Şapkacının Torunu...
Yayınlanma :
05.11.2019 15:32
Güncelleme
: 05.11.2019 15:32
Adam biraz yürüdükten sonra sıcaktan ve yorgunluktan bunalmış ve bir ağacın altına oturmuş. Şapkalarla dolu sepetini de yere koymuş ve uykuya dalmış...
Birkaç saat sonra adam tuhaf sesler duyarak uyanmış. Birde ne görsün yanındaki şapka dolu taşıdığı sepet bomboş.
Ekmeği için satacağı Şapkaların hepsi gitmiş.
Duyduğu garip seslerin ağacın tepesinden geldiğini fark edince, kafasını kaldırıp ağaca bakmış, ağacın dallarında bir sürü maymun, her birinin kafasında kendi sepetindeki o şapkalar.
Adam başlamış düşünmeye; "Ben şimdi ne yapacağım, şapkaları bu maymunlardan nasıl geri alacağım" diye.
Düşünceli bir şekilde maymunlara bakarak kafasını kaşırken bakmış ki, maymunlar da kendisinin taklidini yapıyor, kafalarını kaşıyorlar.
Maymunların kendisini taklit ettiklerinden tam emin olmak için, ellerini havaya kaldırmış, maymunlar da...
Derken adam ne yapacağını bulmuş, kendi kafasındaki şapkayı çıkarıp yere atmış, maymunlar da şapkaları çıkartıp aşağı atmışlar... Adam böylece bütün şapkaları geri almış, sepetine koyup yoluna devam etmiş.
Hikaye bu ya, aradan elli yıl geçmiş...
Derken o şapkacı adam yaşlanmış kendisinin başlattığı bu işi torunu yapmaya başlamış, o da dedesi gibi şapka satıcısı olmuş.
Günlerden bir gün onun da yolu maymunlarla dolu aynı ormana düşmüş.
Hava yine çok sıcakmış ve genç adam bir ağacın altına oturmuş, şapkalarla dolu sepetini yanına koymuş ve tıpkı dedesi gibi o da orada uykuya dalmış...
Bir saat kadar sonra uyanmış, birde bakmış ki sepetin içinde şapkalar yok...
Derken tuhaf sesler duymuş, bir de kafasını kaldırmış ki ağacın üstünde bir sürü maymun, hepsinin kafasında birer şapka. Düşünmüş... "Dedem yıllar önce bana bir hikaye anlatmıştı... ne yapacağımı çok iyi biliyorum..." demiş. Adam kafasını kaşımaya başlamış, maymunlar da aynısını yapmışlar... Adam
ellerini havaya kaldırmış, maymunlar da..
Ve adam gülümseyerek kendi başındaki şapkayı çıkarmış yere atmış... O anda ağaçtaki maymunlarında aynısını yapacaklarını düşünürken, maymunlardan biri ağaçtan aşağıya inmiş, adamın yere attığı şapkayı kapmış, adama da okkalı bir tokat atmış ve
şöyle demiş:
-Sadece senin mi deden var, şerefsiz...
Sonuç olarak, Urfa'da algılarla yönetimi ele alıp, Urfayı kandıran hiç birşey yapamayan İsot Losyonu kokan o malum İsot Lobisi yine aynı yöntemlerle, yukarıdaki Şapkacı ve Maymun hikayesinde olduğu gibi bizleri kandıracaklarını, şehri dizayn edeceklerini düşünüyorlar...
Oysa onlara sadece yalakalık ve kendi rantları için omurgasızların kanmış gibi rol yaptıklarını dahi göremiyecek kadar kör olduklarını bilmiyorlar..
Çünkü sadece onlar değil, bizlerde dedelerimizden onların hikayelerini dinledik.
Günü geldiğinde şapkacının torunu misali onlarda halkın tokadını yediklerinde bu işlere bir daha soyunmamaları gerektiğini, asıl yanlışın başından itibaren kendilerine ait olduğunu fazlası ile anlayacaklardır...
Not:
Ankara'ya çağıldığım İşlerim gereği daha önce kaleme alacağımı söylediğim Ankara izlenimlerimi, bu ziyaret sonrasında Urfa'ya döndüğümde iki ziyaretten çıkan notları birleştirerek kaleme alacağım. Saygılarımla
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: