Hayatta herkesin bir ışığı vardır. Bu ışık, bazen bir yetenek, bazen içten bir gülüş ya da insanlara ilham veren bir bakış açısıdır. Ancak bu ışık yalnızca yolumuzu aydınlatmaz; kimi zaman başkalarının rahatsız olmasına da neden olabilir. Parlayan bir insan, karanlıkları aydınlatırken, bu karanlıktan beslenenlerin hedefi haline gelebilir.
Işığınızın varlığı, insanların size karşı hislerini değiştirir. Kimileri size hayranlık duyar, kimileri ilham alır. Ama ne yazık ki, bazıları da kıskançlık ve haset hissine kapılır. Peki, bu durumda nasıl bir yol izlemeliyiz? Parlamaktan vazgeçip sıradanlaşmayı mı seçmeliyiz, yoksa başkalarının tavırlarını kontrol edemeyeceğimizi kabullenip ışığımızı daha da güçlendirmeye mi odaklanmalıyız?
Kendi ışığını kaybetme korkusuyla yaşayan insanlar, genellikle kendilerini sınırlar. "Fazla dikkat çekmeyeyim," diye düşünürler. "Belki böylece daha huzurlu olurum," derler. Ancak bu düşünce, uzun vadede kişinin kendi potansiyelini köreltmesine yol açar. Hayatta gerçek huzur, kendin gibi olabilmekte ve kendi ışığını özgürce yayabilmektedir.
Başkalarının kıskançlıklarına veya eleştirilerine odaklanırsanız, bu duyguların esiri olursunuz. Ancak bu esaret, onların kazanması ve sizin kaybetmeniz anlamına gelir. Bir mum, diğer mumları yakarken kendi ışığından hiçbir şey kaybetmez. Tam aksine, paylaşılan ışık karanlığı daha da azaltır.
Tam da bu noktada aklıma bir hikâye geliyor. Belki bu kısa hikâye, hepimiz için bir ders niteliğinde olabilir:
Bir ateş böceği, karanlık bir ormanda uçarken bir yılanın sürekli kendisini takip ettiğini fark eder. Günlerce süren bu kovalamacadan yorulan ateş böceği, sonunda durur ve yılanla yüzleşir.
"Sana hiçbir zarar vermedim," der ateş böceği. "Senin yiyeceğin değilim. O zaman neden beni avlıyorsun?"
Yılan soğukkanlı bir şekilde cevap verir: "Çünkü sen parlıyorsun."
Bu hikâye, ışığınızın bazılarını neden rahatsız ettiğini açıkça anlatır. Parlamanız, her zaman başkalarının hoşuna gitmeyebilir. Ama bu, ışığınızı söndürmeniz için bir sebep olamaz.
Unutmayın, başkalarının karanlıklarından korkarak kendi ışığınızı kısmayın. Çünkü ışığınız, yalnızca sizi değil, aynı zamanda karanlıkta yolunu kaybetmiş insanları da aydınlatabilir.
İşte bu yüzdendir ki hayatım boyunca bu ışığımı kaybetmemek için istisnasız her gün kendime bunu hatırlatıyorum.
Ve size de aynı şeyi tavsiye ediyorum: Ne olursa olsun, parlamaktan vazgeçmeyin. Çünkü bu dünya, sizin gibi parlayan ruhlara her zaman ihtiyaç duyacak.
Hayatı doğruları ve Urfayı seven herkese saygıyla...
Yorumlar
Kalan Karakter: