Covid - 19 süreci bir kez daha gösterdi ki, Şanlıurfa başta siyasetçi, brokrat ve etkin STK Başkanı üretme noktasında bu ülkenin en yoksul şehridir...

Çağlar boyudur soframıza çöken ve yirmi yıla yakındır iktidarda olan Ak Parti hükümetinin kalesi olmanın bile değiştirmediği kör yoksulluk zaten hepinizin malumudur.

Kendi adıma açık net itiraf ediyorum ki,

*Kendisinden yardım isteyen hasta vatandaşı azarlayan, gazetecinin adamlığını sorgulayan hakaret eden; korumalarının seçim sandığı basıp vatandaşı tokatladığı!

*Masaya vursa değil Urfa'yı, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'yu şaha kaldıracak vizyonunun, gücünün, bilgi birikiminin farkında bile olmayan. "Aman bu kirlenmişlik bana bulaşmasında..." düşüncesinin saplantısında temiz kalmayı kendisine umut bağlamış milyonların refahının üzerinde tutan...

*Kardeşine, evlatlarına, amcasına, dayısına dıdısına, bıdısına, makam, mevki, ihale derdindeki...

Bazı milletvekilleri ile, pasiflikleri yüzünden ülkede nesli tükenme noktasına gelen brokratları ve meclisi kendisini onaylamadığı halde koltuktan istifa etmeyi aklından dahi geçirmeyen STK başkanları ile Urfa kör bir karanlığa mahkum olmaya devam edecektir.

Yazdığı haberden dolayı abonelik iptali tehdidi ile baskı altına alınmaya çalışılan Tahir Gülebak'ın direnişi bütün dünyada dördüncü kuvvet denen basının Urfa da ne denli ayaklar altına alındığının resmidir aslında.

Bu kuvveti ayaklar altına alanara lanet olsun! 

Bazı belediyelerin, mülki amirlerin referans ve talimatları ile kurumlardan kendilerine 250/300 bin liralık ofisler açan, lüks araçlarla dolaşan şakşakçı gazeteciler rezaletlerinin artık sıradanlaştığı Urfa da hak, hukuk, demokrasi, adalet, vicdan ve dahi insanca yaşamaktan dem vurma aptallığını sürdürmeyeceğim!

Bugüne kadar verdiğim mücadelede aptal mıydım, değildim elbette lakin görünen köy Urfa ve Urfa köyü boğazına kadar pisliğe, bataklığa batmıştır. Ben biraz geç gördüm diyelim...

Siyasetçisi, brokratı ile Covid - 19 sürecinde dağıtılan sosyal yardım parası 1.000 lira için gariban Urfa halkının sokaklara dökülmesinden dahi ders çıkarmıyorken benim beyhude çırpınışımın sadece bana zarar verdiğini gördüm.

Kabul etmek çok zor oldu arkasında durduğum isimlerin arkasında durduğum isimleri yerden yere vuranlara verdikleri büyük maddi manevi destekleri!

İnsanlık adına utandım. Hatta yerin dibine girdim. Fena şekilde kandırılmış hissi insanı boğuyor ve bende bu utanç içinde boğuluyorum!

15 Temmuz sürecinde sitesi kapatılan, FETÖ'nün resmi gazetelerinin Urfa temsilcilerine Ak Partili bazı isimlerin sağladıkları olanaklar bu şehir adına utançtır ne diyeyim.

Hakeza her gün yüzlerce insanımızı kaybettiğimiz Covid - 19 sürecini bile birbirleri ile çekişme, memnun olmadıkları mülki amiri/amirleri gönderme mecrasına çevirenlerin varlığı bu şehrin içine düştüğü zavallı siyasetin eseridir.

Sevginin tükendiği bir şehirde ahlak, edep, dürüstlük, vicdan falan hikaye olalı çok olmuş da ben görememişim...

Bir şehir enerji şirketinin elinde inim inim inlerken gıkını çıkaramayan siyasilerin, brokratların orta yerinde her gün o şirketle mahkemelik olma kahramanlığından gına geldi artık!

Tek başına ülke tarım ve hayvancılığının çatısı olacak Urfa da tarım ve hayvancılığın tükenme noktasına gelmesine göz yumanlar tarih önünde elbette önce vicdanlarına sonra da Allah'a hesap vereceklerdirler.

İktidarı muhalefeti ile sağlık, eğitim, tarım ve hayvancılık, sanayi ve turizmi batmış bir şehirden gurur duyun. Eserinizdir ey Urfanın burnundan kıl aldırmayan siyasileri...

Hal böyle iken son haftalarda sevgili Ahin Güneş ile yaptığımız ve her gece yüz binlerce izleyiciyi ekrana kilitleyen canlı yayınlarımıza RUHATAV gazetecisi KEJANOV'u konuk etmekten başka çarem kalmadı!

Benim bile söyleyemediklerimi canlı yayında söylesinde birilerinin gerçek yüzlerini görsün Urfa Halkı.

Biz gelelim başlığa adını veren isme...

Tanıdığım günden beridir bütün yüreğim ile gözlemledim bu koca adamı.

Bakınız, bu zamanda dürüst olmak kolay şey değil. Hele de 20 yıldır aynı başarı çıtasını sürdürdüğün önemli bir STK başında kalmak ve orada dürüst olmak hiç kolay değil.

Dolayısı ile dürüstlüğünü tartışmam bile.

Esnafın kepenk indirdiği, milyonların evlerine hapsolduğu bir süreçte Urfalı çiftçilere yaptığı hizmetler ise onun vizyonu, tecrübe ve yüreğinin çok ama çok değerli eserleri olarak yerini aldı bile...

Bu güne kadar bildiklerinden geri adım attığını duymadım...

Makam için, reklam için birileri gibi gazetecilere tonla para aktardığını duymadığım gibi.

Yalan düşmez diline. Yalandan nefret ettiği gibi yalancıyı günahı kadar da sevmez.

Kocaman bedeninin göğüs kafesinde taşıdığı kalbi bir çocuğunki kadar masum ve sevgi doludur, gördüm, tanığım...

Vefalıdır...
Kıymet bilir.

Belki bu yüzden de taklacı bazı STK başkanları gibi el üstünde tutulmaz, yerelde gücü eline alanın ilk saldırdığı başkan o olur!

Mücadeleden kaçmaz. Yılmak nedir bilmez. Üretmekten, hizmetten yorulmaz.

Mülki amirlerin ve yerel yönetimlerin yanında durur ama kendine pay çıkarmak için değiş şehrine hizmet etmek için. Bu yüzden de iyi niyeti  sık sık suistimal edilir ama umurunda olmaz çünkü onun Allah'tan başka kimseye Eyvallahı da ihtiyacı da yoktur.

Velhasıl dağ gibi adamdır Şanlıurfa Ticaret Borsa Başkanı Mehmet Kaya.

Arı gibi çalışır ama bundan şikayet ettiğini duyan olmamıştır.

Tarih daima gerçekleri yazar. Ve tarih güzel adamları "Kaya gibi adam" diye nakşeder geleceğe.

Kirli olanlarda o altın sayfaların üzerine sinen toz olarak kalırlar. Kitabı eline alırsın "Puff" der üflersin kaybolurlar.

Bu vesile ile Covid - 19 sürecinde çiftçisine sahip çıkan ve Urfa'ya büyük hizmetleri olan Mehmet Kaya başkanı bir kez daha kalben, hürmetle selamlıyorum.

Urfa'mı?

Bana sormayın!

Aldıkları ücret kadar anlatanlara sorun ne kadar berbat bir halde olduğumuzu?

İnanın sizi mutlu ederler çünkü onların her ay 30-40 bin lira aldıkları büyük başkanları, mülki amirleri ve STK başkanları vardır.

Çünkü onlar birlikte yarattıkları bataklığın mutlu mesut böcekleridirler.

Vız vız vız...

Biz umudu Kaya gibi adamların döktükleri alın terlerinde arayanlardanız şükürler olsun.