Ülkemizin son yirmi yılında hızla değişen siyasi iklime paralel olarak sanat, sanatçı ve basın kavramlarının içi boşalmaya başladı!
Gelin konuya açıklık getirmek adına önce kısaca sanatçı kime denir bakalım.
Sanatçı kısaca:
1. Güzel sanatların herhangi bir dalında yaratıcılığı olan yapıtlar veren (kimse).
2. Tiyatro, sinema, müzik gibi alanlarda yaratılmış sanat yapıtlarını oynayan, yorumlayan, uygulayan (kimse).
Tabi sanatçıyı sadece böyle kıt bir tarife sığdırmak tarih boyunca kitlesel devrimlere imza atmış; dünya üzerinde halkları, ülkeleri, memleketleri için unutulmaz hareketler de yer almış değerlere büyük haksızlık olur.
Zira sanatçı icra ettiği sanat dalı hangisi olursa olsun bir ülkenin, milletin, halkın en önemli aynası, sesi, nefesidir.
Sanat, ülkenin kalbidir de diyebilir aslında. Dolayısı ile o kalbe temiz oksijeni verecek olan sanat ve sanatçıların yok olmaya, ideolojik, siyasi veya çıkara bulaşarak kirlendiği bir ülkenin, milletin güçlü bir şekilde ayakta durma şansı da yoktur.
Sanatçı aynaya neyi yansıtırda bu ülke gençliğini direk oraya yönlendiren güçlü bir etkileşim aracıdır.
Hal böyle iken son yıllarda özellikle popülaritelerini kaybeden veya konser, dizi, TRT de program almak için ülkenin hassas dengeleri, kardeşliği üzerinden iktidar veya muhalafet partilerine yalakalık yaparak ayakta duran bir sanatçı güruhu yetişmeye başladı!
Bunun en belirgin örneklerini Nihat Doğan denen içi boş; ne yaptığı belli olmayan adamda sıklıkla yaşadık.
Duygu yoksunu, kara cahil ve ülkem de komedi figürü olmaktan öte bir işe yaramayan bu zatın 80 milyonun canını yakan Özgecan'ın hunharca katledilmesinden sonra "Mini etek giyer, sokakta kahkaha atarsan tabi ki tacize uğrarsın!" gibi haysiyet, insanlık onurunu ayaklar altına alan açıklamasını hepimiz hatırlıyoruz.
İşte aynı Nihat dün mini etekli sevgilisi ile yaptığı açıklamada "Efendim İstanbul ve Ankara da konser vermeyecem" diye buyurmuş.
Vay anam vay!
Bütün İstanbul ve Ankara halkı bu haberle nasıl yıkıldı anlatamam!
Yahu bu ülkede şu Nihat şaklabanına ağzının payını verecek kimse yok mu?
Başta Ak Parti olmak üzere işleri güçleri halkın arasına nifak sokmak ve gerginlikleri, ötekileştirmeyi sokmak olan bu zavallılardan derhal kurtulması gerek.
Yavuz Bingöl'ün sebebi ne olursa olsun 14 yaşındaki bir çocuğun ölümü üzerinden yaptığı iğrenç söylemler; benzer isimlerin salt Ak Parti yalakalığı ile halkı geren söylemlerinin Ak Partiye verdiği zararları gören yok mu?
Bu tiplerin partilere antipatiden başka hiç bir şey katmadığının; 80 milyon insanın siniri ile oynadığının kimse farkında değil mi?
Bu ülke iki türkücü arkadaşı ile otelde hayat kadınını az para vermek için darp eden sanatçı bozuntuları üzerinden mi siyasi, ahlaki mesajlar verecek?
Çözüm süreci geldi aklıma birden, hani Kürtçenin ders olarak okutulmasının konuşulduğu ve Kürtçe dili kurslarının açılmaya başladığı dönem...
Kendilerine mikrofon uzatılan ve "Çocuklarınızı Kürtçe dili kursuna gönderecek misiniz? sorusuna " Şahsen ben çocuğlarımı göndermayacağam, ne gerek var!" diye cevap veren İzzet efendi gibi aslını inkar eden tipler mi bu ülke halkına sanatın barışçıl, bölüşümcü ruhunu aşılacayacak?
Dombrayı eser sahibinden çalan sanatçı mı bu ülke gençliğine örnek olacak?
Kürt Halk müziğinin en nadide eserlerini yeniden yorumlayıp altına söz müzik Berdan Marşını yazdıran ve hatta seçim şarkısı yapan eser hırsızları mı örnek olacak gençliğe?
Gelelim CHP tarafına; alkol masasında ağızlarından salyalar akıta akıta küfürler savurgan Müjdat Gezen tipi sarhoşlar mı sanatın mezaketini anlatacak bu halka?
Dikkat edin; CHP zihniyetini savunan sanatçıların çoğu en iyi giyinen, en iyi sevgiliyi koluna takan, en güzel sarhoş olan ve en entelektüel tiplerdir algısı yaratırlar...
Baş örtüsüne karşı nefret içerisindedirler mesela. Namaza tahammülleri bile yoktur ama lafa gelince sosyal demokrattırlar!
Bunların sosyal demokrat anlayışı kafatasçı ulusalcılık ve din, ırk düşmanlığına buladıkları Atatürkçülük ile devlet bemimdir bencilliğinden ibarettir.
Hepsi birer kahraman devrimcidirler ve ekrana çıkıp vatan millet sakarya üzerinden devletin cumhurbaşkanını bile tehdit edecek kadar küstahtırlar.
Bakmayın CHP'nin her sıkıştığında HDP ile ittifak içine girmesine zira bu türler aşırı Kürt düşmanıdırlar ve Türklüğü kafatası çeperinin ölçülmesi ile belirleyen aşırı ırkçıdırlar!
Şimdi bunları mı 80 milyona eşitliği, laik bir siyaset anlayışını ve paylaşmayı öğretecekler?
Ve HDP tabanlı sanatçılar!
Kekeler sahnede slogan atarlar ama bir avuç masum sanatçı dışında hepsi de Kürt halkının duyguları üzerinden para kazanan; özünde madde bağımlısı, kapitalist düzenin yalaka parçacıklarıdırlar.
Lüks evlerde yaşar, lüks arabalara biner, gencecik Kürt kızlarını tavlama seansları yapar, sahte bal pekmez reklamı yapar ama sahnede devrimci sloganlar atarlar.
Dikkat edin; Kürt kökenli olup Kanal D, Star, ATV gibi ulusal kanallarda modaları geçip yer bulamayınca kancayı BAL Tv'ye atar Kürtçe söylemeye başlarlar!
Cumhurbaşkanına hatta kendi MHP partisinin genel başkanı Devlet Bahçeli'ye dahi hakaretler yağdıran; ağızlarından salya salya ölüm kusan MHP yandaşı birkaç sözde sanatçı vardır ki; türüt türüt nefrek ekerler...
İşin özü başta Ak Parti olmak üzere bütün siyasi partilerin birer nefret ve öetkileştirme makinesi haline gelen bu tür sanatçı bozuntularından derhal kurtulması artık şart olmuştur.
Örnek mi; Nihat Doğan denen zat bu zavallı açıklaması ile Ak Partiye oy kaybından başka bir şey katmamıştır...
Ve diyorum ki; Nihat bi sus arkadaş.
Ahmet Kaya'nın eşsiz söylemi ile be hey üretme kabızı; bir sus da kulaklarımız dinlensin be!
Yorumlar
Kalan Karakter: