Şahsım Ekrem Arpak ve ailem bugüne kadar maddi manevi kazanımlar, kirli ilişkiler ve beklentiler içerisinde olmadık şükürler olsun.

Ülkesinin yedi bölgesini seven ve bu sevgi ile yürürken, aynı zamanda kimliği ve dilinden ödün vermeyen Ekrem Arpak, kalemi, sanatı ve özel hayatı ile daima mazlumun, masumun, ezilenin yanında olmuştur. Olmaya da devam edecektir.

"Ağzımız soğan kokmuyor ki" demeyeceğim çünkü biz; masumun, fakir fukaranın alın teri olan BUDU arsızca mideye indiren hırsızların, namussuzların, tefecilerin, rüşvetçilerin karşısında kuru soğanı iki dilim ekmeğe katık ettik de eğilmedik, korkmadık, yenilmedik...

Yine şahsım veya ailem olarak ne kimsenin karşısında el pençe duran zavallı adamlar olduk, ne de öyle zavallı, alçakça engeller, ABA altında sopa göstermeler, ABA üstündeki adice tehditlere boyun eğdik...

Polis, asker, hakim, savcı, doktor, hemşire, zabıta ve her gruptan KHK mağdurlarını savunan tek gazeteci benim ve bundan şeref duydum.

Birilerinin karın ağrısı bu ise ağrınız bitmeyecek!

Şehrim de fakir fukaranın alın terini çalanların kirli çamaşırlarını kamuoyunun ipine serdim!

Karın ağrınız bu ise; ağrınız sancılara dönecek!

İhale vurgunlarını da yazan benim...

Karın ağrınız bu ise; sızım sızım sızlayacaksınız!

Yeraltı yer üstü zenginlikleri ile ülkenin ekomisine, tarım, hayvancılık ve turizmine çatı olacak Şanlıurfa'mı duman eden kimisi çapsız, kimisi liyakat yoksunu, kimisi rüşvetçi, kimisi tefeci siyasileri yazan benim...

Karın ağrınız bu ise; ağrıdan inim inim inleyesiniz!

Yine bu şehri sömüren ve vurgunları artık halkı perişan eden DEDAŞ ile mücadele eden tek gazeteci benim...

Karın ağrınız bu ise; DEDAŞ'ın zulmü kadar karanlıkta kalasınız.

Bugüne kadar kimseye boyun eğmedi Ekrem Arpak; kirli bir işe bulaşmadı.  Bunu bildiğiniz için ekmeğime taş koyacak her türlü rezilliği yaptınız yine yenilmedim, yenilmeme ve size yenilen sizin kadar alçak olsun.

Rezil, Urfa siyaseti ve iki milyonluk Urfamın anasını ağlatan Beyaz Urfalılar ile mücadele eden tek gazeteci de benim.

Karın ağrınız bu ise masum ve Mazlumlar kadar siyah olana kadar ağrınız dinmeyecek.

Konser iptalleri
Hak gaspları
Ödenmeyen etkinlikler
Yeğenimi işten atmalar ile boynumu eğemeyenler bilmelidir ki; 83 yaşındaki annemin sağlık raporuna oynayarak mı beni pes ettireceksiniz?

*Benimle problemin ne bilmiyorum Sn. Özşavlı!
*Kaybetmenin faturasını bana kesmek isteyen Menderes Atilla.
*Bakanlığı sürecinde tıpkı Urfa gibi benimle de mücadele eden Fakıbaba!
*Sinsice önüme her engeli koyan ey tefecilerin baronu!
*Celalettin Güvenç Beyefendinin Urfa'ya hediyesi ŞUSKİ'nin öğretmen genel müdürü Özçınar!
*Faruk Çelik yalakası sürüngenler!

Ve elbette ey şehrimi kendi keselerine para musluğu eden her kim varsa; karın ağrılarınız bitmeyecek...

Ey şehrimin fakir fukarası yetmedi bir de KHK mağdururlarına iş ve iade vaadi ile taciz de bulunan sahtekarlar; hepiniz ile mücadelem bitmeyecek...

Karın ağrınız bu ise ağrınızda hadım olacaksınız bilin!

Sizlerin gayri insani, hukuksuz, sinsi, çoğu zaman zavallıca hak gasplarına rağmen sizinle hukuki, insani, vicdani çerçevede mücadelem bitmeyecek.

Tıpkı şu anda Şanlıurfa BŞ belediyesinde yaptığınız kadrolaşmaya karşı mücadelemin bitmeyeceği gibi...

Tekrar söylüyorum; alayınızdan korkan sizin kadar zavallı olsun.

Ve buna karşı susan, ses veremeyen kim varsa yazıklar olsun.

Not: BŞ Belediyesini arka planda kendine göre dizayn etmeye çalışan arkadaş; seni de biliyorum ve sana karşı susan da namerttir bilesin!