AK Parti hükümetinin son dönemde hayata geçirdiği ekonomik programlar malum herkesin ve her kesimin canını sıkıyor. Bu tepkilere katılmakla birlikte, ülkemizin refahı söz konusu ise her güçlüğe değer diye düşünmeden de edemiyorum.
Ülkenin ekonomik istikrarını güçlendirmek, büyümeyi sürdürülebilir kılmak ve toplumun refah seviyesini artırmak adına önemli bir dönüm noktası olarak görülen bu programla ilgili muhalefet “ağzı olan konuşur” misali konuşup duruyor.
Acaba bir mucize olsa da kendileri iktidara gelseler ne yapacaklardı? çok da merak etmiyorum, çünkü biliyorum. Diyeceklerdi ki “Biz enkaz devraldık, bu enkazı 10 yıl toparlayamayız”… Nasılsa giden gitti deyip yapacakları tüm hataları AK Parti iktidarına yükleyeceklerdi.
Muhalefette kalmayı seven ana muhalefet partisi lideri son seçimlerde oy oranını artırmasının şımarıklığını yaşıyor. Oysa aslında son seçimlerdeki başarı CHP liderinin başarısı değil, o dönemdeki ekonomik koşulların sonucudur.
CHP’nin başında Özgür Özel değil, Kemal Kılıçdaroğlu da olsa fark eden olmazdı.
Başta emekliler olmak üzere toplumun tüm kesimi tepki oyu kullandı ve 22 yıldır bu ülkeyi yöneten iktidara mesaj verdi. Lider de bu mesajı aldığını her platformda söylüyor ve gerekeni yapıyor.
Şunu herkes iyi bilsin ki Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan halen en güvenilir lider. Sadece Türkiye’de değil, dünyada da bunun böyle olduğunu yapılan anketler doğruluyor. Bu ülkeyi düzlüğe çıkaracak tek lider yine Cumhurbaşkanımız olacaktır.
Bir yanda terör, diğer yanda dış ticaret açığı, bir başka sorun çevremizdeki savaşlar. Sıkıntıda yok yok gibi.
Her şeye rağmen dünyanın gıpta ile baktığı bir Cumhurbaşkanımız var. Evet…. Acı bir reçete var ve bu can sıkıcı. Ancak, sevindirici olan şu ki: Hükümetin liderliğinde atılan adımlar, ekonomik yapının daha sağlam temeller üzerine oturtulmasını sağlamış ve uluslararası arenada Türkiye’nin pozisyonunu güçlendirmektedir.
Hükümetin uzun vadeli ekonomik vizyonu, sadece bugünün değil, geleceğin Türkiye’sini inşa etmeyi amaçlamaktadır. Bu süreçte AK Partili belediyelere düşen görev ise toplumun bu sıtıntılı süreçten en az etkilenmesi için sosyal belediyecilik yönlerini güçlendirmektir. Liderlerine yakışır belediye başkanları sıkıntıları kökten çözmese de merhem olabilirler diye düşünüyorum.
Türkiye, genelde ve yerelde vizyoner politikalarla daha güçlü ve bağımsız bir ekonomik yapıya kavuşacaktır. Ben buna inananlardanım. Ve halkın büyük bir bölümü de bu programa inanıyor ve liderine güveniyor.
Bence tünelin ucundaki ışık 2025’de daha net görülmeye başlayacak. Bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın.
Kalın sağlıcakla
Tünelin ucundaki ışık!
Yayınlanma :
05.12.2024 10:38
Güncelleme
: 05.12.2024 10:38
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: