Selim Bağlı: Fakıbaba sonrası önce Tarım Bakanlığı sonra Ankara ve ülke genelinde yapılan Urfalı bürokrat kıyımına rağmen; başarıları ile ülkenin belki de en önemli kurumu olan SGK Başkanı olarak adeta tek başına dimdik duran Urfalı...

Urfa Halkı ve birçokları için SGK Başkanı; başarılı bir bürokrat. Benim için Urfa Halkı adına verdiğim mücadelenin en önemli km taşlarından birisi ve nihayetinde  "Kekom" yani.

Fakıbaba'nın  şu Urfa siyasetini tepe takla uçuruma yuvarladığı meşhur liste skandalı öncesine dayanır Dr. Mehmet Selim Bağlı ile tanışmamız... 

Hikaye bildik Fakıbaba akıl oyunlarının çirkin ve bel altı algı operasyonları hikayesi! 

Vekil listesine seçilecek sırada girmesi kuvvetle muhtemelen M. Selim Bağlı'yı siyasi yollardan devre dışı bırakamayacağını anlayan Dr. Fakıbaba; akıl laboratuvarında hazırladığı itibarsızlaştırma aşısını kamuoyunun akıl damarlarına  Selim Bağlı' nın 16 akrabasına 300'er koyun aldırdığı yalanını enjekte ediyordu! 

Zehirli aşı o kadar etkiliydi ki ben bile Bağlı' nın böyle bir çirkinliğin içinde olduğuna ikna olmuş, ağır eleştirmiştim.

Sonraki araştırmalarımda gerçeğin aslında tıpkı Zeynel Abidin Beyazgül, tıpkı Urfa' nın diğer önemli birkaç isminde olduğu gibi; Fakıbaba'nın rakip gördüklerini devre dışı bırakma mikrobu yüzünden ağır akıl tutulması gribal enfeksiyon geçirdiğimi anlamıştım. 

Nihayetinde Fakıbaba'nın laboratuvarında yaptığı  çılgın deneyler memleketimi ağır komaya sokmuş olsa da: Memleketim ve ülkemin tarım ve gıda alanında beyin ölümü gerçekleşmeden gidiyordu.

Biz dönelim Dr. Selim Bağlı'ya; uzun süredir başarı ile sürdürdüğü SGK başkanlığı görevi sırasında takındığı ciddi, otoriter yapısıyla tanıdık Dr. Selim' i. Her zaman ciddi, klasik bürokrat ve asık suratlıdır!

İşinden taviz vermez. Polemiklerden uzak ve hastalıklı derecede işkolik  olan Bağlı; kimilerine göre buz adamdır! İlişkilerinde mesafeli, iletişimi zor biridir.

Pek tabi biz Urfalıların makamı ne olursa olsun, hemşehri dedin mi aradığın an telefonu açacak; işini gücünü bırakıp bize yoğunlaşacak  mantığının da Bağlı hakkında böyle bir algının oluşmasında payı büyüktür.

Ve biz Urfalıların bir Urfalının başarısını çekememe hastalığının tabi... 

Oysa dostuna dost, sohbeti güzel keyifli bir adamdır Selim Bağlı.

Mesela belki de en yakınları dahi bilmez ama bölge tarihini hafızasında tutan müthiş bir zekadır Selim Bağlı!

Saniyede bilmem kaç bin matematik işlemi yapan son sürüm bilgisayarlar gibi; bölgeye dair müthiş bir tarihi birikime sahiptir.

Kim kimdir, hangi bölge neye elverişlidir, siyasi dengeler nelerdir gibi sorulara anında cevap verecek bellek vardır onda. 

Ancak kendisine hayranlık duymamı sağlayan ve bence bütün makamların üzerinde asıl özelliği: Beyni, yüreği ve yüreğinde biriktirdiği on binlerce esere dayanan müzik birikimidir.

Bilirsiniz; sıklıkla dile getiririm de: Nerede bir saz çalan, türkü söyleyen adam görürseniz; korkmayın yanına oturun! Çünkü saz çalan, türkü söyleyen adamlardan zarar gelmez...

Dr. Selim, herhangi bir saz çalar mı bilmiyorum. Veya türkü mırıldanır mı?

Ama inanıyorum ki bir saz çalıyorsa güzel çalıyordur... Türkü mırıldanıyorsa mutlaka halktan, hukuktan, Hakk'tan, vicdandan yanadır melodileri.

Bir türkü tutturuyorsa Selim Bağlı; içinde bir ekmeği bine bölecek kadar yürekli kardeşliğin, vefanın nakaratları vardır mutlaka.

Onun söyleyeceği Türkülerin içinde ağaç sevgisi vardır, insan sevgisi vardır; doğa, toprak sevgisi vardır.

Bir ağaca aşk türküsü yakacak kadar sevgi sanatçısı olurdu eminim.

Bu yüzdendir ki bölge müzik kültürünün müthiş zenginliğine sahiptir Bağlı.

Ülke olarak kutsal aile yapımızın ve kültürel değerlerimizin ciddi mana da erezyona uğradığı sürecin fedakar baba, vefalı bir eştir aynı zamanda.

Ha, bugüne kadar oturduğu makamı akrabalarına yol geçen hanı yapmayacak kadar dürüst ama akrabaları için ortaya canını koyacak kadar da bölgenin evladıdır.

Esmer alınlıların barış, kardeşlik, misafirperverlik, hak, hukuk ananelerini ve ahlaki değerlerini özümsemiş iyi bir Urfalıdır.

BU ATAMANIN ÖNEMİ!

Üzerinde taşıdığı insani vasıfların yanı sıra bugün itibari yürüteceği görevinin Urfa hatta bölgenin geleceği açısından önemi ziyadesiyle büyüktür.

Urfalıyı hafif tartan Urfalının bozuk terazisini yeniden tamir edecek vizyona sahip olduğuna inandığım Dr. Selim'in yeni makamında atacağı her adım aynı zamanda beraber yürüdüğü ve dahi kendisinden sonra gelecek olan hemşehrilerinin yoluna tutacağı ışık veya koyacağı taş, engel olacaktır.

Fakıbaba sonrası ülkede sarsılan Urfalı bakan imajını maalesef an itibari ile bir başka bakan yardımcımız düzeltmedi. Umar ve dilerim ki Dr. M. Selim Bağlı: Başarıları, sadece Urfa ve bölgeye değil; ülkeye yapacağı hizmetler ile düzelecektir bu olumsuz algıyı. 

Bu noktada biz Urfalılara düşen görev: Sevgili bakan Yardımcımız, şehrimizin ve bölgemizin evladı Dr. M. Selim Bağlı' nın omuzlarına yük vermek değil; bilakis yükünü azaltmak, yanında durmak ve başarısı için kalbi destek vermek olmalıdır.

Klasik Urfa hastalığından kurtularak yıpratıcı, ve işine; makamında vakıf olacağı başarılara sekte vuracak eylem ve söylemlerden uzak durmak gerek kanısındayım.

Herkes gibi Dr. Selim de hatalar yapacaktır. İşte bu nokta da yanında olmak; yapıcı eleştiriler ile omuz vermek bize yakışan olmalıdır

ÖZLEYECEĞİM!

Yapı olarak en büyük hayalim Urfalıların ülke siyasetinin, bürokrasisinin en tepe noktalarında yer almasıdır.

Şehrin ve dahi bölgenin var olan sorunlarından arınmasının yolu da budur.

Ancak bugün çok değerli bir kardeşim, arkadaşım, sırdaşımı; "Kekom" dediğim bir dostum Dr. Selim Bağlı ile ayrılan yollarımızın da üzüntüsü içindeyim!

Kendisine bundan sonraki siyasi yaşamında başarılar diliyorum. Allah yar ve yardımcısı olsun.

Yüküne yük katmamak, değerli zamanından çalmamak için telefon dışında ziyaretine dahi gitmeyeceğim için açıkçası kendisi ile demli çay sohbetleri yapmayı da özleyeceğim.

Allah yar ve yardımcın olsun gönül doktoru güzel kardeşim.

Not: Kendisi ile sohbetlerimiz de hep "Birgün mutlaka...!" derdim. O da bana "Keko; nedir bu yeldeğirmenlerine karşı tek başına verdiğin mücadele? Çık git evine. Yorulmadın mı?" cevabını verirdi.

Şimdi kendisine diyorum "İsteyince, çalışınca, inanınca oluyormuş Selim!"