DEHŞETİ GÖRDÜM!
Yayınlanma :
11.10.2019 09:18
Güncelleme
: 11.10.2019 09:18
Dönelim bizim ülkeye: Bu harekatın yapılacağı günler hatta haftalar öncesinden belliydi.
Ceylanpınar ve Akçakale başta olmak üzere sınıra sıfır noktasında birçok ilçemizin olduğu ortada: Peki, nasıl olur da bu ilçelerde yaşayan sivil halk operasyon öncesi güvenli bölgelere çekilmez?
Can ve mal kaybının hadsafhada olacağı gün gibi ortada iken neden kimsenin aklına gelmez.
Bakınız; uçaklarımızın sınırı bombaladığı o ilk andan itibaren okurlarıma doğru bilgileri aktarmak için sınıra sadece 50 metre mesafede harekatı takip etmeye başladım.
Yani operasyonun gecesi boyunca kurşun ve bomba sesleri altında kalmanın dayanılmaz gerginliğini yaşadım.
Gün ışıdığında ve sonrasındaki saatlerde ardı ardına düşen şarapnel parçalarını, havan topları ve reketleri gördüm.
Kimisi sadece birkaç metre ötem de masum bir çocuğu kimi bir yakınımın canını aldığı bombalar yani.
Evladı parçalanmış bir annenin çaresizliğini gördüm ve o çocuğun halleri karşısında tek bir tokat yemeden kırıldı bütün kemiklerim!
DEHŞETİ gördüm yani...
Boşaltılmadığı için bombaların, kurşunların açık hedefi haline gelen koca bir ilçede yetmezmiş gibi haberleşmenin kesildiğini görüp çıldırdım!
PEKİ NEDEN?
Bakınız; daha son genel seçimlerde İstanbul' daki evimi bırakıp 49 gün, yerel seçimlerde ise 68 gün Ak Parti için çalışmış bir adam olarak soracağım...
Birçok makalesinde "Erdoğan bu ülke siyasi tarihinin gelmiş geçmiş en önemli 3 isminden birisidir" diyen yazar olarak soruyorum.
Yine ülkede yaşanan KHK, dağıtım şirketleri, işsizlik, EYT, MEB Mülakat ve daha sürü ile sorunun mağduriyetlerinin Erdoğan' a doğru bilgi vermeyenler yüzünden olduğunu, tersi durumda Erdoğan'ın bu mağduriyetlere izin vermeyeceğini dile getirmiş birisi olarak soruyorum:
Bizim ne işimiz var Suriye de?
*Ülkesine deli gibi sevdalı bir vatan evladı olarak soruyorum.
*Tek bir askerimizin burnu kanadığında ciğeri yanan bir vatan evladı olarak soruyorum.
*Hala insanı insan olduğu için seve bilme güdüsünü yitirmediğim için soruyorum.
*Bu harekatın Türkiye de yaşayan Kürt halkını ülkelerinde kırılsınlar diye bizi tuzağa çeken Büyük Ortadoğu Projesinin hain bir pususu olduğunu gördüğüm için soruyorum.
Çünkü görüyorum! Çünkü çocukların, sivillerin paramparça olduğu hiç bir askeri harekatın, savaşın adı barış Pınarı olamaz diyorum.
SİZDE ÇILDIRMAYIN!
Bir dolu çelişkinin ortasında havan topları, şarapnel parçaları, roketler ve mermiler düşerken Ceylanpınar' a aklıma geldi Cumhurbaşkanımızın açıklamaları.
Ne dedi Erdoğan, "Bu Harekatı sınırlarımızdan terör örgütü PKK ve uzantısı PYD'den temizlemek ve en çok da Suriye'nin toprak bütünlüğünü korumak için yapıyoruz!"
Elbette ki ülkemin sınırlarını her türlü terör örgütlerinden temizlemek hakkı ve kudreti vardır.
Allah tek bir Mehmetçiğimizin burnunu kanatmasın yarabbi.
Lakin soruyorum: Osmanlı'dan beridir Türke ve Türk devletine daima hain olmuş Suriye' nin toprak bütünlüğünden bana ne, bize ne?
Ama hadi komşumuza kıyamadık ve toprak bütünlüğüne saygı için giriştik.
İşte beni deli eden Çelişkiler ve cevapsız sorular başlıyor bu noktada.
Ama öncesinden buyurun birlikte hareket ettiğimiz ve dünya da kimsenin kabul etmediği ÖSO birliklerini tanıyalım.
"ÖSO, yani" Özgür Suriye Ordusu" adı ile Suriye Arap Cumhuriyeti'nde kurulan ve Devlet Başkanı Beşşar Esad'ın temsil ettiği rejimi devirmek için savaşan, silahlı örgüttüdür! "
1- Peki, Beşşar Esad kimdir. Suriye'nin meşru devlet başkanı. Yani toprak bütünlüğünü korumak için Mehmetçiği şehit vereceğimiz devletin bütün dünyanın tanıdığı meşru devlet başkanı...
Peki biz ne yapıyoruz; Beşar Esad'a karşı savaşan dolayısı ile Suriyenin toprak bütünlüğüne göz dikmiş bir örgütle Suriye' nin toprak bütünlüğünü korumak için bir başka terör örgütü PYD'ye saldırıyoruz!
