Kadınlar için kullanılan; arkadan bakınca yaşını belli etmeyen ve ancak yüzünü görünce gerçeği farkettiğiniz yanılsama durumuyla ilgili o özlü sözü ilk kez ondan duymuştum...
Aktris, şarkıcı ve model; 1960 Türkiye Güzeli seçilerek Dünya Güzellik Yarışması'nda Londra'da Türkiye'yi temsil etmiş Nebahat Çehre, televizyonda yayınlanan bir röportajında kendisini "arkadan liselik, önden müzelik" olarak tarif etmişti gülümseyerek...
1944 doğumlu Nebahat Çehre'nin bu espirili ifadesi; "görünüşün gerçek sanılmasına yol açan algı ya da duyu yanılmasının ve var olan nesneyi veya
canlıyı yanlış, farklı veya değişik olarak algılamanın," asıl olanın kıymetini değiştirmeyeceğini biliyor olmasından kaynaklı bir özgüven yansımasıydı...
"Liselik" kavramı için; "liseye, liseliye veya daha geniş manada gence uygun olan" denebilir...
"Müzelik" söylemiyse; alay ederek söylenen "yaşlanmış, yıpranmış, köhnemiş, eskimiş" olanı ifade etmesinin yanı sıra, "müzede korunacak ve sergilenecek değerde olan somut kültürel miras" anlamını da taşıyor...
Esas konumuz müzeye gelince, ICOM yani Uluslararası Müzeler Konseyi müze için daha ayrıntılı bir tarif seçmiş olsa da TDK şöyle tarif ediyor:
"Müze, somut ve somut olmayan kültürel mirası araştıran, ilgili nesneleri toplayan, muhafaza edip sergileyen kurumlar ve sergileme mekanlarıdır."
Bir de zaten kendisi müze olan değerler var ki, tarihin ve kültürün yol aldığı yaşayan bu değerlerden belki de en başa yazılması gereken yerdir "Müze Şehir Urfa..."
Ve bu müze şehir Urfa'ya öyle bir sarılmıştı ki Aslıgiller Grubu, bir gün önce Gokbeklitepe'de 12 bin yıl öncesiyle mesafeleri kapatırken, ertesi gün ise güncel zamandan uzaklaşıyordu Haleplahçe Mozaik Müzesi ve Urfa Arkeoloji Müzesi'nde.
Komplekse geldiğimizde daha sonra
ayrıntıyla değineceğim ve benim önceden kitaptan bildiğim Haleplibahçe Mozaik Müzesi'ndeki Amazonlar Villası'nda tek sahnede gösterilmiş ilk mozaik örnek olan 4 Savaşçı Amazon Kraliçesi Melanippe, Penthesileia, Hippolyte ve Thermodose geldi aklıma.
Peki ya bizim 11 Aslıgiller kadınından hangi 4 savaşçının mozaik çalışmasını yapar sanat ve bilgisayar sihirbazı Cemil usta diye de geçirmedim değil aklımdan..
İsimlerini ayrı ayrı kağıtlara yazıp kura çektim, kazanan 4 Savaşçı Asligiller Kadını Demet, Emel, Fatoş ve Fani oldu. Firar eden olursa diye de 2 yedek savaşçı olarak Lütfiye ile Berrin seçildi 11 Aslıgiller kadını arasından...
***
Güzel Sanatlar, Kültürel Miras ve Turizm ile Müzecilik konularında biraz mürekkep yalamış biri olarak şunu iftiharla ifade etmeliyim ki, ileriki zamanlarda eğer müzelerin de sergileneceğı bir müze açılacaksa, bu "Müzeler Müzesi"nin en nadide eserlerinden ikisinin Haleplibahçe Mozaik Müzesi ile Urfa Arkeoloji Müzesi olacağı şüphe götürmez bir gerçektir...
***
Beş altı yaşlarımda Topkapı Sarayı'nı görmemle başlayan kültürel mirasa olan tutkum hep sürdü...
60'lı yıllarda merhum Hacı Namık Alptekin amcanın sonradan yerinde Urfa Sigorta Hastanesi yapılan üzüm bağına gittiğimizde o havalide bulduğum küp şeklindeki küçük kesme taş parçalarının kıymetli olduğunu hisseder, onları taş oyunlarımızda özenle değerlendirirdim.
Merak ederdim ulaşamadığım her bir tepenin ardında ya da altında neler olduğunu...
1965 yılında Urfa Şehitlik mevkiinde 1500 metrekarelik bir alan üzerinde müze binasının inşaatına başlandığını öğrendiğimde çok mutlu olmuştum...
Yapımı, teşhir ve tanzim işlerinin tamamlanmasını takiben 1969 yılında ziyarete açılan Urfa Müzesi; 1970 yılı yaz mevsimi sonunda Urfa'dan ayrılıp İstanbul'a yerleşinceye kadar tekrar tekrar gittiğim yerlerden biri olmuştu...
Ancak söz konusu müze binası, bölgenin zengin arkeolojik ve kültürel değerlerini sergilemek konusunda yeterli kapasiteyi karşılayamayacak duruma geliyor süreç içinde...
Bu nedenle Urfa Müzesi 1965'den beri var olduğu yerinden 2015 yılında Antik Edessa şehri üstünde yani Haleplibahçe'de, 24 bin metrekare alana Urfa Arkeoloji Müzesi ve 33 bin metrekare alana da Haleplibahçe Mozaik Müzesi olarak yeniden konuşlandırılıyor.
***
Urfa'da çocukken yazın dam yatılarımızda yıldızları seyretmeye doyamazdım... Yorgan yapardım seyrettiğim o yıldızlardan üstüme...
Sadece ve sadece Urfa'nın olduğunu sandığım o yıldızları zaten sonra da görmedim başka yerlerdeki hiç bir gecemde...
Savaşcı Amazon kraliçeleri de o yıldızları gibi olmasalar bile Urfa'nın gökyüzünde, meğer bağrındaymışlar yalnızca Urfa'nın Haleplibahçe mozaiklerinde ...
Devam edecek...
Yorumlar
Kalan Karakter: