"Kayserilinin biri ölüm döşeğinde! Zar zor konuşuyor:

-Sevgili karım burada mısın?
-Evet kocacığım, burdayım.
-Oğlum Mehmet burda mısın?
-Evet babacığım burdayım.
-Oğlum Ahmet burda mısın?
-Evet babacığım burdayım.
-Güzel kızım sen de burda mısın?
-Evet baba hepimiz burdayız!
-Allah belanızı versin! Hepiniz burdaysanız dükkanda kim duruyor?!"

Kayserili güzel insanların dünya ünlü ticari bakış açısına hoş bir göndermede bulunan oldukça sevimli bir fıkra gibi oldunuz biliyorum.

Oysa biraz daha dikkatlice okuduğunuzda,  Urfa'nın içine düştüğü hizmetsizlik uçurumunun; algı operasyonlarının gölgesinde ite kaka yürüyen ve şehri her geçen gün biraz daha yoksulluğun pençesine iten siyasetinin ironik anlatımı bir fıkra olduğunu göreceksiniz!

Elbette bu siyasi boşluğa neden olan isimlere bela okumayacak; birilerinin alışkın olduğu şantajcı cümleler kurmayacak veya acınası başarısızlık tablosunu alkışlamaya çağrım... Lakin "Ya madem hepimiz buradasınız: Urfa neden bu kadar başı boş?  Hadin be ordan!" demesem içim rahat etmez...

Evet, memleketimi bu hale getirenlere ağız dolusu, balgam rengi kirli yeşilimsi bir öfke ile;

-Allah sizi bildiği gibi yapsın!
-Davul zurna olasınız!
-Lobisini kurduğunuz isot tuvalete giderken acısıyla kabız ede sizi!

Ve daha sürü ile sözler savurasım var ama bu sözlerimi alkış cümleleri sanıp şükür edeceklere ne söylesem kar etmeyeceğini de biliyorum...

Dünyanın dikkatini üzerine çeken Göbeklitepe ve onlarca tarihi bulguya sahip Şanlıurfa...

Yani turizm pastasından hak ettiğini alması için ortaya vizyon koyacak siyasileri, belediye başkanları ile sadece turizm üzerinden bile 2 milyon nüfusunun feraha ulaşması için yeterli...

Bugün Ankara sokaklarını Gaziantep BŞ Belediyesinin şimdiden yaz sezonuna yönelik şehre davet bilboordları süslerken; bizim BŞ Belediyesi her koşulda kendilerini alkışlayan malum gazeteci arkadaşlara tarihin en başarısız tanıtım etkinlikleri için bütçe ayırmakta!

Üçü gazeteci, birisi şimdilerde il başkanlığı hayali kuran, bir diğeri bürokrat ve sonuncusu belediye başkan yardımcısı ortaklığını ayakta alkışlıyorum!

İsotizmin basın ayağını muhteşem bir şekilde ayakta tutuyor ve şehri istedikleri gibi dizayn ediyorlar...

İddia edilen rakamlar dudak uçuklatacak cinsten!

160 binler, 250 binler...

Karşılığı mı; Urfalıların bile duymadığı ucube etkinlikler; eleştiren kişilere itibar suikasti düzenleyen zavallı bir basın anlayışı ile başarısızlığı çok güzel örtme başarısı...

Gazeteci, bürokrat, siyasetçi üçkenine saplanmış rezil, şakşakçı, kumpasçı bir anlayış yani.

İl başkanlığı yarışı kızışıyor... Bu oluşumun ortaklarından birisi üzerinde ulaşan İsotçu Lobisi, son anda geri vitese takıyor!

Hayır, hayır; siyasi bir gerekçe olsa keşke! İddialar mide bulandırıyor...

Şehre bakın Allah aşkına! Namus, şeref, haysiyet adeta sakız gibi dile düşmüş; makamlar Liyakat, vizyon, bilgi birikim, karşılık ile değil; kimin elinde daha güçlü videolar, whatssap görselleri, ses kayıtları varsa o olura dönmüş bir şehir!

Şehrin vizyonu yerlerde!
Belediyeler de borç gırtlağı aşmış!

Dersin Göbeklitepe, Soğmatar, Balıklıgöl, fıstık, buğday, mercimek, Ceylanlar, pirinç, karagül, Halfeti, Harran Gaziantep il sınırları içinde!

Çünkü Urfa siyaseti Urfa da değil, bildiğin il sınırları dışında!

Gaziantep de 4 üniversite var. Buna paralel aynı kalitede eğitim. Urfa da 1 tane, oda evlere şenlik!

Urfa eğitimi boklu dere vırıklayan yeşil kirli kurbağa gibi inliyor bataklıkta!

Bir kömür skandalı ki; İzahı yok! Eğitim resmen %50 kalorisi eksik kömür gibi cayı cayır yanıyor!

Devlet hastanesi başta olmak üzere; sağlık sektörünün kendisi felçli durumda! Derin bir komada ve beyin ölümü gerçekleşmiş eğitimden geleceğin beyinlerini yetiştirmelerini beklediğimiz isot kokulu eğitim! 

Eksik doktor, yatak, sağlık personeli ve sağlık ekip ile ekipmanı virüsü adeta veba gibi yayılmış şehre...

Şehir ortaçağ karanlığında ve tekerlekli sandalyeye mahkum bir dedeye 900 liralık enerji tüketim faturası geliyor, hay Maşallah!

Çiftçilerin ekmek tekneleri, hayalleri, düşleri bloke edilmiş; fahiş cezalar, faturalar bel bilmekte!

Esnaf kepenk açamıyor ki kapatsın! hallerinde ve birbir değil; onar onar iflasın eşiğinde!

Uyuşturucu kullanma yaşı ilkokul çağlarında inmiş; 18 yaşlarında gençler bile tefecilerin elinden intihar etmekte!

Peygamberler şehri fuhuşun bataklığında can çekişiyor yazıklar olsun.

Ama Özhaseki "Şanlıurfa tarih yazdı!" diyor alkış tufanı arasında!

Büyük gazeteciler şehri öyle bir anlatıyor ki: Kendimi Paris'te yaşayan acı çekmekten hoşlanan majosist, üstelik memleketine düşmanı bir bozguncu gibi hissediyorum! Allah sizi memesi irin bağlayan basurlarınız ile sınasın e mi? Kıçlarınızın üstüne oturamayasınız be!

Uzatmayacağım vesselam: Öz kaynakları ile ülkenin en zengin halkı olması gereken 2 milyon Urfalı ya her mevsim ırgat olmayı reva gören İsotizm akımına karşı var gücüm ile mücadeleye devam...

Ahin Güneş' in dediği gibi; "İsotun hükmü fırıncının küreğinde fırın ateşine düşene kadar!"

Ve ben İsotizm akımının bu şehre verdiği zararları önce Urfa halkına sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ülke kamuoyuna anlatana kadar susmayacağım.

  Son Dakika!

Viranşehir ve Ceylanpınar İlçe Milli eğitimlerine verilen ayar bile ibretlik tez konusu olmalıdır yahu!

Bir Muhtar mahallesinin sorunlarını anlatmak isterken darp edildiğini iddia ediyor be!

De varın siz hesaplayın Şanlıurfa'nın şanslısını ne hale getirdiklerini!

Dükkanlar boş evet, şehir tam takır, kuru bakır!

Şehrin içini boşaltan İsotizme sağır kalanlar utansın!