Kafayı yiyecem bu nasıl çelişki Allah aşkına?
2- DEAŞ: Yani bütün dünyanın üzerinde gelmiş geçmiş en barbar terör örgütü olduğunu kabul ettiği yapılanma.
Ve bu barbarlar en azından benim şahit olduğum kaç zaman o kanlı siyah bayrakları ile Ceylanpınar'ın hemen karşısında Suriye'nin bütünlüğüne göz koyarken neden sınırlarımızı temizlemedik ve neden rahatsız olmadık?
Dedim ya; PYD/PKK veya bir başka terör örgütü; büyük Türkiye' nin sınırlarını her türlü terör belasından temizlemeye hakkı da kudreti de vardır ama birisi bana söylesin Allah aşkına:
Suriye' nin toprak bütünlüğüne göz koymuş ÖSO ile birlikte Suriye'nin toprak bütünlüğünü korumak için biz ölürken Suriye' nin toprak bütünlüğünü bozuyor diyerek yerle bir ettiğimiz PYD Suriye'nin meşru devlet başkanı ile iş birliği yapıyor!
Burada bir tuhaflık var yahu...
Tuhaflığın bir diğer daniskası da tarihin en barbar terör örgütü DEAŞ da ÖSO ve kahraman askerlerimizin vurduğu PYD' yi arkadan vuruyor!
Benim çorbaya döndü yahu.
Hatay'ı Hatırlayın lütfen!
Kendi başına küçük bir ülke iken sevgi ile kuşattığımız Hatay örneği tarihimiz de dururken neden milyonlarca kandaşları ve akrabaları ülkemizde yaşayan Kuzey Irak ve Güney Suriye de Rojova denilen Kürt yönetimlerinden bu sevgiyi esirgiyoruz?
Tek damla kan dökmeden sevgi ile o toprakları ülkemiz sınırlarına katmak ve birlikte çok daha büyük bir Türkiye haline gelmek varken neden adım atmıyor DEAŞ gibi barbar bir terör örgütünü sınıra komşu olarak görmekten rahatsız olmazken Irak ve Suriye de kurulan Kürt yönetimlerinden bu kadar rahatsız olup başta ABD olmak üzere emperyalist ülkelerin Türk Kürt kardeşliğine çomak soktuğunu görmek istemiyoruz.
DEHŞETİ gördüm evet, 11 yaşındaki Elif Suriye'nin bütünlüğüne göz koymuş ÖSO terör örgütü ile birlikte saldırdığımız Suriye'nin meşru devlet başkanı Beşar Esad ile anlaşmış bir başka Suriye 'nin toprak bütünlüğüne göz koymuş PYD terör örgütünden birinin silahlarından seken şarapnel parçası ile can verdi gördüm!
DEHŞETİ gördüm evet, operasyon öncesi boşaltılmadan Ceylanpınar da Valimiz Erin, Kaymakamımız Keklik ve dahi Viranşehir Kaymakamımız Dereci ile her iki ilçenin belediye başkanları Salih Ekinci Abdullah Aksak'ın insanüstü mücadelelerinde rağmen yıkılan evler, can veren çocuklar, parçalanan masum siviller gördüm.
Ama en çok da çelişkinin ortasında ölümler gördüm!
Çözüm sürecinde evlatları ile mutlu yaşayan Türk ve Kürt annelerin Suriye'nin toprak bütünlüğü belasına yeniden yeniden göğün göğsünü yırtan evlat acısı çığlıklarını duydum.
Her Kürdü potansiyel terörist ve PKK ile bir tutanın Allah belasını versin.
Bilinmelidir ki Kürtler Türk ve Arap halkları ile birlikte bu ülkenin 3 asil ve asıl halkından birisidir.
Ve bu coğrafyada ölmekten, ötekileştirilmekten yorgun ama en kötüsü de kalbi kırılan Kürtleri gördüm.
Zira bu ülkenin işsizlik, eğitim, sağlık, hayvancılık, tarım ve Sanayi anlamında çözüm bekleyen ciddi sorunları varken, 2011 yılından beridir Suriye de yaşanan kargaşa ve iç savaşın maddi manevi bedellerini yüklemeyi doğru bulmuyorum.
Suriye de faaliyet gösteren terör örgütlerini temizlerken o bölgede yaşayan masum sivil Kürt, Arap, Ezidi hatta Türkmen halklarının can vermesi karşısında ülkemde yaşayan 30 milyon Kürdün kırgın olduğunu görmek gerek düşüncesindeyim.
Bin yılı aşkındır Türk kardeşleri ile tek yürek yaşayan Kürt halkının kalplerinin kırılması bu ülkenin en derin deprem fayının kırılmasından çok daha kötü olacaktır.
Ülkem de Fetö terör örgütü çökertilmemiş bilakis iftira ve yanlışlıkla yüz binlerce masum vatan evladı KHK lar sonucu işinden aşından olmuş yüz binlerce mağdur üzerinden daha da güçlenirken; Suriyenin toprak bütünlüğü umurumda değil benim...
Zira sınır boyuna dizilmiş terör örgütlerine yapılan her operasyonda sınırın iki yanında ölen siviller Kürt!
Şehit olanlar Türk ve Kürt anaların masum evlatları.
Ne için ne?!
Ve bu acı gerçek kalp kırıyor gördüm...
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: