BİR DÜNYA SORUN MÜLTECİLİK…
Yayınlanma :
25.06.2019 12:57
Güncelleme
: 25.06.2019 12:57
Gün nedeniyle açıklama yapan Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiseri Filippo Grandi, 31 Aralık 2018 tarihli ellerindeki en güncel verilere göre, dünya üzerinde halihazırda 70 milyon 800 bin insanın zorla yerlerinden edildiğini ve rakamın bir önceki yıla göre, 2 milyon 300 bin arttığını söyledi.
Komiser Grandi’nin açıklamalarının satır aralarında bulunan ve okuyup geçilen öyle noktalar vardı ki, aslında dikkat edildiğinde insani krizin boyutu açısından son derece önemli noktaları barındırıyor. Örneğin; sığınmacı olarak kaydedilen her beş kişiden birinin en az 20 yıldır evinden sürgün bir hayat yaşadığı ve yine her beş sığınmacıdan dördünün, en az beş yıldır evinden ayrı olduğu ve de dünya genelinde her iki saniyede bir kişinin evinden ayrılmak, göç etmek zorunda bırakıldığı gerçeğidir.
Grandi’nin açıklamalarının bir başka çarpıcı noktası ise, sığınmacı ve mültecilerin üçte ikisinin Suriye, Afganistan, Güney Sudan, Myanmar ve Somali’den olmalarıydı. Ve bir başka önemli nokta da, Türkiye’nin dünya çapında en fazla mülteci ve sığınmacı barındıran ülke konumunda bulunmasıdır.
Bunda Suriye’deki savaşın etkisi çok büyük oldu. İç savaş olarak başlayan, sonra neredeyse tüm güçlerin savaş laboratuarına dönüştürdüğü Suriye’den, resmi rakamlara göre 3 milyon 600 bin dolayında sığınmacı ülkemizdebulunuyor. Yine Suriye’deki krizin ilk gününden bu yana ülkemizde 415 bin Suriyeli bebek dünyaya geldi. Suriyeli mülteciler, 2011 yılından bu yana ülkede, 10 binden fazla yeni işletme kurarak, 100 binden fazla yeni istihdam sağladı.
Türkiye’deki toplam göçmen veya sığınmacı sayısını ise, Göç İdaresi Genel Müdürü Abdullah Ayaz açıkladı. Ayaz’ın verdiği rakamlara göre, 2017'de 4 milyon 200 bin olan yabancı sayısının, 2018'de 4 milyon 700 bin, bugün ise 4 milyon 900 bine ulaştığı belirtildi.
Peki, bu sayının artma olasılığı var mı? Türkiye’nin bulunduğu konum gereği her zaman var. Çünkü Türkiye göçmenlerin geçiş güzergahı üzerinde bulunmasının yanı sıra, bu göçmenlerin geldikleri ülkeden daha üst seviyede yaşanabilir bir ülke. Ayrıca Türkiye, Rusya, Amerika Birleşik Devletleri arasındaki restleşmenin devam etmesi ve de İdlip’te savaşın şiddetlenmesi halinde büyük bir göç dalgası kaçınılmaz olacaktır.
Türkiye dahil geniş bir coğrafyaya etki eden mülteci konusu, çağımızın en geniş ölçekli ve en karmaşık insani krizlerinden biri haline geldi. Elbette ki onurlu bir yaşam her bireyin hakkıdır. Hiç kimse, insanca yaşayabilmek için azami şartların bulunması halinde doğduğu toprakları kolay kolay terk etmek istemez. Ama gelin görün ki, bu ülkeleri sömüren, kaynaklarını alıp götüren, servetlerine servet katan sözde gelişmiş kapitalist ülkeler, bir türlü doymak bilmiyor. Durum böyle olunca da mültecilik; bir dünya sorun olmaya devam ediyor.
Sevgiyle kalın.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: