ÇIPLAK DİYORUM SİZ GİYDİRİN!
Yayınlanma :
15.01.2020 21:09
Güncelleme
: 15.01.2020 21:09
Cam kırılır, kavga olur, birşey çalınır bunlardan bilinirmiş...
Birgün annesi şikayetlere dayanamayıp bu haylazları imama götürür.
Hoca, çocukları ayrı ayrı sorguya almış. Önce ilk çocuğa ''KIBLE'' nerede demiş. Çocuk kekeleyince: Sinirlenen Hoca bütün kızgınlığını kattığı ses tonu ile ikinci kez bağırarak ''KIBLE'' nerede! Diye sormuş.
Durumun vehametini kavrayan çocuk, ağlayarak kardeşini alıp kaçmaya başlamış!
Ne olduğunu anlayamayan kardeşi sormuş:
-Ne oldu abii?
Çocuk kendinden emin ama can havli ile;
Oğlum canını seviyorsan kaç! Bu sefer iş büyük kıble kaybolmuş bizden biliyorlar...
Yoğun işlerim, yıpratıcı seyahatler yüzünden uzun zamandır yazamıyor olmanın özlemi ile memletimin kıblesisini kaybedenleri anadan üryan halleri ile yazmadan önemli bir konuya açıklık getirmek istiyorum...
Yukarıdaki fıkrayı son günlerde ortaya çıkan ve sadece üç beş makale ile Urfa kamuoyunu şaşkına çeviren Asi Şef ile şahsım arasında kurulan bağın benzerliğini anlatmak için kaleme aldım.
Öyle ya; Urfa basınının haylaz çocuğu benim...
Öyle ya; Fakıbaba, Faruk Çelik, Resul Yılmaz, Menderes Atilla, Zeynel Abidin Beyazgül ve daha nice isimleri en güçlü oldukları makamlarda en ağır eleştiren benim...
Ama bunları yaparken, bu isimlerin kutsal aile değerlerine, şereflerine yönelik şantaj amaçlı ironik yazılar yazmayan da benim!
Sözün özü: Asi Şef ben değilim. Lakin kısa sürede Urfa kamuoyunu sarsan bu gizemli adamın direk ben olduğumun iddia edilmesi bana gurur verdi!
Neden mi; demek ki Urfa basınında gerçekleri yazan kalem denince akla ben geliyorum...
Çünkü, kalemi, tarzı, verdiği bilgileri ile kısa sürede Urfa kamuoyunu ayağa kaldırdı Asi Şef...
Çünkü, benim yıllardır dile getirdiğim derin gaflet uykusunun karanlık perdesini bir çırpıda araladı Asi Şef!
Çünkü, özellikle kırsal kesimin üzerindeki ölü toprağı atacak gerçekleri haykırdı Asi Şef!
Ve çünkü, sadece bir haftada yüz binlerin gerçek bir halk hareketi için el ele tutuşmasını sağladı Asi Şef!
Sonuç olarak İsotçular kıblelerini şaşırdılar Asi Şefin kıvılcımını ateşlediği bu hareketle...
Ve akıllarına bir tek isim geldi: Ekrem Arpak!
Uzun zamandır rakipsiz kalan ve kendini beğenmiş bir ukalalığın rahatlığı içinde gevşeyen İsotçular; "Nasıl olsa basını da satın almışlardı ve herşey istedikleri gibi gidiyordu..."
Nihat Çiftçi' nin pes etmesi, kırsal kesimin zavallı, korkak sinmişliği ile bütün şehri ele almış; istedikleri gibi evire çevire mideye afiyetle indiriyorlardı!
Herşey çok güzel gidiyor ve Ekrem Arpak ve Ahin Güneş ve Mehmet Canbeyli, Mehmet Yetim, Abdullah Cengiz, Fuat ERBÜLBÜL gibi bir avuç onurlu gazeteciyi yalnızlaştırmış, dışlamışken; kafa tutacak kimse de yoktu karşılarında!
Mesela günde üç değil beş öğün Nihat Çiftçi ve İl Milli eğitim müdürü Şerefettin Turan'a saldıran arkadaş dut yemiş bülbüle dönüyor; vız vız mutluluk şarkıları söylüyordu artık!
İşte o arkasaş il milli eğitimde patlak veren 16 milyonluk düşük karolili kömür alındığı iddiasını kaleme almıyordu bile. Çünkü derdi üşüyen öğrenciler, usulsüzlük olmadı ki hiç bir zaman. O birilerinin istediğini yapmış ve Şerefettin Turan gidene kadar elinden gelen algıyı yaratmıştı. Şimdi istediği yönetim vardı milli eğitimde. Niye karışsın ki...
Dün Kaşmer Dağı için ayağa kalkan arkadaş, akrabası muhasebeci üzerinden Nihat Çiftçi'in 250 kişiyi usulsüzce işe aldığını haykırıp, BŞ Belediyesi 600 bin lira zarar ettiriliyor diye haykırırken; şimdiler de BŞ Belediyesinde yaşanan 600 liralık maaş indirimleri ile emekçinin zorda kalması neden umurunda olsun ki!? Nihat Çiftçi gitmiş yerine kendisine her türlü imtiyazı tanıyan yeni yönetim gelmişti.
Evet, İsotçular lale devrini yaşıyor, fake baronu sayesinde maaşlı fake iler ile tıpkı Asi Şefin dediği gibi; dokuz ayda hizmet namına tek çivi çakılmayan şehri güllük gülistanlık gösteren basın sayesinde başarılı görünüyorlardı!
Son hamleleri il başkanı Bahattin Yıldız'ı afiyetle mideye indirmek; Aksak sonrasında Salih Ekinci' yi göndermek araya da Vali Erin' in gidişini de sıkıştırmak süreti ile dizginleri bütünü ile ele almak olacaktı!
İşte tam bu noktada bütün planları altüst eden üstelik satın alamayacakları gizemli bir isim ortaya çıkınca: Akıllarına Ekrem Arpak geldi... Çok da haksız sayılmazlar.
Evet, Asi Şef ben değilim. Peki, ben kimim!?
1- Çocuk tacizinden sabıkası olup, namus pozları tanınan gazeteci değilim ki namussuzca susayım...
Susmadım, susturamadılar...
2- Fetö Terör Örgütünün 15 Temmuz Kanlı kalkışması sonrasında gece yarısı bir bakanın talimatı ile bir başkanın kodesten kurtardığı gazeteci değilim ki ömür boyu diyet borcumu ödeyecek kadar köle olayım birilerine!
3- Yoksul ve biçare genç kızlarımızı "Seni bakan ile tanıştırıp iş bulacağım!" vaadi ile taciz eden yavşak gazeteci değilim ki; iğrenç mesajlarım, kasetlerim bazı siyasilerin eline düşsün de beni kul köle yapsınlar!
4- Büyük Şehir Belediye Başkanının kirvesi, milletvekilinin yeğeni, kuzeni, damadı değilim ki bundan nemalanıp etkinlik alayım, belediyeleri kurumları haraca bağlar gibi abonelik adı altında yüz binler götürüp halkımı satayım!
5- Çünkü belediye başkan yardımcısı ile ortak sitem yok ki; örtülü ödenekten yüz binler kazanıp o belediyenin bütün kirli işlerini örteyim!
6- Çünkü, elimde falanca isimlere ait videolar var; partimi korumak için 78 bin lira verdim diyerek ortalığa çıkıp, sonra da suçladığım o insanlara destek tiwiti atan zavallı değilim ki iftira atılanlar sevsin, kollasın, imtiyaz tanısın bana!
Yani dostlar; Asi Şef ortaya ortaya çıktığında akla ilk gelen ismin ben olmasından daha doğal bir şey yok aslında!
Çünkü Ekrem Arpak Ben. Hiç bir belediyeye abonelik karşısında diyet borcu olmayan, dik kafalı, adamı paçavraya çeviren manyak adam!
Seviyorum ya kendimi de; her doğruyu benden bilenlerin aklına Asi Şefin içlerinden birisi olacağı gelmedi bile!
Size bir sır vereyim mi; kırsalı derin uykudan uyandıran Asi Şef kısa sürede paylaşacakları ile birçok istifaya sebep olursa şaşırmayın...
DEPREM!
Açıkçası 9 şiddetinde mi olur 10 mu kestiremiyorum ama kısa sürede Urfa siyasetini cidden sarsacak bir deprem bekliyorum...
Çünkü yerel seçim sürecinde ellerinde zaten az sayıda BŞ Belediyesi kalan ve fazlası ile ilçe belediyesi kaybeden Ak Parti ile Erdoğan'ın en ufak başarısızlığa zinhar tahammülü yok!
Ve gerçek şu ki Urfanın 8 ilçesi ile BŞ de hizmet namına yaprak kımıldamıyor!
Ankara kulislerinde tercihleri ile Ak Partiyi zorda bıraktığı iddia edilen Özhaseki'in koltuğu da tehlikede deniyor.
Belki de Özhaseki' nin hafta sonu Urfa ziyareti tam da bu sürecin işaretidir.
ERDOĞAN NE DEMEK İSTEDİ!
Son konuşmasında "İşini yapmayan kim olursa olsun gidecek!" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sözleri kısa süre büyük ses getirdi.
Başarısızlığa asla tahammülü olmadığını ifade eden Erdoğan'ın "Belediyelerimiz daima lokomatifimiz olmuştur. İşte bu lokomotifi sekteye uğratacak isimlere tahammülümüz yok!" demesi kısa süre birçok il, ilçe belediyelerine yönelik bazı yeni kararlar alacağının göstergesi şeklinde algılandı.
Erdoğan'ın bu çıkışı sonrasında gözler Ak Partili belediyelere döndü.
Dolayısıyla siz sürpriz ben şok derim ama Erdoğan'ın kısa sürede bazı belediyelere radikal müdaheleler yapması kimseyi şaşırtmasın.
İşte bu noktada şu anda pasifize edilmiş gerçek Urfalı Ak Partililere büyük iş düşüyor...
Asi Şefin ateşlediği sinerji ile laf üretenler yerine hizmet üretenlerin Urfa da konumlanmaları için ciddi çalışmalıdır.
Bana düşen anadan üryan olup, bizim emeklerimiz ile vizon kürkü giyinen; şatafat içerisinde yaşayan ve Urfayı babalarının çiftliği haline getirenlere çıplak demek.
Onları giydirmesi size kalmış.
Haydi hayırlı uğurlu olsun Urfanın kurtuluşu umudu diyelim.
Hayalleri ve umutları olmayanların aydınlık yarınlara ulaşma şansı yoktur. Hele de hayallerin gerçekleşme umudu bu kadar ayağa gelmişken...
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: