DİNİM KİNİMDİR!
Yayınlanma :
24.10.2019 15:44
Güncelleme
: 24.10.2019 15:44
Adam:
-"Doğrudur, öyle yaptım, çünkü köpeğin bana vasiyeti böyleydi, onun vasiyetini yerine getirdim." der.
Kadı:
-"Sen bizim aklımızla alay mı ediyorsun efendi?" diye çıkışır.
Adam:
-"Hayır efendim, aynı zamanda Kadıya da 10.000 dirhem vermemi vasiyet etti." der.
Bunu duyan Kadı hemen:
-"Rahmetli köpeğin ölümü bizi ziyâdesiyle üzdü." der.
İnsanlar, kadının değişen bu tavrına hayret ederler.
Kadı onlara der ki:
-"Bu durum sizi hayrete düşürmesin, bu köpeğin geçmişini araştırdım, Ashab-ı Kehf köpeği Kıtmir’in soyundan geldiğini keşfettim."
Ve insanlık "Kadıyı satın aldığın gün, adalet ölür.
Adaleti öldürdüğün gün, devlet de ölür."
Bugünkü köşe yazıma büyük Türkiye'nin iç ve dış sorununun ne ırkçılık küpü Müge Anlı'nın her fırsatta iğrenç kusmuğu, hasta beyni ile ölüsüne, dirisine hakaret ettiği nede eşi ile Kürtçe konuşan amcaya saldıran ruh hastası Çanakaleli şerefsizin düşman ilan ettiği Kürtlerin değil; siyasal İslamın sonucu olan günümüzün kadıları yani din sömürücüsü imam ve bazı din adamları olduğunun altını çizerek başlamak istiyorum.
Evet sevgili dostlarım; bu ülkenin sorunu tarih boyunca Büyük Osmanlı imparatorluğu ve sonrasında kurulan Türkiye Cumhuriyetine ihanet etmemiş tek millet olan Kürtler değil; Türklüğü ve Türkiye Cumhuriyeti varlığını Kürtlerin ölümü, yok oluşu üzerinden mümkün gören özünde Türk olmayan ruh hastası ırkçılar ve CHP ile MHP zihniyetidir!
Bu ülkenin sorunu bir gazetecinin 25 yıl sonra ortaya çıkardığı söyleşide rahmetli Turgut Özal'ın ifade ettiği gibi, İngilizlerin Osmanlıyı çökertmek için Osmanlı Sarayına genç kızları alıp alkole, fuhuşa alıştıran Arap kökenli paşanın yardımı Osmanlı'ya karşı kıyım siyasetini güden Arap ülkelerinin 1000 yıllık düşmanlığıdır.
Merhum gazeteci Yalçın Özer’in, 1991’de dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile yaptığı ve 25 yıldır gizlediği bir mülakat, hem geçmişe hem de bugün yaşanan olaylara ışık tutacak açıklamalarla dolu...
Bugüne kadar gizli kalan söyleşi de ne diyor Özal:
DİN CAHİLİ GAZETECİLER
Merhum Özal, Türk gazetelerindeki şeriatçı devletler tartışması konusunda ise şunları söyledi: “İran Şiidir, bu güne kadar daha gayrimüslim bir devlet ile savaştıkları görülmemiştir. Şiiliği yaymak için sürekli Sünni Müslümanlarla savaşmışlardır. Vahhabiler ise İngilizlerin kurduğu bir cereyandır, bunlar da çok Sünni kanı dökmüştür. Bunların ikisi de mezhep değildir, birbirlerine düşmandır. Şeriat İslam’ı yaşamaktır, bizim gazeteciler din cahili oldukları için bilmiyorlar ve bunlara şeriat devleti diyorlar. Tıpkı Paris’te bir patlamada ölen Hıristiyanlara şehit diye haber yaptıkları gibi!
Sözlerine İngilizlerin Arap kökenli paşalardan bazılarını kullanmak sureti ile Osmanlıyı çökertme operasyonu yaptıkları ile devam eden Özal" Irak'ın İran'dan tek farkı şiilere karşı mücadele etmesidir. Geriye dönüp baktığımızda Irak veya diğer komşu Arap veya Ortadoğu da yer alan Arap ülkelerinin birbirleri ile savaşlarının İslam adına olmadığını, bilakis Şii sunni savaşları olduğu gerçeğini göreceksiniz... " şeklinde devam eder.
Söyleşinin bir yerinde bugün toprak bütünlüğünü korumak için Mehmetçiği şehit verdiğimiz Suriyenin Osmanlı'dan beridir Türkülerin düşmanı olduğunun altını çizen önemli iddialarda bulunur.
Yine senelerdir bebeklerine ağladığımız ve son operasyonda Türkiyeyi kınayan ilk Arap ülkesi olan Filistinin Osmanlı'ya ait toprak parçalarını para karşılığında bugünün İsrail devleti atalarına sattıkları görülecektir.
Ancak bazı Kürtlerin hala bir türlü anlamadığı, anlamak istemediği CHP zihniyetini de çok güzel özetler Özal.
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde Kürt Halkına ve Alevi inancı olan insanlarımıza karşı en ağır katliamların altında imzası bulunan CHP gerçeğine rağmen HDP ve Kürt/Alevi Halkının her seçimde CHP kurtarıcısı olmasını doğrusu anlamış değilim.
Bakın Özal CHP için ne diyor o söyleşi de:
CHP, HEP ŞİKAYET EDER
Özal, röportajda, CHP ile bugünkü Avrupa yönetimi arasında devam eden ilişkiye de şöyle dikkat çekti: “CHP’yi biraz sıkıştırırsan Avrupalı dostlarına Türk devletini şikayet ederler. Nasıl ederler? Ya el altından ya da CHP’nin beslemesi ulusalcı gazetecilerle kamuoyu oluşturarak...”
Bu sözlerde görüldüğü gibi Türkiye'nin Beka sorunu Kürtler değil zavallı CHP zihniyetinin böl parçala ve şikayet siyaset anlayışıdır.
Ancak, Osmanlıya ihaneti çok güzel anlatan rahmetli Özal'ın anlatımalarında Kürtlerin Osmanlı veya Türkiye Cumhuriyetine ihanet ettiğine yönelik tek bir cümle yoktur. Çünkü Kürtler asla ihanet etmediler.
Bakın ihaneti nasıl anlatıyor rahmetli Özal:
OSMANLI İÇTEN YIKILDI
Özal, röportajında, Avrupalıların satın aldıkları adamlarla Osmanlıyı içten yıktığına dikkat çekerek, böylece Türkiye’nin hem Arap dünyasından, hem de Hindistan’daki Müslüman aleminden koparıldığını anlattı. Özal, “İngilizler, bu yolla iki şeye kavuştu: Ortadoğu’daki petrol sahasını kontrol altına aldılar ve İslam Halifesi’nin etki alanındaki bir türlü hakim olamadıkları Hindistan’a hilafeti kaldırarak hakim oldular” dedi.
Ve Özal'ın ihaneti anlattığı o cümleler şöyle devam eder:
HASAN CEMAL’E SORUN"
Gezi sırasında bir gazeteci, Turgut Özal’a, “ABD’nin Irak’a müdahalesine destek verdiniz. Zaten Arap dünyası ile Türkiye’nin ilişkileri 20’lerden beri iyi değil. Bu desteğiniz, ilişkilerimizi daha kötü yapmaz mı?” diye sordu.
Özal bu soru üzerine Osmanlı’nın son dönemindeki İttihat ve Terakki yönetiminin önde gelen isimlerinden Cemal Paşa’nın torunu olan ve gezide yer alan yazarlardan Hasan Cemal’e işaret ederek, “Bunu, siz Hasan Cemal’e sorun” dedi. Ama Hasan Cemal o sırada orada bulunamadığı için konu havada kaldı.
Bundan kısa süre sonra, Yalçın Özer, beraberinde aynı gruptan bir başka gazeteci ile özel bir mülakat için yeniden Özal’ın yanındaydı. Yalçın Özer, “Bunu Hasan Cemal’e sorun” bölümünü açmasını isteyince, Özal şunları anlattı: “Bizim sıkıntılarımızdan birisi de ülkemizin sıcak kuşakta bulunmasıdır. Bu ülkelerde satılık insan bulmak çok kolay. Bir Almanı, İngilizi, Fransızı, Japonu ve bir Rusu satın alamazsınız. Osmanlı’yı yıkmadan önce içerden bazı kimseleri İngilizler satın almışlar. (...) İngilizlerden maaş alan Osmanlı Güney Cephesi Başkomutanı Cemal Paşa’ya (Hasan Cemal’in dedesi) talimat vererek, Şam’daki İslam alimlerinin (ki Şam o zaman İslami ilim merkeziymiş) genç kızlarını konağına getirmesi, onlara alkollü içki içmeye zorlaması ve tacizde bulunarak geri bırakılmaları istenmiştir. Bu emri alan (Cemal) Paşa, derhal bu işlemi yapmıştır. Bu yüz kızartıcı olaylar süratle Arap alemine yayılmış ve ‘Osmanlı artık bozulmuş ve İslami yoldan çıkmıştır’ propagandası yapılarak , Araplar Osmanlıya düşman yapılmıştır. Özellikle Hicaz’da hazır bekleyen Şerif Hüseyin de işin esasını bilmeden ve duyduklarına inanarak Arapların Osmanlı aleyhine İngilizler ile birlikte kıyama geçmesine sebep olmuştur. İşte bu nedenle ‘Arap-Osmanlı düşmanlığının kaynağını Hasan Cemal’e sorun’ dedim... "
Sevgili Dostlar; tarih, gerçekleri görmek, bilmek isteyenlerin aydınlanacağı sayısız bilgi belgelerle doludur.
Dolayısı ile tarihte Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyetine sayısız kere ihanet eden Arapların ve Arapları Osmanlıya karşı kışkırtan İngilizlerin diline, kültürüne hayran olanlar okumalı ki tarihte omuz omuza verdikleri tek halkın Kürtler olduğunu anlamalı.
Zazaca konuşan Kürt bir teyzenin ana dili ile derdini anlatmasına dahi tahammülü olmayan ve "Anlamadığım şeyi yayında tutmanın anlamı yok"
Diyen Müge Anlı'dır bu ülkenin sorunu! Zira o dil Çanakkale de Müge Anlı' nın anlamadan zevkle şarkılarını dinlediği İngiliz kurşunlarına karşı göğsünü siper edip bu vatan bu bayrak için şehit düşen tek millet olan Kürtlerin dilidir.
Ve bu ülkenin sorunu İngilizlerin, Fransızların yani haçlı ordularının dilleri zevkle dinlerken bin yılı aşkındır Türk kardeşleri ile İslamın ve önce Osmanlı sonra Türkiye'nin yılmaz korucuları olan Kürt halkına yönelik ırkçı saldırılardır.
Bu ülkenin en büyük sorunu İslam dinini sapkın ve hastalıklı ruh hallerine alet eden bazı din adamları, cemaatler, vakıflardır Kürtler değil...
Zira tek bir Kürtten "Bir erkek mezara gömülene kadar eşi ile cinsel münasebet kurabilir!" gibi alçakça bir cümle duyamazsınız.
Tek bir Kürt Adnan Oktar gibi çocuk tacizcisi, sapık ruhlu bir din sömürücüsü gibi hem de ekranlarda ulu orta fuhuşa alet olmaz, fuhuşu özendirmez.
Zira tek bir Kürt cübbeli Ahmet gibi" 9 yaşındaki kız çocuğunu babalarının taciz etmeleri için fetva vermez! "
Tek bir Kürt bile çalışan kadınları birer hayat kadını gibi tasfir edecek cümle kurmaz.
Tek bir Kürt bile gülümseyen, çalışan kadını cinsel obje ve tecavüz edilecek kadın şeklinde tasvir edip hedef haline getirmez.
Bilakis Kürtler de kadın kutsaldır. Büyük savaşları, kavgaları puşisini yere atarak durduracak kadar değer vermişlerdir.
Hakeza İslam dinine bağlı Kürt halkı din üzerinden devletini ve fakri fukarayı sömürmez.
Gelelim Kürtlerin Türk düşmanı olduğuna yönelik Arap ırkının iftirası ve Müge Anlı gibi özünde muhtemelen Türk bile olmayam göçmenlerin zırvalarına.
Malum, Çanakkale de yaşanan ve bir ruh hastasının salt hasta eşi ile Kürtçe konuştuğu için kafasına soda şişesi ile darbe vurulan amca gibi Kürt halkının baskıya, ırkçılığa, ötelenmeye ve dahi hak gaspına uğradığı sayısız vakalar vardır.
Oysa, Osmanlı'dan beridir Kürt halkının yaşadıkları coğrafyaya gerek misafir gerek görevli olarak gelen bütün Türkler baş tacı edilmiştir.
Bugün bile özellikle Kürt halkının yaşadığı köylerimizde görevde bulunan Türk öğretmen, askerler o köylüler tarafından saygı görmekte ve Kürtler sofralarını, gönüllerini paylaşmaktadır.
Öyle ki çoğu maaşından harcama yapma gereği bile duymadan döner memleketlerine.
Yani siz hiç bir Türk'ün Kürt coğrafyasında ırgat olarak çalışırken pompalı tüfekle saldırıya uğradığı haberlerini okuyamazsınız...
Yani siz hiç bir Türkün Kürt coğrafyasında Türkçe konuştuğu için saldırıya uğradığına dair haberler okuyamazsınız.
Yani siz hiç bir Türk sanatçının Türkçe eser okuduğu sahnelerden hapse atıldığına dair haberler okuyamazsınız.
Türkiye'nin sorunu Kürtler değil, Müge Anlı gibi Kürtlerin en az Türkler kadar o bayrağa, vatana bedel ödediğinden habersiz ve bu ülkenin Kürtlerin de ülkesi olduğu gerçeğini reddeden ruh hastalarıdır.
Bu ülkenin sorunu para için köpeğin mezarlığa gömülmesine ses çıkarmayan kadılar yani bazı din adamları ve bu adamların ihale vurgunları yapmak, sapkın hallerine hizmet etmeleri gayesiyle maşa olarak kullandıkları bazı vakıflar, cemaatlerdir.
Bu ülkenin sorunu Türklere tarih boyunca ihanet etmeyen Kürt halkına yönelik ırkçılıktır.
Bu kadar net...
Dinim kinimdir siyaseti bugünler de "Türklüğüm Kürtlüğün yok oluşudur" zihniyetine dönüşmüş ve dünyanın en zengin toprakları üzerinde en yoksul halkları olarak yaşayan Kürt halkına yönelik faşizan eylemler artmıştır.
Ülkenin gerçek sorunu tam da budur.
Not: Bi sonraki yazım yerel seçim sürecinde Urfayı kasıp kavuran video iddiaları skandalının gerçeklerini anlatacak
VİDEOCULARIN FENDİ!
Sanırım yerel seçim sürecinde yaşanan video üzerinden bel altı siyaset anlayışını kaleme almanın vakti geldi!
*Elimde video, whatssap görselleri var diyenler kimlerdi!
*Önce Zeynel Abidin Beyazgül sonra Bahattin Yıldız değil ben, biz il başkanı olmalıydık diyerek her ikisini hedef alan kimlerdi!
*Kimler iddia edilen video ve whatssap görsellerini para ile satın aldığını iddia etti!
*Ellerinde video ve görsel olduğunu iddia edenleri arayan Kabadayılar kimleri aradı!
*Seçimi fake sayfalar mı kazandı!
*Zeynel Başkanı genel merkeze şikayet eden vekil kimdi?
*Hangi siyasiler Beyazgülün aleyhine çalıştı!
Ve daha birbirinden çarpıcı konu ile yılın köşe yazısı çok yakında....
İşin garibi ise o gün bu rezil bel altı siyaseti yapanlardan bazılarının hedef haline getirdikleri tarafından ödüllendirildiğini görmek.
Anlaşılan o ki VİDEOCULARIN FENDİ herkesi yenmiş ama beni değil....
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: