Bugün köşemi günlük yaşamımda karşılaştığım tutarsızlıklara ayırmak istiyorum. 

Hani eskiden annelerimiz kurulan mahalle pazarlarında bizleri de peşine takarak sonuna kadar yürürler, bütün ürün ve fiyatları ezberlerine alarak en iyisini en iyi fiyatla almaya çalışırlar, biz de içimizden söylene söylene peşlerinden giderdik. Her çocuk yaşamıştır bunu; neden baştakilerden alıp gitmiyoruz diye. 

Ah anneler... Üç beş kuruş uyguna alma uğruna ne uğraşlar verirlerdi... Hakları asla ödenmez anlarımızın... 

Şimdi daha iyi anlıyorum onları...

Bugün Pendik Yenişehir’de canım sıkıldı biraz gezineyim, var olan işlerimi de halledeyim dedim. 

Kuru temizlemeciye ihtiyacım vardı, bir pasaja girdim. 
4 ayrı esnaf kardeşimiz üçer beşer metre aralıklarla açmışlar dükkanlarını. Önce birine gittim 75 lira istedi, bir diğerine sorayım dedim 60 lira dedi, merak ettim öbürüne sordum 50 lira dedi, dayanamadım öbürüne de sordum 35 lira dedi. Dört farklı aynı işi yapan dükkandan dört ayrı fiyat aldım. 

Ayakkabımı boyatmak istedim; bir kardeşimiz 20 lira istedi, diğer bir kardeşimiz 15 lira dedi. 

Portakal alayım dedim; bir markette 10 lira, 100 metre ilerisinde 8 lira, biraz daha ilerinde 6 lira...

Serbest piyasa ekonomisi tabi, herkes makul ölçülerde ürününü istediği fiyatta satabilir, buna itirazım yok fakat dükkanlar aynı cadde üzerinde kira farkı yok , esnaflar aynı pasaj içersinde kira farkı yok, boyacı kardeşlerim 15 metre mesafede... 
Benim bu fiyat farklılıklarına kafam karıştı. Hiçbir anlam veremedim. 

A dükkanına gidip aynı hizmeti alan kişi 60 lira öderken, farklı bir kişi B dükkanında aynı hizmeti 35 TL’ye alıyor. 

Bu nasıl bir iştir? 

Bize serbest piyasa diyorlar ama bu düpe düz kim kime dum duma piyasası olmuş. Bu kadar saçma sapan fiyat farklarını kimse serbest piyasa diye önümüze koymasın. Bu resmen denetimsizlikten oluşan garip bir piyasa...

Eskiden annelerimiz pazarı sonuna kadar gezerdi şimdi anladığım kadar biz de alacağımız her şey için dükkan dükkan gezip en uygununu bulma yoluna gitmemiz gerekiyormuş bunu bugün anladım. 

Din, iman, vicdan, ahlak serbest piyasa ekonomisi adi altında resmen yok olmuş gitmiş. 

Ha bu arada...

Bir markanın montunu Pendik Viaport’ta çok beğendim. Fiyatını ve fotoğrafını çektim, dedim Urfa’da adamın ödediği kira buranın dörtte biri, bu ürün daha uygundur, arayıp sordum. Bana verilen fiyat İstanbul’daki fiyattan 50 lira daha fazla söylendi. Bu esnaf falan değil, kurumsal bir markadan bahsediyorum. 

Anlayacağımız bu olayı da yaşadıktan sonra bugün kafam allak bullak oldu.

Bakalım daha nelerle karşılaşacağız. 

Eskiden ‘Hayat sürprizlerle dolu’ derdik, şimdi ‘Pazar Sürprizlerle Dolu’ diye güncellemek gerekiyor diye düşünüyorum.