Görünen o ki; Marmara’dan Akdeniz’e neredeyse bütün BŞ Belediyelerini kaybeden Ak Partiye hayat öpücüğünü veren Kürtler oldu!
Ak Partinin geldiği bu nokta çoğu kesimler tarafından şaşırtıcı ve sürpriz olarak nitelendirilse de çözüm sürecinin bitip, Ak Parti & MHP ittifakının ilk günlerinden beridir ‘’ Sırtını Kürt Halkına dönen hiçbir liderin, iktidar partisinin uzun süreli ayakta durma şansı yoktur!’’ diye haykıran şahsım için ne sürpriz ne de şaşırtıcıydı.
Batıda farklı, Doğu ve Güneydoğu Anadolu da farklı bir duruş sergileyerek Ak Parti ve Erdoğan’a ‘’Biz hala senden umudu kesmedik…’’ mesajını veren Kürt Halkı ve ülke genelinde oluşan siyasi tabloyu derinine konuşanlar çok olacaktır elbet. Bu vesile ve müsaadeleriniz ile ben, Ak Parti kuruluşundan beridir adeta Ak Parti ve Doğu ile Güneydoğu Anadolu bölgeleri arasında güçlü bir köprü, sarsılmaz ile kale olma görevini üstlenmiş Şanlıurfa’yı değerlendirmek isterim.
Malumuz yerel seçimlerde ben dâhil kimsenin beklemediği bir sürprize imza atan ve Viranşehir, Halfeti gibi ilk kez iktidar partisine geçen stratejik öneme sahip iki ilçe; biri MHP’nin BABA7OĞUL saltanatına kurban verilen Harran dâhil toplam 12 ilçe ve BŞ Belediyesi kazanıldı. Kaybedilen tek ilçe de MKYK Üyesinin ilçesi Suruç oldu!
Faruk Çelik sonrası 11 aylık GTH Bakanlığı sürecinde adeta Şanlıurfa’nın siyasi dengelerini allak bullak eden; Faruk Çelik ve feodalite ile savaşacağım gerekçesi ile bütün büyük aileleri küstüren tarihin en başarısız GTH Bakanı yüzünden kabine dışında kalan Şanlıurfa da beklenmedik bu büyük başarı şimdilerde birkaç ismin iştahını kabartmış görünüyor!
Mesela benim bile 68 gün onlarca mahalle, köy ve ilçe de tam saha çalışması yaptığım Şanlıurfa’ya hiç gelmeyen, ya da son bir hafta gelen; geldiğinde de karşılık göremeyen meşhur İstanbul yerlisi Urfalı dahi bakanlık için ciddi kulis çalışması yapıyor! Hem de hangi savla; efendim Şanlıurfa da yakalanan başarı zatı muhteremlerin eseriymiş! Vay lımıne; yalandan kim ölmüş ki?
Arzu ederseniz namı değer 24 Haziran olan ve diğer isimlere geçmeden önce Ak Partinin kabine ve genel merkezde beklenen değişime ve bu değişim sonucu özellikle iki bölge ile parti arasında köprü vazifesini yapabilecek bakan kriterine bir göz atalım.
Doğu & Güneydoğu Anadolu ile Batıyı bir potada sentezleyecek ve doğru politikalar ile her iki tarafı da güçlü tutacak bilgi birikimine sahip olacak. Elbette ki kabineye girecek isim mutlak bir şekilde liyakat sahibi aynı zamanda halkta ciddi bir karşılığı olacak. Sadece kendi bakanlığı değil uzlaşmacı tavrı, kucaklayıcı yapı ve bilgisi ile toparlayıcı olacak. Eylem ve söylemleri ile toplumsal algı yaratacak. Hem bakanlıkta icraatçı hem parti içerisinde üretken hem halk nezdinde koşulsuz güveni olacak. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun siyasi ve kültürel dinamiklerini bilecek; bu dinamikleri ülke ve parti lehine işlevsel hale getirecek. Geçmişinde zerre şaibe olmayacak yıpranmamış isim olacak. Varsa kendi ilçesi, ilinde parti ve halk nezdinde başarısı teyide muhtaç olmayacak. Her iki bölgeyi vizyonel anlamda laik olduğu şekilde temsil edecek. Bakanlığın ve özellikle iki bölgenin ağır yükünü reel anlamda üstlenebilecek ve başarı çıtasını yükseltecek bilgi birikime sahip olacak.Şimdi biz gelelim 24 Haziran da Ak Partinin adeta hezimete uğradığı geçmişi ve başarısızlığı tescilli zatı muhterem İstanbul sakinin yukarıdaki kriterlerin kaçına sahip olduğuna.
Ak Partinin büyük başarı kazandığı son yerel seçimin de sadece 3-4 gün ilde bulunan; Viranşehir de sipariş ettiği 10.000 kişilik mitingi 500 kişi dahi toplayamadığı için iptal eden arkadaş nasıl oluyor da bu seçimin başarı mimarı oluyor? İstanbul da ikamet edip; lütfen Urfa’ya gelen zatın bırakın iki bölgede Urfa halkında karşılığı nedir? Rahatlıkla cevap vereyim, kocaman bir (0) hatta yazı ile yazayım da garanti olsun. SIFIR!!! Kendi bölgesinin dinamiklerinden bihaber olan birinin batı siyaseti ve kültürü ile dinamiklerine hâkim olduğuna dair tek bir somut belge var mı elimizde? Batı da nasıl bir çalışma yapmış da bu çalışmanın olumlu sonuçlarını Doğu ve Güneydoğu Anadolu’ya uyarlayacak? Zeynel Abidin Beyazgül başkanın proje tanıtım buluşmasında yarım saatlik konuşmasını ‘’ Arap, Kürt, Türk, İngiliz, Fransız, Alman’’ psikolog, sosyolog ve çevirmenlere sorduğum halde; benim bile anlamadığım İstanbullu hangi eylem ve söylem becerisi ile toplumsal algı yaratacak? Totodan gelen makamı boyunca bırakın iki bölgeye kendi şehrine ve partisine yönelik kaç icraatı var ve toplum nezdinde nasıl bir koşulsuz güvene sahiptir? Urfa da bile uzlaşmacı, kucaklayıcı olamayan ( Yahu bu iki özelliği olsa bile ne ağırlığı var ki?) Koca partiyi nasıl kucaklayacak, derleyip toparlayacak? Gelelim liyakat meselesine; Allah aşkına Şanlıurfa ve iki bölgeyi kabinede teslim edecek hangi somut liyakat göstergelerine sahip istanbullu?Cumhurbaşkanına yakın ve güçlü bir bakanın kendisini istediğine yönelik algı operasyonuna verilecek cevabım ‘’ Eğer Erdoğan’ın başkan ve lider olduğu ülkede bir bakan bir başka bakanı atayacaksa vay halimize…
Gelelim MEMURSEN altında bir sendikanın ısrarla bakan olarak görmek istediği ve bu yönde talep kâr olduğuna dair kulislere.
Kulislerden aldığım bilgilere göre MEMURSEN altında bir sendika eski genel başkanlarından birisine Şanlıurfa da yakalanan başarı üzerinden bakanlık beklediği, hatta şimdiden iki yardımcı olarak yine eski milletvekillerimizi belirlediği yönünde!
Hedef ise Sağlık veya Çalışma Bakanlıkları!
KRİTER ŞANLIURFA DA AK PARTİ SEÇİM BAŞARISI İSE!
Evet, Şanlıurfa Şanlıurfalı bir isim ile kabineye dönecek ve bu dönüşün ana kriteri son yerel seçim başarısı olacaksa eğer; görüldüğü üzere zaten bu iki ismin direk elenmesi demektir! Zira her ikisinin de bu başarı ile uzaktan yakından alakaları yoktur…
Peki, kim, kimlerdir bu başarının anahtar isimleri sayalım.
Sadece Siverek değil; Hilvan, Bozova, Ceylanpınar, Eyyübiye, Viranşehir, Kahta, Samsat ve Diyarbakır hatta İstanbul da dahi güçlü karşılığı olan ve BŞ seçimini dahi direk etkileyen M. Kasım Gülpınar başarısı ve etkisi tescilli birinci isimdir…Unutanlara hatırlatalım o halde.
a) Ben dâhil herkesin ‘’HDP uzak ara kazanır dediği Viranşehir de seçim zaferi sadece 750 oy farkı ile geldi! İşte bu noktada her zaman ilçede önemli bir denge olan Karakeçili aşiretinin istisnasız 3.000 oyunun Ak Partiye geçmesi için ciddi emek sarf eden Gülpınar bu ilçe de başarının kilit ismi oldu.
İlaveten birilerinin 100 kişi toplayamadığı Viranşehir de 7-8 bini aşkın kalabalığa seslenen Gülpınar yarattığı sinerji ile müthiş bir hava kattı.
b) Ceylanpınar tarihi boyunca Ak Partiye verilen oy oranı sadece %15-20 olan ve ilçenin üç önemli gücünden birisi konumundaki Karacadağlı’ların bu seçimde %83 oranında Ak Partiye dönmesinde çok büyük emekleri olan Gülpınar aynı zamanda seçimin son virajında Ceylanpınar da binlerce kişi ile yürümesi ve dillere destan mitingi sadece ilçede, Urfa da değil; bölgede dahi büyük etki yarattı.
c) Aynı gün içinde ve şiddetli yağmur altında ardı ardına binlerin haykırdığı iki miting ile Eyyübiye de yaşanan seçim başarısı Gülpınar ve bugün bile şehrin en mütevazı en halkçı belediye başkanı Mehmet Kuştan başkası değildir…
d) Yüzü de politikası da eskiyen ve giderek Hilvan halkının tepkisini çeken Aslan Ali Bayık’ın yardımına koşarak seçimi olumlu yönde etkileyen isim yine Gülpınar’dan başkası değildir.
e) Gülpınar’ın Bozova da var olan güç ve etkisini tartışmak zaten abesle iştigal olur, tartılmayın da…
f) Ve 250 oy farkla kazanılan Samsat da direk 700 oy katkı ile ve Kahta ve Adıyaman merkez ve Şanlıurfa BŞ merkez de ama en önemlisi yine ulusal basında bile büyük ses getiren ÇIKRIK köyü mitingi ile M. Kasım Gülpınar BŞ Başarısının baş mimarıdır efendiler.
Bakanlık kriteri Şanlıurfa da kazanılan başarı ise; o halde Gülpınar sonrası bakan olması gereken isim Şanlıurfa Valisi Abdullah Erin, Şanlıurfa Jandarma Alay Komutanı Sabri Kirişçi ve süreç boyunca yaptığı hamleler, sosyal medya yönetimi, küskünler ile kurduğu diyaloglar ile Zeynel Abidin Beyazgül’ün kardeşi Uğur Beyazgül bakan olsun derim ;)
İl başkanı Bahattin Yıldız, İl ve ilçe teşkilatlarının her bir emekçisini de unutmayalım…
EL İNSAF VE ARTIK YETER!
*Efendiler; özellikle Ak Parti iktidarında belirginleşen ve tarih boyunca Urfa siyaseti ile ekonomisini yöneten, pardon sömüren 20.000 Beyaz Urfalı’nın Siverek düşmanlığı ile hükmedebilecekleri aday dayatmasına boyun mu eğeceğiz?
*Efendiler; bırakın kendi ilçesi dışına çıkarken binleri toplamayı: Kendi ilçelerinde bile 100 kişiyi peşinden sürükleyemeyen isimler mi halkta karşılık sahibi yoksa M. Kasım Gülpınar mı?
*Yukarıda saydıklarımın yabancı dil adı altında ana dilleri Kürtçe veya Arapça dışında nasıl bir iletişim güçleri var? Pardon; ilkokuldan kalma Cin Ali İngilizcesini saymazsak ;) Şimdi bu arkadaşlar mı daha vizyonel yoksa 5 dili okuma yazma seviyesinde ana dili gibi konuşan; yıllardır AB Uyum Komisyon Başkanlığı vazifesi münasebeti ile Türkiye ve Avrupa arasındaki dinamikleri tecrübe edinmiş Gülpınar mı?
Fransız hükümetinin en üst düzey devlet nişanı olan “Legion D’Honneur” nişanını göğsünde taşıyan belki tek aktif siyasetçi olan Gülpınar’ın vizyonu ile hangi birini kıyasa girebiliriz?
*’’Emaneti Ehline Verin’’ söylemi ile ülke gündeminde seçim yönünü Ak Parti lehine ciddi anlamda etkileyen ve vicdanlara dokunan Gülpınar’ın yarattığı toplumsal algıyı hangisi yapa bilir?
*Efendiler; son iki yılda ziyaret ettiğim şehrimin en önemli STK Başkanları ve kurum amirlerinden istisnasız duyduğum tek cümle ‘’Görev sürem boyunca şahsımı arayarak legal veya illegal tek bir talepte bulunmayan tek milletvekili Sayın M. Kasım Gülpınar’dır’’ Hal böyle iken; Şanlıurfa olarak Fakıbaba gibi güç zehirlenmesine tutulmuş ya da koltuğu kendi ailesinin arka bahçesi haline getirecek yeni bir ismi bakan olarak mı görmek istiyorsunuz?
*4 dönemdir milletvekili maaşını başta kimsesiz kız öğrenciler olmak üzere fakir fukaraya dağıtan. Kendisine ait binlerce dönüm tarım arazisini fakir fukara köylünün ekmek teknesi olarak hizmetlerine veren, kendisine ait kırmızı plakalı aracı kullanmayan. Devletten tek bir ilaç almayan. Devletin kendisine tanıdığı imtiyazları kullanmayan. Tek bir yakınını torpil ile işe aldırmayan. Geçmişinde ihale, yolsuzluk, rüşvete dair tek bir şaibesi olmayan Gülpınar’ın olduğu yerde: Şehirde var olan STK ve kurum başkan ile amirlerini pusulalar, yakınlarını işe sokma, atama hususlarında bayan isimler mi bakan olacak? Yoksa geçmişlerinde tefecilik, ihale vurgunları, arazi kapmalar ve daha sürü ile şaibe olanlar mı?
Sahi, merhameti, vicdanı, vizyonu, bilgi birikimi ile Gülpınar dururken; 80 milyonun vicdanını dahi yaralayanlar, birbirleri ile çadır kent rant kavgalarına düşenler, halkta karşılıkları olmayan ve her eylem ve söylemleri ile Ak Partiye oy kaybettirenlerden biri ile yeni bir Fakıbaba felaketini yaşamak mı istiyoruz yoksa herkesin kucaklandığı, adaletin, merhametin, vicdanın ve vizyonun hüküm sürdüğü bir liderin başarıdan başarıya, refaha, huzura koşturduğu Urfa mı?
VE DİYORUM Kİ;
Asaleti, nezaketi, vicdanı, vizyonu, merhameti ile Urfa’yı, Muhafazakar Kürtleri, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’yu temsil edecek tek bir isim var ise; oda Mezopotamyanın son asilzadesi, son aristokratı ve Nakşibendi Halidi geleneğinin son temsilcilerinden olan M. Kasım Gülpınar’dır. Doğu & Güneydoğu Anadolu ile ülke batısı ve Türkiye ile AB arasında vizyonel aynı zamanda tecrübe ve güvene dayalı köprü olacak tek isim M.Kasım Gülpınar’dır. Erdoğan’ın çizdiği ‘’İmanı güçlü, zeki, çalışkan ve üreten gençliğin idolü olacak ve bölge gençliğini terörden, madde bağımlılığından, kültürel yozlaşmadan kurtaracak tek isim M. Kasım Gülpınar’dır.Geçmişin acılarını, haksızlıklarını; çapsız, art niyetli, çıkarcı isimlerin sebep olduğu haksızlıkları acı ile tecrübe etmiş 2 milyon Urfalı ve bütün dinamiklerin bu kez Gülpınar’ın arkasında durması gerektiği gerçeği ortadadır ve elbette her Urfalı’nın hür düşüncesine saygı ile…
ZEYNEL ABİDİN BEYAZGÜL’ÜN DİKKATİNE!
Ta il başkanlığı döneminden beridir ağabey kardeş ilişkisi içerisinde olmaktan şeref duyduğum Şanlıurfa BŞ Belediye Başkanımız Zeynel Abidin Beyazgül eğer benim tanıdığım kadar vefalı; şehrine, Urfalılara âşık ve vizyona sahip ise; derhal kolları sıvamalı ve Şanlıurfa’nın Gülpınar liderliğinde kabineye dönmesi hususunda ciddi emek vermelidir…
Aksi halde aday adaylığı sürecinde genel merkeze giderek ‘’Beyazgül aday olursa istifa ederim!’’ diyenlerin; ‘’Beyazgül Fetöcüdür yalanı ile genel merkeze dosya gönderenlerin’’ Kendisi il başkanı iken bir başkasını il başkanı yerine koyanların, seçim sürecinde bırakın lehte aleyhte çalışanların beş yılı kendisine zehir etmesine hazır olmalıdır!
İlaveten M. Kasım Gülpınar’ın hem aday adaylığı sürecinde anti propaganda yapmayan tek milletvekili hem de seçim sürecinde en etkili isim olduğu gerçeğini bilen Beyazgül’ün aynı vefa duygusu ile hareket etmesi boynunun borcudur, sözüdür…
Aksi bir eylem ve söyleme ihtimal vermemekle beraber, Sayın başkanın Şanlıurfa için, kendi partisi için doğru adımı atacağından zerre şüphem yoktur.
BAHATTİN YILDIZ’IN DİKKATİNE!
Elbette il başkanı olması hasebi ile bütün eski yeni milletvekillerine eşit mesafede durması gereken Bahattin başkanın da Şanlıurfa için en doğru olanı yapacağından zerre şüphem yoktur. Aksi halde vekâleten atandığı gün meclis koridorlarında ‘’Kim bu çocuğu başımıza başkan yaptı’’ diye haykıranların, kendisini Faruk Çelik’in uzantısı ilan edenlerin ve koltuktan alınması için fırsat kollayanların Urfa’sında mutlaka üzülecektir…
Evet, Şanlıurfa derhal kabineye dönmeli; bu büyük başarısı taçlandırılmalıdır ama bu doğru isim olan M.Kasım Gülpınar liderliğinde olmalı; başta STK ve kurum amirleri, bürokratlar olmak zerre şehri seven herkes bunun için tek yürek olmalıdır.
Sizcelere derin bir saygı ile bence…
Yorumlar
Kalan Karakter: