların geliştirilmesi ve uygulanması büyük önem taşıyor.
Mahreç: Haber Merkezi
Yorumlar
Kalan Karakter: