Faili Meçhul Yazar!
Yayınlanma :
12.07.2019 12:53
Güncelleme
: 12.07.2019 18:59
Son günlerde sosyal medyada sözde faili meçhul yazar imzası ile dolaşan bir makale dikkatimi çekti: Hoş buna makale demek pek mümkün olmasa gerek zira belli ki parti içinden Erdoğan'a yakın bir ismin kaleminden döküldüğü apaçık ortada bir tür kin kusma makalesi olmuş!
Dikkatle okuduğum da dikkat çekilen veriler, bazı rakamlar ve hedef gösterilen isimlere yönelik hatırlatmaların hepsinin öyle faili meçhul bir ismin kaleminden çıkmadığı gerçeğini gördüm...
Makalenin öznesini Erdoğan hayranlığı oluşturmakla beraber değindiği noktalarda haklılık payı olsa da kullandığı nefret dili aynı zamanda abartılı övgüler ve Ak Partinin birkaç önemli ismini resmen hedef gösteren söylemleri barındırması hasebi ile amacından sapmış, berbat bir tehdit içerikli makale olduğunu söyleyebilirim.
Bir süre düşündükten sonra bu makaleye kendi bilgi görgü daracığım ile cevap yazma gereği duydum.
Bakalım faili meçhul yazar ne kadar haklı?
Not: (F.M) diye başlayan cümleler Faili Meçhul (E.A) diye başlayanlar ise benim karşıt görüşlerimi belirtir.
F.M:
VURUN ERDOĞAN'A..!!
SIRTINDA TAŞIDIKLARI, BAĞRINA BASTIKLARI VURUN, VURUN Kİ RAHATLAYIN..!!
Öncelikle sen vur Gül'üm.
Öyle bir hançer vur ki sırtının acısı asırlar boyu dinmesin...
E.A: Aslında yazar tam da burada Ak Partinin son dönem ülkeye dayattığı (Ak Partiye oy vermeyen vatan hainidir, Gayri Müslümdür, kötüdür, çirkindir, teröristir, tu kakadır politikasının bütün incelikleri ile başlamış sözlerine.
Dikkat ederseniz bir dönem Cumhurbaşkanlığı yapmış Abdullah Gül'ü elinde hançer ile tasvir ederken ne kadar pervasız.
F.M: Sizler Erdoğan'ın sayesinde adam olduğunuz için vurun..!!
Yoksa kim sizin gibi korkakları adam yerine koyardı...
E.A: Hoş Erdoğan'ın tuvalet kağıdı olmaya talip onursuz genç kızlar, eşini Erdoğan'ın helali ilan eden benamus reaktörlerin olduğu ülkemde yazarın nerede ise nefes alışımızın sebebi harikası olarak Erdoğan'ı ilan etmesini çok yadırgamadım.
Yalakalığın boyutuna bakar mısınız; Gül ve arkadaşlarını yani bir dönem Erdoğan ile birlikte Ak Partiyi kuran önemli isimlerin hepsini Erdoğan sayesinde adam olmakla itham ediyor!
Allah'ım bu nasıl bir zihniyettir?
F.M: Biz biliriz ihanetlerin rengini tonunu...
Eşin Hayrunnisa'nın Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya fakültesinde Arap Dili ve Edebiyatı bölümüne kaydını kabul etmeyip, girmesini engelleyen Erdoğan'dı değil mi?
(1998’de türbanlı olduğu için kaydı yapılmamıştı.)
Hadi bunun için bir hançer sapla..!!
Cumhurbaşkanı olman için 367 oy gerekir diyen Erdoğan'dı değil mi?
E.A: Hızını alamayan sözde faili meçhul yazar Abdullah Gül'ü hain ilan etmek için eşini kullanmaktan dahi imtina etmiyor.
İhanetlerin bütün renk tonlarını bildiğini iddia ederken hedef tahtasına oturttuğu Gül'ü büyük hain ilan ediyor ve halkın önüne atıyor Densiz.
F.M: Cumhuriyet mitinglerini düzenleyenler "Gerici Cumhurbaşkanı, çarşaflı, türbanlı eş istemiyoruz" diye slogan atan da Erdoğan'dı değil mi?
E.A: Bu arkadaşın ya hayal gücü yüksek ya da bildiğin akıl yoksunu bir üretme kabızı: Çünkü ben eşi baş örtülü Cumhurbaşkanı istemiyoruz şeklinde düzenlenmiş tek bir miting hatırlamıyorum.
Bakınız değil Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı döneminden beridir bu coğrafya da kimse kimseye "Neden baş örtüsü takıyorsun?" diye sormadı.
Dilimizden, kimliğimizden, rengimizden, mezhebimizden, ideolojilerimizden hatta eleştiri hakkımızdan, sansürlenmiş ifade ve basın özgürlüğünden dolayı çok bedel ödedik ama baş örtüsünden dolayı hapse giren, yaşı büyültülerek idam edilen, yıllarca hapislerde çürüyen tek bir vatan evladı hatırlamıyorum.
Gerici zihniyetin 80 milyona dayattığı "Aman din elden gidiyor, vah baş örtüsü dayatması bu ülke için en büyük tehlike olmaya devam ediyor..."
Birkaç çarpıcı rakamla çelişkiyi ifade edeyim.
Haziran ayında cinayete kurban giden kadın sayısı 34!
Yılın ilk altı ayında bu rakam 394!
Kadınlarımızın %55'i eski veya yeni eşleri, erkek arkadaşları veya ailesi tarafından katledilmiş!
Ama hiç biri baş örtüsü taktığı için değil, %23'ü takmadığı için!
Erkek egemen toplumun İslami dayatmalar ile işlediği cinayetleri görmeyen faili meçhul zırtosu hala Erdoğan'ı baş örtüyü kurtaran kahraman ilan ediyor!
Bunu yaparken yılın ilk altı ayında intihar ettikten sadece iki gün sonra işine iade edilen 39 KHK mağdurunu kaleme almıyor zırto!
Cumhurbaşkanlığı istişare kurulu başkanlığına getirilen Bülent Arınç, Gaziantep BŞ Bld. Başkanı ve daha nice bakanların keyif çattığı ülkede masum, mazlum yüz binlerce insanın sözde fetöcü damgası ile tarihte eşi benzeri olmayan bir soy kırıma tabi tutulduğunu da yazmıyor.
Varsa yoksa baş örtüsü...
Hay o baş örtüsü boğazlarınıza dolana emi?
Be hey geri Gerzek yazar; bu ülke de her 3 üniversite mezunu her 4 gençten birinin işsiz dolaştığını: Onlar işsiz iken Suriyeli'lerin birinci vatandaş sayılarak her yere atandıklarını da yazsana!
Ama yok, illa baş örtüsü illa Erdoğan yalakalığı ile saldıracak üstelik bunun Erdoğan düşmanlığını körüklediğinden haberi bile yok!
Bilmiyor ki bu şekilde davranarak, her yanlışa alkış tutarak bu ülkeye gelmiş en önemli üç beş siyasi liderden birisi olan Erdoğan'ı halkın gözünden, gönlünden düşürüyorlar.
F.M: 27 Nisan da eşini arkadaşına emanet edip kaçmak istemenin sebebi de Erdoğan'dı değil mi?
Hadi bunun içinde bir hançer vur sırtına..!!
Bu Ülkeye Erdoğan sayesinde Başbakan, Dışişleri Bakanı, Cumhurbaşkanı olduğun içinde vur hançeri...
Sizi hiç kimse adam yerine koymazken...
E.A: Utanmasa "Hepinizi Erdoğan yarattı!" diyecek Densiz. 2005 yılında Fetö ele başının yanında olmayı İslam için ilan eden Arınç'ın bugün aynı cümleyi Erdoğan için kurmasının ürünüdür bu söylem.
Meclisin oyları ile Cumhurbaşkanı, halkın oyları ile başbakan olan Gül'ü Erdoğan'ın yarattığını iddia ediyor Sümme Haşa, tövbe tövbe ve sen nasıl bir yaratıksın be?
FM: Gerici, damgasıyla dolaşırken, bırakın Cumhurbaşkanı, Çankaya'nın kapısından eşinizle içeri alınmazken, Erdoğan her şeye göğüs gererek seni eşinle Balkona çıkardığı için, 1 numara yaptığı, göğsünü siper ettiği için bir hançer de göğsüne vur...
Ak Partiden ayrılıp şu ana kadar 3 parti kuranların hepsi de ayaklar altında paspas oldular...
Bir tanede siz kurunda bu halk ayaklarını silsin ve temizlensin...
E.A: Şakasız derhal bulunmalı bu zeka yoksunu mahlukat. Ulan ne ara Ak Partiden kopuk isimler 3 parti kurdu?
Nerenden uyduruyorsun arkadaş?
FM. Ben sizi ta Refah Partisi döneminden tanır ve bilirim...
Ne kadar korkak, sinsi biri olduğunuzu da bilirim...
E.A: Ve işte yazının püf noktası bu: Yazar burada kendini ele veriyor!
Belli ki Refah döneminden beridir parti içinde olan bir siyasetçi kaleme almış makaleyi.
"Sinsi" diyor Gül için! İhanet etmekle itham ediyor.
Sebep; Ali Babacan'ın kurmak üzere olduğu yeni partide Gül'ün adının geçmesi!
FM:
SEN KÜRT KARDEŞİM BİR HANÇERDE SEN VUR ERDOĞAN'IN SIRTINA..!!
E.A: Bu arkadaş oldukça ruh hastası belli zira son yerel seçim de bile batıda dibe vuran Ak Partiyi Doğu ve Güneydoğu Anadolu da Kürtlerin sayesinde ayakta durduğunu unutuyor ve hedefine Kürtleri alıyor.
FM:
Daha dün Anadilini konuşamazken bugün okul açabiliyorsun...
E.A: Be hey beyinsiz adam; Kürtler tarih boyunca ana dillerini konuşmaktan vazgeçmedi ki.
Hiç bir güç Kürtçeyi söküp alamadı ki dillerimizden ve en önemlisi Kürtçe konuşabilmek en doğal hakkımız iken bunu lütuf olarak göstermek senin haddine mi?
F.M:
Daha dün Devletin gözünde Kürt=PKK iken, bugün "kardeşim " oldun...
E.A:
Sanırım bu arkadaş Bakırköy Ruh Hastalıkları Hastanesinden kaleme almış makalesini!
Ulan zevzek: Kürtler Mehmet Ağar'lı DYP döneminden beridir Kürt = Terörist damgasını en çok Süleyman Soylu'nun İç İşleri bakanlığı yaptığı Erdoğan döneminde yemedi mi?
Hangi kardeşliktem dem vuruyorsun bi söyle de biz de bilelim.
İradelerine kayum atanmış kardeş mi olur zorto?
Mecburiyet halindeki Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri dışında Ak Parti içinde kaç Kürt kökenli milletvekili, Belediye başkanın var senin?
Kabine de tek bir Kürt kökenli var mı?
Kardeşmiş; hay senin kardeşlik anlayışına...
FM:
Daha dün evine iki çuval un alırken hesap verirdin, bu gün un fabrikası açıyorsun...
Dün yolda Kürtçe, jandarma kontrolüne gelince Türkçe kaset dinlediğin için vur..!!
E.A:
Yok yok; bu arkadaş kesin zihinsel engelli biri!
Ulan un alırken hesap vermek de nedir? Nerenden uydurdun bunları Allah aşkına?
Un fabrikaları açılmış mış: Gel tekini göster de seni orada una bulayayım zırto.
Diyelim ki un fabrikaları açıldı, bunun neresi lütuf ahmak herif?
FM:
Arkadaş;
Vur ki rahatla...
OHAL için de vur...
İlinize Üniversite açtığı için de vur..!!
Havaalanı yol yaptığı için de vur..!!
Huzurla yaşadığın için de vur..!!
Size say say bitmeyecek imkânlar sağladığı için de vur..!!
E.A:
Kürtleri dibine kadar zincire vuruldukları OHAL için minnettar olmaya davet eden bu güruh: KCK'lar ile işinden oldukları, Suruç da olduğu gibi hiç yere hastanelerde öldükleri, dışlandıkları, potansiyel terörist muamelesi gördükleri halde Ak Partiye oy verdiği için elinde hançer hain olmakla itham ediyor.
Hay o hançer münasip bir yerine bata emi?
F.M:
SEN HASTA KARDEŞİM, BİR HANÇERDE SEN VUR..!!
İlaç alamazken...
Muayene olamazken...
Rehin kalırken...
“Hastanede yer yok” diye seni hasta hasta evine gönderirken...
Önce doktorun muayenehanesine, sonra hastaneye koştuğun; doktorun, hemşirenin seni adam yerine koymadığı, rüşvetle işlerin görüldüğü zamanları unuttuğun için bir hançerde sen vur..!!
Hastaya, engelliye hatta Ana-Babana, torununa bakım ücreti aldığın içinde vur..!!
Evine bakım için gelen doktor içinde vur..!!
Vur, vur da rahatla...
E.A:
Beyinsiz herif; yukarıda saydıkların devletin zaten vatandaşına sunmak zorunda olduğu hizmetler bütünüdür. Kimsenin babasının hayrına yaptığı iyilik değil.
Ayrıca vatandaşın vergileri ile yapılan hizmetleri Erdoğan'ın cebinden çıkmış iyilikler gibi göstermek de bedir ahmak herif?
F.M:
SEN EMEKLİ DEDE-NENE-AMCA
Maaşını alamazken, saatlerce kuyruk beklerken, kuyrukta ölenler için de vur..!!
Şimdi bayramlarda aldığın 2 maaş için de vur...
Bedava seyahat için de, Hava ve Demir yollarında yapılan %50 indirim için de…
Ne bileyim bir şeyler bul sen de vur hançeri..!!
E.A:
Kendimi bir anda Avrupa ülkelerinde hissettim. Emeklilerimizin tek maaşla yurt dışı tatili yapabildiği, sonsuz bir huzur içinde yaşadığı Avrupa...
Ya zevzek herif; sen Emeklilerimizin Ensar Vakfı üyelerinin çeyreği kadar geçinemediğini bilir misin?
Kaç emeklinin ay sonunu getiremediği ve açlık sınıru altında yaşadığından haberin var mı?
F.M:
SEN KÖYLÜ KARDEŞİM
Sen de boş durma...
Buzağı ve inek başına aldığın destek için...
Dönüm başı ektiğin ekin için...
Yaptığın ahır için...
Traktör ve mazot desteği için...
Kömür desteği için, şimdiye kadar muhatap bulamadığın için vur, bir hançer de sen vur köylü kardeşim..!!
E.A:
Sana zahmet bu ülkede özellikle enerji dağıtım şirketlerinin soygunları yüzünden artık tarım ve hayvancılığın bittiğini de yazaydın ya zırto!
Savaş var denilerek 5 milyon sorunlu vatandaşını getirip başımıza bela ettiğimiz Suriye'den patates ithal eden ülke olduğumuzu da yazaydın.
Tohum alacak parası olmayan çiftçi iddia ettiğin traktörlerle aklını sürsün emi beyinsiz adam.
F.M:
EY BAZI MUHTARLARIM
Siz de vurun 2002 yılında ödenekleriniz 90 TL idi…
BAĞ-KUR’unuz yatmaz, muhtarlık kapandı kapanacak korkusuyla yaşardınız…
Erdoğan’a “Sen muhtar dahi olamazsın” denilerek sizi küçük gören, horlayıcı ifadeler kullanılırdı…
Hatta "Erdoğan Dünya Liderlerine konuşurken birileri ne demişti hatırlayın "Erdoğan Dünya liderlerine değil de sanki muhtarlara konuşuyor" diyerek sizi adam yerine dahi koymamışlardı...
Bunları hatırladıkça vurun hançeri..!!
Şu an ödenekleriniz Asgari ücret üzerinden olduğu için, Bağ-Kurunuz yattığı için, muhtarlıktan sonra ödediğiniz silah ruhsatı ve harç bedelleriniz ölene kadar vergiden muaf olduğu için, 19 Ekim muhtarlar günü yapıldığı için, tek tip İçişleri Bakanlığı onaylı kimlik kartlarını taşıdığınız için, Muhtarlık sitesi, Muhtarlık işleri Müdürlüğü, Muhtarlık Daire Başkanlığı kurulduğu, grup grup Külliye’ye, yurt dışlarına gidildiği için, muhtarlar benim UÇ BEYİM, Muhtarı üzen beni de üzer dediği için bir hançer de sen vur muhtarım..!!
E.A:
Bak burada haklı adam! Her biri masum köylüsünü ispiyonlayarak itibar ve para kazanan muhtarlar yarattı bu ülke!
Milletvekiline verilmeyen değer verildi muhtarlara peki neden ve sonuç ne?
Bırakın lan bu hikâyeyi...
F.M:
EY VATANDAŞLARIM SİZLERDE BOŞ DURMAYIN
■Savunma Sanayii’ni %80 millileştirdiği için...
E.A:
Satılmayan KİT kaldı mı; özelleştirilmeyen devlet malı kaldı mı ahmak?
Hangi millileşmeden dem vuruyorsun?
F.M:
■Her ile üniversite ve havaalanı yaptığı için...
■Enflasyonu %60’lardan %5’lere kadar indirdiği için...
Dolar almış başını gidiyor, kuru soğanın kilosu 5 lira ve arkadaş enflasyonun %5'e inmesini övüyor!
Muhtemelen ekmeğin kaç lira olduğundan habersiz Ak Partinin zengin ettiği zümreden biri olmalısın!
Sokağa çık sokağa...
F.M:
■Faiz oranlarını %67’lerden % 4,5’a kadar indirdiği için..
■Sayısız barajlar yaptığı için...
E.A:
Baraj derken? Pardon da Ak Parti içinde tefeci milletvekilleri var ulan!
Tefecilik hiç bir dönem bu kadar güçlü olmamıştı ülkemde zırto!
Bankaların faiz oranları halkın belini büktü ulan!
F.M:
■Caydırıcı güç ve nükleer santraller kurduğu için...
■119 km tüneller yaptığı için...
■Her yıl zarar yaptığı Kamu bankalarını; her yıl kâr yaparak dünyada ilk 500 banka arasına soktuğu için...
E.A:
Bütün komşu ülkeler ve dünya ile sorun yaşadığımız dış politikayı başarı olarak görmek ancak senin gibi zevzeklerin işi.
Kamu bankaları kar ediyormuş: Ak Partililerin yönetmediği Kamu bankası mı kaldı zırto?
F.M:
■Kılık kıyafet serbestliğini getirdiği için...
Evet, Ülke de İran modası başladı doğru...
Erdoğan sayesinde giyinmeyi öğrendi bu millet!
Örümcek beyinli seni...
■Milgem’le donanmayı caydırıcı güç haline getirdiği için...
■İhracatı 180 milyar $’a kadar çıkardığı için...
İhracat 180 milyar dolara çıktı da bu dağ yükü dış borç nedir?
Sanırım senin gibi beyinsizlerin hayal gücünü ihraç ediyoruz.
Ulan kendimize yetmiyor iken ürettiklerimiz neyi ihraç ettiğimizi iddia ediyorsun?
F.M:
■Milli ilaç sanayiini başlattığı için...
E.A:
O ne la; hangi milli ilaç sanayi?
Kıl tüyünden bir dış fırçamız bile yok zırto ve nerenden uydurdun bunu?
F.M:
■Onlarca Teknokent kurduğu için...
■1019 tane organize sanayi bölgesi kurduğu için...
E.A:
Bahsettiğin teknokentlerin adreslerini de yazsaydın da biz de gidip göreydik.
Organize sanayi bölgeleri Karadeniz de ise doğru ama ben bizim bölge de tekine rastlamadım arkadaş.
F.M:
■Devasa şehir hastaneleri yaptığı için..
E.A:
Bildiğim kadarı ile Urfa da şehir hastanesinin arazisinde koyunlar otluyor ve bildiğim kadarı ile henüz hiç bir şehirde öyle bir hastane yok!
F.M:
■Milli uydularımız gökyüzünde dolaştığı için...
E.A:
He, çok yakında Mars da koloni kuran ilk ülke biz olacağız ahmak herif he..
F.M:
BİZ CUMHUR ITTIFAKI HER DAİM YANINDAYIZ..
BİZLER HİZMETİ MAKAM ÖNÜNDE TUTANLARIZ..
BİZLER HIRSIMIZ İCİN KİMSEYİ SIRTINDAN VURMAYIZ...
BİZLER DAVAMIZ İCİN SAVAŞIRIZ..
BİZLER İHANET ETMEYİZ..
BİZLER BİZİZ..
(Faili Meçhul bir Yazı)
E.A:
Arkadaşın derdi son parafta belli oluyor: Aman MHP ile ittifak bozulmasın!
Bakınız; iki yıldır yazdım, çizdim, haykırdım:
Erdoğan bu ülke siyasi tarihine gelmiş en önemli üç beş isimden birisidir...
Ve o Erdoğan 2011 yılına kadar gerçekten eşsiz hizmetlere imza atmıştır lakin özellikle MHP ile ittifak sonrasında sürekli geriye giden bir Erdoğan gerçeği var önümüzde!
Yola çıktığı arkadaşlarından bir bir uzaklaşan Erdoğan etrafını çevreleyen bir takım isimler yüzünden halkından kopmaya başlamıştır.
1- Süleyman Soylu politikası Erdoğan'ı "Kardeşlerim" olarak seslendiği ve de reel anlamda gönüllerinde taht kurduğu Kürt halkından koparma noktasına gelmiştir.
Son yerel seçimde Kürtlerden aldığı oylar da çözüm sürecindeki Erdoğan'ın geri döneceğine dair son umudun oylarıdır.
2- Siyasi ayaklarına dokunulmayan Fetö avı gerçeklerinden habersiz bırakılan Erdoğan böylece Kürtlerden sonra batı da da kredisini tüketmeye başlamıştır.
Bugün ülkede hiç yere işinden aşından edilmiş 500 bin masum KHK mağduru ve ailelerinden oluşan toplam 2 milyon Erdoğan karşıtı büyük bir kitle oluşmuştur ve bu kitle günden güne devletinden de kopma noktasına gelmiştir.
3- Adalet mekanizması çökmüş ve tıkanan mekanizma kendi içinde Erdoğan düşmanlığı üretme fabrikası şeklinde Erdoğan düşmanlığı üretmektedir!
Gerçek fetöcüleri güçlendiren mekanizma OHAL komisyonu adı altında derin mağduriyetlere imza attıkça Erdoğan ve Ak Parti kaybetmekte, masum halk ağır bir haksızlık altında ezilmeltedir.
4- Ak Parti içine sızmış tefeci, ırkçı, liyakat yoksunu siyasiler yüzünden başta Ferö terör örgütü olmak üzere muhalefet kendine siyaset yapma alanı yaratmış ve üretmek yerine bu kozlar üzerinden Erdoğan düşmalığına dayalı siyaset anlayışı ile belediyeler dahi kazanmaya başlamıştır.
5- Erdoğan ailesinden bazı isimlerin haddinden fazla etkin rol alması, damadın kabine de olması halk arasında ciddi tepkilere neden olmuştur.
6- Karadeniz lobisi olarak adlandırılan isimlerin ülke siyaset ve ekonomisi üzerinden kurdukları hükümranlık artık halk arasında gına verir hale gelmiş ve tepkiler Erdoğan'a yönelmiştir.
7- Ak Partili bazı vekil ve belediye başkanlarının bulaştıkları iddia edilen vurgunlar konomik krizlerin sebebi olarak görülmeye başlanmış ve buda halk arasında tepkiye neden olmuştur.
Peki Erdoğan'ın bu kötü gidişe son vermek ve yeniden eski güçlü günlerine dönme ihtimali var mıdır?
1- Süleyman Soylu ve Damadın yer almadığı köklü bir kabine değişikliği!
2- Ak Parti MKYK ve genel merkezde yapılacak büyük değişim!
3- Genel affın çıkması ve Fetö avı mağdurlarının giderilmesi!
4- EYT ve mülakat mağduriyetlerinin giderilmesi.
5- Yeniden ılımlı ve kucaklayıcı Kürt politikasına dönülmesi.
6- Tıkanma noktasına gelen adalet mekanizmasının halka hizmet eden şekilde revize edilmesi ve günümüz şartlarına uyarlacak reformların yapılması!
7- Tarım ve Hayvancılığı yeniden ayağa kaldıracak güçlü yatırımların yapılması.
8- Erdoğan'ın sadece Ak Partiye oy verenlerin değil, 80 milyonun Cumhurbaşkanı olduğuna dair mesajların verilmesi.
9- Sırtını Ak Partiye dayamış bazı beytülmal hırsızlarının derhal yargılanmaları.
Mutlaka hem Ak Parti hem Erdoğan'ın daha uzun yıllar güçlü kalmasını sağlayacaktır ancak görülen odur ki partiden istifa eden Ali Babacan ülke siyasetine yeni bir soluk katacak...
Şahsi fikrim odur ki etrafına çöreklenen birtakım isimler ülke tarihimizin en önemli liderlerinden birisi olan Erdoğan'a çok büyük zarar vermişlerdir.
Bir Kürt olarak Dersim halkından özür dileyen, Şivan Perwer'in elini havaya kaldıran ve 3 yıl da sürse çözüm sürecine imza atan Erdoğan benim için değerlidir.
Belki de bu yüzden hala Kürt halkı kendisine kredi tanımakta ve yeniden eski günlerine dönmesini beklemektedir.
30 milyonu aşan nüfusu ile Kürt halkı 6 milyon oy alan Demirtaş'ı dört duvar arasına hapseden iktidar liderini değil, kendilerine kardeşim diyen Erdoğan'ı özlemiştir.
Kürt halkı kabine ve meclis ile belediye başkanlığı listesinde Kürt bırakmayan değil "Dünyanın en büyük Kürt partisi Ak Partidir!" diyen Erdoğan'ın geri dönmesini beklemektedir.
Hataları ile yüzleşmiş bir Erdoğan bu ülke için önemli bir kazanım olacaktır.
Ancak bunun için başta ulusal basın olmak üzere herkesin yanlışları alkışlama ve yalakalık hastalığından kurtulması bilakis doğruları haykırarak Erdoğan'a destek olması şarttır.
Erdoğan'a yapılan en büyük kötülük işte tam da budur: İç muhalefetten vazgeçmek ve her yanlışı Alkışlamak gelinen noktanın temel sebebidir.
Hepinize derin saygı ile bencesi budur...
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: