Sadece Ak Parti adına değil; bütün siyasi partiler adına belki de son yılların en ilginç, en zorlu yerel seçim sürecinin finaline sadece iki gün kaldı...
Normal siyasi arena ve şartlarda asla bir araya gelmeleri mümkün olmayan partilerin ittifak savaşına tanıklık edecek bu yerel seçim muhtemelen tarihe "İttifaklar Seçimi" olarak geçecek ve uzun yıllar unutulmayacaktır...
17 yıldır her genel ve yerel seçimde büyük zaferler kazanmayı gelenek haline getiren Ak Parti içinse; MHP ile ortaklığa rağmen muhtemelen en zorlu yerel seçim olacak!
Yeri gelmişken; MHP ile ittifak ve sırtını Kürt halkına dönen bir seçim stratejisinin Ak Partiye genel seçimden sonra yerel seçimlerde de ciddi oy kaybına yol açacağını görmemek için sadece kör olmanın yeterli olduğu kanısındayım!
Ülke siyasi tarihinde görülmemiş sert mesajlar veren; kendisinden olmayan herkesi ötekileştiren, alenen tehdit edebilen ve her konuşmasında boyun damarları şişe şişe; adeta öfke kusan iç işleri bakanı ile bundan sonraki her seçim Ak Parti için ağır kayıplarla gecektir!
Önceleri Doğu ve Güneydoğu da tepkiyle karşılanan Soylu siyaset anlayışı: Giderek batıda da Ak Partinin en çok zarar gördüğü ve ülke siyasi tarihinde eşine benzerine rastlanmamış sertlikte bir anlayıştır.
Örneklemek gerekirse: Kürt kökenli bir sanatçı olarak sayın Soylu'nun bağırarak, çağırarak sanki benden daha fazla vatan sevdalısıymış edalarını redediyorum.
Gerçi yine sayın soylu ve adalet, MEB ve Aile Sosyal Politikalar bakanlıklarının bir türlü adil bir zemine oturtamadığı KHK, EYT, Süresiz Nafaka, MEB Mülakat mağdurları başta olmak üzere; yeni kabine de reddedilecek o kadar çok bakan ve iş var ki!
BİZ DÖNELİM URFA'YA!
Şahsen Ak Partinin MHP ile ittifak halinde gireceği son seçim olacağı fikri ve umudunu taşımakta olduğumu ifade ederek 67 gündür nabzını tuttuğun memleketim Şanlıurfa da seçim de ne olura dönmek istiyorum.
Peygamberlerin şehri ve medeniyetlerin beşiği olarak bilinen; dünyanın ilk üniversitesini bağrında taşımışı, en büyük bilim, sanat, kültür adamlarını bağrında beslemiş, büyütmüş olmasına rağmen; sanki siyasetçi kıtlığı var gibi dışarıdan ağabey, BŞ Belediye Başkanı ve bakan atanan Urfa sonrasında ise 80 milyon içerisinde GTH Bakanı olacak en son isim olan Fakıbaba ile 10 yıldır darbe üstüne darbe yedi!
Hal böyle olunca, Ak Parti Urfa da giderek gücünü yitirmeye ve düşüşe geçmeye başladı!
Nebatilerin dahi bir numara olabildiği Urfa siyaseti kirli algı operasyonları ve birbirini sevmeyen siyasileri ile hem Urfa'yı hem Ak Partiyi yiye yiye bitiremedi ama olabildiğince zayıflattı.
Tarihin en başarısız GTH bakanı olan Fakıbaba döneminde Ak Parti Urfa da en ağır darbeyi 80 milyonun vicdanında ağır yara açan Suruç olayını yaşadı!
Yine beceriksiz, rüşvetçi, tefeci ve ihale uzmanı bazı siyasiler yüzünden DEDAŞ Urfa ve bölgede başta çiftçiler olmak üzere; bütün halka adeta zulm etti ve alın terini çaldı iddiaları günden güne Ak Parti ve devlete karşı bir güven sorununun oluşmasına neden oldu.
Aylardır "Erdoğan düşmanlığından beslenen ve Erdoğan düşmanlığını 80 milyona empoze etme çabasındaki muhalefet ile bazı terör örgütlerinin ellerindeki en büyük kozları: DEDAŞ, KHK mağdurları ve Kürt düşmanlığıdır, engelleyin!" diye diye avazımız yırtıldı, kalemimiz tükendi ama Urfa da her üç hususta yanlış üzerine yanlış yapıldı...
Belki de terörün olmadığı tek bölge şehri olmasına; Ak Partinin bölgede kalesi konumuna rağmen bazı belediye başkanları, vekiller olmayan terör yaygarası ile çakma kahramanlığa soyundu ve buda halkta ciddi tepkilere yol açtı.
Yine bazı belediyelerde yapıldığı iddia edilen büyük yolsuzluklar, bitme noktasına gelen tarım ve hayvancılık, giderek artan işsizlik, Urfalı'ların sırtında kambura dönülen Suriyeli göçmenler derken; Ak Parti Urfa'nın giderek kaybedildiğini göremedi!
BUNA RAĞMEN BÜYÜK ŞEHİR AK PARTİ!
Şaşırdınız değil mi; ama bütün bu sorunlara rağmen Şanlıurfa BŞ Belediyesini Ak Parti alacaktır zira;
1- HDP'nin tarihteki en büyük Kürt katliamlarının altında imzası olan CHP ve Türk Solunun kuyruğu olma hatasından dönmemesi!
2- Yine özellikle Urfa'nın bazı ilçelerinde resmen Kürt düşmanı ittifak adaylarına verilecek destek!
3- HDP dışında partilerin varlık göstermemesi ve tabanlarının olmaması...
4- Kemik bir Erdoğan seçmeni ve sevgisinin varlığı.
5- Muhafazakar Kürt seçmenin hala Erdoğan ve Ak Partiden umudunu tam kesmemiş olması.
6- Sabahattin Cevheri'nin Fakıbaba vari mazlum, yoksul ama mert anadolu delikanlısı rolü ötesinde bir vizyon ve proje koyamaması!
Ve;
GÜLPINAR FARKI!
Bakınız; Ak Partinin bu yerel seçimde hem de son düzlükte en büyük kozu M.Kasım Gülpınar olmuştur!
Hem de; özellikle Siverek ve Siverekli düşmanı beyaz Urfalı'ların, vefasızların, vizyonu, merhameti, bilgi birikimi ve halkta karşılığı ile baş edemedikleri için bazı kendi partilisi siyasilerin bütün engelleme ve karalama kampanyalarına rağmen Gülpınar, son bir haftalık saha çalışması ile dibe doğru hızla batmaktan olan Ak Parti gemisini yine yüzeye doğdu çıkarmıştır.
1- SİVEREK: Kimse hikâye anlatmasın. M.Kasım Gülpınar'ın olmadığı bir Siverek yerel veya genel seçim de HDP büyük bir oy farkı ile kazanacağı gibi; onun ağırlık koyduğu bu yerel seçimde Siverek de Ak Parti kazanacaktır.
2- CEYLANPINAR:
Sürecin başından beridir HDP'nin açık ara önde olduğu Ceylanpınar da bugün Ak Parti yeniden kazanmaktan bahesiyorsa; bu Gülpınar'ın bütün bir şehirde sinerji yaratan muhteşem coşkulu mitingi sayesindedir.
3- ÇIKRIK:
Gülpınar'ın Çıkrık köyü mitingi ise siyasilerin halk içerisinde antipatik olduğu ülkemizde ana muhalefet parti liderinin bazı BŞ şehirlerde bile yakalayamadığı coşku ve kalabalık ile hafızalara kazınırken; Karacadağ'ın birlik halinde kendisine omuz vermesi ile Karacadağ'ın kimin yurdu olduğunu göstermesi bakımından da önemliydi...
Oradaydık!
4- EYYÜBİYE:
Aynı gün içerisinde her biri kendi başına mitinge dönüşen açılışlara imza atmak ancak Gülpınar gibi halkın gönül sofrasında baş tacı edilmiş, güvenilir bir ismin başarabileceği bir şeydi ve hem Eyyübiye hem diğer merkez ilçelere Ak Parti adına büyük artısı oldu.
5- VİRANŞEHİR:
Açıkçası hala HDP'nin açık ara kazanacağını düşündüğüm Viranşehir de bakan yardımcısı kitle bulamazken; insan selinin akışına ve Gülpınar diye inlediği bir mitinge imza atmak yine Gülpınar farkıydı ve kanımca Ak Partinin en azından orada hezimete uğramasını önlemiştir.
6- HİLVAN:
Üçüncü dönemine giren A.Ali Bayık'a yönelik giderek artan antipatinin yanı sıra_ HDP'nin ciddi anlamda güçlendiği Hilvan mitingi başta Aslan Ali Bayık olmak üzere Ak Parti ve hatta BŞ oyları açısından çok önemliydi.
Partisine sadece Urfa merkez ve ilçelerinde değil; Adıyaman Samsat, İnlice ve Kahta da binlerce kişinin aktığı mitingler ile sinerji katan Gülpınar'ın saha çalışması ve mücadelesi bunlarla sınırlı değildi elbette!
Siverek gibi en az 10/12 baba aşireti bir potada harmanlayan encümen listesi ile fark yaratan Gülpınar aynı zamanda BŞ de önemli STK ile yaptığı görüşmelerle partisine büyük katkılar yaptı.
Bunu yaparken de sabıkasında çocuk tacizi olduğu iddia edilen tefecilerin ve sendika ile eski Siverek belediye başkanının yalakası gazetecinin dahi alet olduğu Fox Tv'nin CHP yaşaması Fatih Portakal ve İP ve CHP'nin itibar suikastine karşı dimdik durdu.
O dik durdukça birileri adeta kudururken; Gülpınar'ın "Emaneti Ehline Verin" cümlesi adeta bütün ülkede seçim sloganı oldu ve Ak Partiye müthiş bir katkı yaptı.
Yine Gülpınar'ın montajlanmış ses kaydı üzerinde koparılan yaygara bugün kayıtta adı geçenlerin HDP ve diğer partilere resmen çalıştıklarının ortaya çıkması ile beyhude bir saldırı oldu.
Geçmişte de her seçimde özellikle DEDAŞ ve bazı kurumların Siverek'e yönelik haciz, desteklemelere bloke ile seçimi maniple etme girişimlerine alışkın olan Gülpınar, aslında en büyük damgayı bu seçimde kendisine dair yapılmaya çalışılan "Siverek'ten ibaret" algısına tokat üstüne tokat vurdu!
Zira Cumhurbaşkanının mitingi hariç hiç kimse onun kadar kitle toplayamadı!
Hiç kimse onun kadar ilgi görmedi ve partisine katkıda bulunamadı.
Çünkü 600 milletvekili içerisinde kimse onun gibi halkının karşısına çıkıp: "Çalmadım, devletimin bana tanıdığı imtiyazları kullanmadım, sömürmedim" deme cesaretini gösteremedi!
Hatta bizim bazı Urfa vekilleri bırakın bunu söylemeyi; ölü taklidi yaparak bir umut CHP, Fox Tv ve Urfa Ak Parti içerisindeki AKP'liler ile beyaz Urfalı'ların beklentisi içerisine girip Gülpınar biter sandılar!
Gıkları çıkmadı, basın toplantısında dahi gelemedi!
Vay sizin dava bilincinizi, parti ve teşkilatçılık ruhunuzu seveyim!
MESELE KÜRT OLMAK İSE!
Siverek özelinde bir hususa dikkat çekmek isterim.
80/90'lı yılların Siverek'ini hatırlayanlar her halde kuytu köşelerde katledilip el arabaları üzerinde dolaştırılan masum Kürtleri hatırlayacaklardır!
Herhalde namusları peymal edilen mazlum insanlara yapılan zulmü unutmadılar ve bugün Kürt halkı Siverek de huzur içerisinde ise bunun nedeni: O şehre adaleti, huzuru, kardeşliği getiren Gülpınar ailesidir.
Bunun unutan unutsun; ben unutursam kalbim kurusun!
MESELE AK PARTİLİ OLMAKSA!
Mesele Ak Partili olmak ise; Urfa da adı ihale, tefecilik, rüşver, torpile ve zulme bulaşmamış ve de iktidar partisine Siverek Belediyesini kazandırmış Gülpınar'ı inkar etmek tamamen vefasızlık, hazımsızlıktır.
VE BAKAN DEDİĞİN!
Velhasıl bütün algı operasyonlarına ve parti içerisindeki tonla hataya rağmen; Siverek, Çıkrık, Ceylanpınar, Samsat, Kahta, Eyyübiye (2) Hilvan, Viranşehir de gerçekleşen coşkulu mitingleri, STK ve kırsalda kurduğu ilişkileri, vicdanlar üzerinde iz bırakan emcümen listesi ve fakir fukara ile kurduğu diyaloğu ile Gülpınar adeta "Kim demiş Urfa kabine dışında; aha da Urfa bakanı burada!" dedirtti.
Yetmedi baktı hem BŞ hem birçok ilçe anlamında partisi ciddi sıkıntıda dümene geçti ve gemiyi fırtınada batmadan limana doğru ortaya koydu.
Ak Parti iktidarının yeniden Urfa ve bölge ile barışması; ülke tarım ve hayvancılığının yeniden ayağa kalkması ve ülkenin ekomosi ile turizmine çatı olabilecek Şanlıurfa'nın doğru şekilde ayağa kalkması için "Bakan dediğin böyle olurun her türlü duruşunu sergileyen M.Kasım Gülpınar gerçeği bu yerel seçime damga vurmuştur"
Ve artık Urfa adına ithal ağabey ile çapsız siyasetçi modeli dönemi sona ermiştir.
Ermelidir de...
Not: Önce kendi ilçe başkanını sonra SP seçim bürosunu silahla basanlar Birecik'i kaybetmiştir.
Urfa da yaşayan ırgat işçisi bile 3-4 bin kişilik akrabalık bağı ile potansiyel birer mafya babası olduğu gerçeğine rağmen dışarıdan BABA transferi ile Harran, Akçakale kaybedilmiştir!
Bir Hanımefendiye videolu saldırı ile Karaköprü kafa kafaya gelmiştir!
Suruç zaten hiç kazanılmamış, Halfeti ve Bozova da durum kafa kafayadır.
İşte Gülpınar böyle bir süreçte dümene geçmiş ve farkını ortaya koymuştur.
Zeynel Abidin Beyazgül'ün temiz geçmişi, güler yüzünün heba edilmek üzre olduğu süreçte yani.
Allah Abdullah Erin Valimiz güç, kuvvet versin diyorum zira iyi ki var yoksa bu seçim telafisi mümkün olmayan yaralara gebeydi, gebe!
Yorumlar
Kalan Karakter: