“İçinden çıktığı halk kesiminin bütün özelliklerini yakından bilen, halk tarafından sevilen kimse”… Türk Dil Kurumu, “Halk adamı ollmak” kelimesini böyle tanımlıyor. Ama bence eksik. Halk adamı olmak sadece halktan biri olmak ve sevilmek değildir. Halk adamı olmak yürek ister, azim ister, kararlılık ister,Allah vergisi olan mütavazı bir kişiliğe sahip olmayı gerektirir. Halk adamı lafla olmaz icraatla olur. Öyle herkese de “halk adamı” denmez. Öyel olsaydı, içinde “Halk” kelimesi olan partinin tüm fertleri halk adamı olurdu. Ama bakın AK Parti’ye, içinde öyle çok halk adamları var ki, onları rol model olarak herkes tanımalı, bilmeli, örnek almalı, izinden gitmeli…. Ne demiş düşünür “En fakir insan paradan başka hiçbir şeyi olmayandır” … Ne kadar doğru…. Çünkü bugüne kadar, Türk toplumunda, çok büyük servete sahip insanlar oldu. Ancak hiçbiri manevi zengin olan insanlar gibi, toplumlarda kalıcı olmadı. Aslında halk adamı olmak kolay birşey değildir. Herkesten de halk adamı olmaz. Halkın adamı olmak aslında ilk duyduğunuzda basit bir cümleymiş gibi gelebilir ama dikkatli olarak düşündüğünüzde ne kadar derin bir anlam ifade ettiğini fark etmeniz güç olmaz. Halk adamında önce kibir yoktur, büyüklenme yoktur, övünmez ama övülür, gösteriş yapmaz doğaldır, halkın arasında olur, halk ile arasına settler çekmez, Devletin ve halkın olmazsa olmaz değerlerinden asla taviz vermez, gösteriş yapmaz, kendi çıkarlarını düşünmeden halk için çalışır, bir makama geldiğinde ulaşılmazları oynamaz, fikirleri ve icraatı ile de örnek olur, …..vs.. vs… Sözün kısası başında da belirttiğim gibi halk adamı olmak her babayiğidin harcı değildir. Halk adamına bir de örnek vereyim yeri gelmişken. AK Parti Şanlıurfa İl Başkanı Bahattin Yıldız, tam bir halk adamı. Yukarıda belirtmiştim halk adamı olmanın özelliklerini, benim her zaman “atom karınca” dediğim Bahattin Yıldız’a bakıyorum, bu kriterleri birebir taşıyor. Seçim çalışmalarını kendisi gibi azimli ve Şanlıurfa halkı için büyük umut vaad eden Büyükşehir Belediye Başkan adayı Zeynel Abidin Beyazgül ile sürdüren atam karıncamız bir otobüste görüldü. Bu bana geçmişte bir gazete patronunun birim müdürlerine verdiği talimatı hatırlattı. Bir köşe yazısında okumuştum. Gazetenin sahibi tüm müdürlerinin makam aracına binmesini yasaklamış. Sebebi şu ; halk ne konuşuyor bilin, duyun, halkın içinde olun ki doğru gazetecilik yapın, halkın nabzını tutun. Makam odasında oturmakla gazetecilik olmaz demiş. İşte bizim atom karınca da öyle….Otobüse binip halkla sohbet edip, sorunlarını dinleyen, beklentilerini not alan seçimin alternatifsiz galipleri, öyle büyük sempati topladılar ki gurur duymamak mümkün değil. Ahmet Yesevi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi yüksek lisans mezunu olan Bahattin Yıldız siyasetin mekteplisi. Eee ona da bu yakışır zaten. Keşke her siyasetçi böyle olsa… Yani halk adamı olsa diyorum….