Malum Mardin Belediye Başkanı Ahmet Türk içişleri bakanlığının kararı ile görevden alındı. Türk hemen sonrasında kayyım yönetiminin başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere aralarında bazı bakanların da olduğu devlet büyüklerine toplam 600 bin değerinde pahalı hediyeler aldığını iddia etmiş ve "Biz bunu açıkladığımız için görevden alındık!" iddiasını ortaya atmıştı.

CNN Türk program yapımcısı ve Hürriyet gazetesi ünlü yazarı Ahmet Hakan Soylu'ya sordum başlıklı köşe yazısında bakana bu hediyeyi alıp almadığını sorduğunu Soylu'nun bu soruya "Böyle bir hediyeyi almam söz konusu bile değil!" şeklinde cevap vererek faturayı araştırması için bir ekip görevlendirdiği cevabını kaleme almış.

Bu durumda akla gelen ilk soru madem Soylu almadı o fatura ne?

Zira iddiaya konu olan hediyeler belediyenin yani vatandaşın parası ile alınmış. Yani ortada hayli yüksek rakamlı bir fatura var!

Ahmet Hakan bu ülkenin en önemli yazarlarından birisi belki de birincisi... Doğrusu Soylu'ya şu soruyu yöneltmesini de beklerdim.

Sn. Bakan siz hediye almadığınızı beyan ediyorsunuz. Bizler de devletin en önemli bakanlıklarından birisinde yer alan şahsınızın bu beyanını doğru kabul etmek durumundayız o halde kayyım belediye yönetimi yani dönemin valisi devlet büyüklerine hediye alındığı gerekçesi ile faturalı ödeme yapmıştır. Bu durumda vali vatandaşın parasını UF etmiş olmuyor mu?

Öyle ya; ülkenin kurt siyasetçilerinden birisi olan Ahmet Türk'ün olmayan bir ödemeyi fatura ederek çürük bir iddia ortaya atmasını beklemiyoruz...

Bu durumda Soylu'ya sorulması gereken bir diğer soru da "Kayyım belediye yönetimi ve vali hakkında nasıl bir soruşturma açacaksınız? Olmalıydı...

Bakınız; Soylu  iddiaya konu olan hediyeyi almıştır almamıştır bu bizlerin bileceği bir durum değildir ama bildiğimiz ve bilmemiz gereken vatandaşın parasının bir şekilde buharlaştığı ve maalesef kimsenin bunun hesabını ödemediğidir!

Bu durum yerel seçim sonrası çok daha vahim boyutları ile Ak Parti belediyelerinde görüldü!

Yeni seçilen Ak Parti Belediye başkanlarının %99'u belediyeleri yüz milyonlarca liralık borçlarla devraldıklarını dolayısı ile hizmet yapamayacak durumda olduklarını alenen beyan ettiler.

İddialarını daha vahim kılan ise bu borçların çoğunun seçime 3 ay kala yapıldığı şeklindeydi. Böylece yeni Ak Parti belediye başkanları eski Ak Parti belediye başkanlarını alenen vurgun yapmakla itham ettiler.

Peki, bir telefon görüşmemizde " Bakanın neden bazı belediye başkanlarına karşı korumacı bir tavır takınıyor ve halkın isyanını, şikayetlerini duymazdan geliyorsunuz? soruma  "herhangi bir belediye başkanının tek bir yolsuzluğunu bana ıspatla üzerine gitmezsem o zaman eleştir!" şeklinde iddialı bir cevap veren Soylu'ya şimdi soruyorum:

Bakanlık müfettişlerinin vurgunları rapor altına aldıkları vurgunlara sebep olan eski belediye başkanları hakkında nasıl bir işlem, soruşturma başlattınız?

Kaldı ki yeni belediye başkanlarınızın açıklamaları aynı zamanda suç duyurusu beyanı değil midir?

Ve en önemlisi "Vatandaşın parası nerde?"

DAVUTOĞLU'NUN ZAMANLAMASI!

Son günlerde eski başbakan Davutoğlu'nun "Eski defterleri açarsak bazıları sokağa çıkamaz!" şeklinde Erdoğan ve iktidarı hedef alan adeta tehdit içerikli sözleri olay oldu.

Bakınız; dürüst adam haksızlığa, yanlışlıklara karşı doğru zamanda karşı çıkandır...

Dolayısı ile Davutoğlu'nun bu açıklamalarını yeni parti kurulma aşamasında halka şirin gözükmek amacı taşıdığı fikrindeyim!

Zira Davutoğlu gerçekten dürüstse o zaman açıklardı veya Davutoğlu yürekli ise öyle ucu açık laflar yerine o defteri aslanlar gibi açardı.

Bence...