​​​​​*Bir adam kör bıçakla 4 yıl önce boşandığı eşinin boğazını hunharca kesiyor; "Ölmek istemiyorum!" çığlıkları atan bir anne meraklıların yardım etmek yerine video çekme telaşı arasında ölümün soğuk kucağına düşüyor!

*10 yılı aşkındır bağrımıza bastığımız Suriyeli göçmenler Taksim Meydanında, sınırda ülkemin bayraklarını ve Cumhurbaşkanının resimlerini yakarak ülkeme meydan okuyor!

*Bir başka adam kendisinden boşanmak isteyen eşine sokak ortasında kurşun yağdırıyor!

*Üzerinde Tarım Bakanlığı amblemli ünüforması olan bir şahıs elindeki pürmüz ile ormanlarımızı ateşe veriyor; devletin bakanı istifa etmek yerine yangın söndürme uçağına yüreği varsa binsin şeklinde utanç verici yanıtı ile halk ile alay ediyor!

*Düzce de bir kadın parti teşkilatında toplu cinsel ilişkiye alet edildiğini iddia ediyor!

*Batmanda eli sopalı bir adam kanlısı olduğu iddia edilen bir genci 27 yerinden bıçaklıyor! Ve o genç izleyenlerin gözleri önünde çırpına çırpına can çekişip ölüyor çünkü halkı koruması gereken polisim katilin arzusu olan ölümün gerçekleşmesi için halka biber gazı sıkmakla meşgul!

*Haksızca işinden atıldığı süreci gururuna yediremediği için intihar eden ve intiharından hemen sonra işine iddia edilen KHK mağduru sayısı 47'yi buluyor ki kahrından ağır hastalıklara yakalanıp hakka yürüyen, yuvaları dağılan, namusları peyman olan mağdur sayısının haddi hesabı yok!

*İçişleri bakanlığı 2 yılda 1. 6 ton tatlı tüketme faturası ile belediyeyi, devleti, halkın parasını çarçur eden Kayyum Belediyelerinin masumiyetini savunur gibi yine Doğu Güneydoğu halkının iradesine müdahale ediyor!

*İşsizliğin ve yokluğun bataklığında debelenen ülke gençliği uyuşturucu ve fuhuşun kucağında can çekişiyor!

*Fetö terör örgütü cemaatinden kurtulma mücadelesi verdiğini ifade eden ülkemin yetkilileri yeni cemaatlerin ülkeyi sömürü alanına getirmesine karşı sessiz kalıyor!

*"Ekmeğinin derdine olanlar işten atılma alı!" diyen bakanımız Kayyum Belediyelerinin yüzlerce işçiyi işten atmasına ve daha önemlisi 130.000 KHK mağdurunun ekmek kavgasında yerle bir edilmesine ses çıkar mıyor!

BARIŞA İNSANLIK ONURUNA İHANETTİR BU!

Günlerdir kendi kendime sorup duruyorum." Allah'ım ülkem nasıl bir bataklığa doğru sürükleniyor böyle!

Gün geçmiyor ki bir kadın bir çocuk cinayete, tacize ve tecavüze kurban gitmesin.

Canımı en çok acıtan ise 1 Eylül Dünya Barış gününde gündeme düşen Ümraniye de 20 erkek çocuğun tecavüze uğradığı iddiası oldu.

Bakınız; 49 çocuğun tecavüze uğradığı ülke tarihinin yüz karası meseleye dair "Bir kerecikten bir şey olmaz!"  diye buyuran bakanın olduğu, "Bir babanın 6 ile 9 yaşındaki çocuğa cinsel teması günah değil ve çocuklarınızı üniversiteye göndermeyin!" diye buyuran cübbeli soytarısın ekran fenomeni olduğu, çocuk tecavüzcüleri, tacizci ve kadın cinayeti zanlıların ceza verilmediği düzende  bu vahşet meşrulaştırılmış demektir.

Katile, sapığa hak ettiği cezayı vermeyen hakim ve savcılar ve onları savunan avukatlar çocuklarımızı din kisvesi altında sapkınlıklarını yaşayan hasta ruhlu yaratıklara kurban ediyorlar.

Kin, nefret ve ötekileştirmenin kaotik ortamında işsizliğin pençesine düşen ülkem nereye gidiyor böyle!

DEĞİŞİM Mİ DEDİNİZ!

Malum Cumhurbaşkanı Erdoğan kısa süre önce ailesinden ailesinden başlayarak parti içinde köklü bir değişime gideceğine dair açıklamalarda bulundu.

Bence Erdoğan önce yakınlarının ellerini STK ve devlet kurumlarından çekmekle başlamalıdır!

Bence Erdoğan MHP'nin attığı her adımda Ak Partiye verdiği büyük zararları görmekle ve bu ittifakın ülkenin barışına nasıl sekte vurduğunu görmekle başlamalıdır.

Bence Erdoğan ülke genelinde ayuka çıkan teşkilat içinde yaşandığı iddia edilen taciz, tecavüzcüleri silmekle başlamalıdır.

Bence Erdoğan her açıklamaları ile partiyi ve kendisini halktan uzaklaştıran üstelik yetisi olmayan bakanları görevden almakla başlamalıdır.

Bence Erdoğan Ak Parti belediyelerin borç batağında bırakan eski yeni bazı belediye başkanlarını temizlemelidir.

Bence Erdoğan Fetö Terör örgütü ile mücadelesinde halkın vicdanlarını rahatlatmalıdır ki bunun yolu ya siyasi ayaklarına dokunmalı ya hiç yere mağdur edilen 130 bin insan işlerine iade edilmelidir.

Zira ısrarla ifade ediyorum, bir dönem Fetö elebaşına sevgi ile biat eden isimlerin BŞ belediye, başkanı, bakan, milletvekili olabildiği ülkede kimse bu mücadeleyi samimi bulmamaktadır ve buda Erdoğan düşmanlığını körüklemektedir.

Erdoğan Karadeniz lobisinin ülkenin bütün akarlarına kabus gibi çökmesine çözüm bulmalıdır.

Derhal anayasal bir düzenleme ile kadın ve çocuk taciz, tecavüz cinayetlerine düzenleme getirilmeli; yeni yasa ile kadının hedef tahtasına oturtulması ve cinsel obje olarak görülmesi önüne geçilmesi kadar sürekli nafaka gibi yuvaları dağıtan ve erkeği kadına şiddete yönelten saçmalık bertaraf edilmelidir.

Çocuk taciz ve tecavüzlerine derhal idam cezası getirilmeli o bu suçlulara hak ettiği cezayı vermeyenler hakkında hukuki işlem başlatılmalıdır.

Cübbeli gibi dini kendi sapkınlıklarına alet eden soysuzlara ekran yasağı getirilmeli ve hukuki işlem yapılmalıdır.

İddiam odur ki bu köklü değişiklere parti içinde gerekli değişimi yapmak da gecikecek bir Ak Parti önce seçmenini sonra iktidarını yeni partilere bırakma sürecine girecekti.

YAŞAR FIRAT MESELESİ!

Malum, yerel seçimin hemen sonrası Urfa medyasına Yaşar Fırat Ağabeyin ismi BŞ Belediyesi genel sekreteri olarak düştü.

Aradan geçen 5 aylık süreçte ise Yaşar Fırat gibi Urfaya hizmetleri ve tertemiz geçmişi olan isme yapılan ayıba karşı tek adım atılmadı.

Şimdi buradan BŞ Belediye başkanımız Beyazgül'e bir hatırlatma ile bu durumun ne kadar ağır bir ayıp olduğunu hatırlatmak isterim...

Başkanım; hatırlarsanız genel seçim öncesi şahsınızın adı listenin 1 numarası olarak basına düşmüş fakat sonrasında malum bazı isimlerin rezil operasyonları sonucu vekilliğiniz resmen elinizden alınmış bizlerde bu duruma isyan ederek sizlere destek vermekten şeref duymuştuk.

Yani mağdur edilmenin derin sancısını en iyi bilenlerden birisiniz.

Hal böyle iken ve üstelik Yaşar Fırat şahsınızın 40 yıllık dostu dava arkadaşı iken bu ayıba karşı neden adım atmıyor ve hak ettiği atamayı yapmıyorsunuz?

Ha, bu arada: Aldığım bazı duyumlara göre bazı milletvekilleri Yaşar Fırat gibi bir değerimizin hak ettiği yere gelmesine şer koymak ve engellemek çalışmalarına başlamış!

Bakın and olsun ki o vekillerin kaç yakınının hangi kurumlara nasıl torpillerle işe girdiğini bir bir yazar yetmedi bilgi belge ile ulusal medya da ifşa ederim.

Yeter artık Yaşar Fırat'a yapılan büyük  vefasızlık ve ayıptır ayıp...

FAKECİ Vekil!

Bu ülkede ATM müdavimi trolleri gördük!

Bu ülkede hiç bir platformda söz edemeyecek kadar korkak olduğu için ancak sahte hesaplarla itibar gaspı yapan soysuzlar gördük.

Bu ülkede sahte hesaplarla birilerine bel altından saldıran bel altı benamuslar da gördük ama doğrusu fake sayfa ile kendi bölgesinin belediye başkanına ağır ithamlar da bulunan Milletvekiline ilk kez tanıklık ediyorum!

Yahu, eğer belediye başkanına attığın iftiralar gerçek ise o zaman seçim boyunca yanında yer aldığın için en büyük terörist sensin arkadaş!

Yahu hiç mi utanmıyorsun sahte hesap açmaya?

Sn. Vekil yemin ederim o hesap bilgilerini telefon numarana kadar ulusal medyada ifşa ederim rezil olursun rezil!

KİMSİN Sen!

"Ben olmasam ve Süleyman Soylu ile görüşmesem Ceylanpınar'a Kayyum atanacaktı!"

Bu mesnetsiz iddia eski bir Urfa Milletvekiline ait!

Şimdi buradan hem Cumhurbaşkanına hem de Urfa kamuoyuna sesleniyorum.

5 ay gibi kısa sürede Ceylanpınar halkına huzur ortamı sağlayan Abdullah Aksak Ceylanpınar da çok daha büyük oy farkı ile kazanmadı ise bu şahıs yüzündendir!

Bu şahıs ki kendi egoları yüzünden ülke tarihinde görülmemiş 21 aday adayın birliğine çomak sokmuş ve sokmaya da devam etmektedir.

Yahu Süleyman Soylu'nun dana 3 dakika bile ayırmayacağını bilenlerden birisiyim, yeme bizi ve çek elini artık Ceylanpınar üzerinden.

Bırak da senin de vebalini her iki cihanda ödeyeceğin 5 yıllık o kahır haksızlık dolu süreci telafi etmeye yemin etmiş Aksak işini yapsın.

OSB, Kepez Tepesi ve daha birçok projesi ama daha da önemlisi halkın yüreğime dokunan siyaseti ile Abdullah Aksak Ceylanpınar için aydınlık yarınların altın anahtarı durumundadır.

TİGEM'İN Derdi Ne?

Bu akşam Ceylanpınar Belediye Başkanımız ile yer sofrasında uzun uzun memleketi konuştuk.

Sevgili Dpstlar; hepinizin bildiği üzere Ceylanpınar bir yanı Suriye iki yanı TİGEM'İN tel örgüleri ile çevrili, organize sanayi bölgesi başta olmak üzere hiç bir iş alanı olmayan dolayısı ile yaşamak, çalışmak olanakları bakımından maalesef zor bir ilçemiz.

Pek tabi bu büyük sorunların olması yapılacak bir şey olmadığı anlamına gelmiyor ve pek tebi hizmet gelmez demek de değil.

İşte bu akşam "Kepez Tepesi, OSB alanı, Fabrikaları ve Ceylanpınar halkına sayısız iş istihdamı, bereket getirecek; Ceylanpınar yarınlara yüzü gülen halkı, güçlü ekonomisi, barışçıl huzur dolu çehresi ile yarınlara taşıyacak projeleri bir bir inceledim.

Açık söyleyeyim Abdullah Aksak başkan bu projelerin hayata geçirilmesi için müthiş kararlı ve hepsinin hayata geçmesi önünde TİGEM'den başka engelimiz yok!

İşte burada gerek Ak Parti kurmaylarına gerek TİGEM Genel Müdiresine sesleniyorum: Ceylanpınar özelinde ana muhalefet partisi CHP mi yoksa TİGEM mi?

Üretim ve büyüme gücünü Ceylanpınar halkından alan devlet kurumu nasıl ve hangi gerekçe ile bu ilçeye gelecek hizmetlerin önüne bunca engeli koyar?

Zira başta OSB için gerekli arazi ancak TİGEM'İN projeye destek vermesi ile olacak projedir.

Hayır merak ediyor ve soruyorum sizler Ceylanpınar Halkına sadece TİGEM de çobanlığı, sulama işçiliğini, ağır beden işlerini mi reva görüyorsunuz ey TİGEM müdürü?

Haydi öyle desek bile TİGEM de çalışacak alan mı bıraktınız?

Ceylanpınar Halkına sesleniyorum. A partisi B partisi demeden Ceylanpınar için gecesini gündüzüne katan ve büyük projeleri hazır olan Abdullah Aksak başkana hak ettiği manevi desteği vermeli ve önüne konulmaya çalışılan engelleri aşması için üzerimize düşeni yapmalıyız. 

Ceylanpınar hepimizin ve bütün bileşenleri ile tek yürek olmak yaraşır bize ki geleceğimiz olan çocuklarımıza hak ettikleri bir şehri bırakalım.

Ve Sn. Cumhurbaşkanım; imza attıkları her uygulama ile bölge genelinde DEDAŞ Ceylanpınar da TİGEM'İN resmen Ak Partiye karşı Üstlendiği ana muhalefet partisi görevini ne zaman göreceksiniz? 

Fakeci ile eski vekilin iki balon olduğu memleketim ve hatta bölgem de huzuru, gülümsemeyi, barışı simgeleyen uçurtma ise M. Kasım Gülpınar ismidir arkadaşlar.

Yukarıda sözünü ettiğim iki vekili şöyle anlatayım. Olası bir seçimde kendi partilerine oy kullanmaları için iki kişilik oy sandığına sadece ikisi oy atsın inanın 1 oy çıkar!

Bu kadar da karşılığı olmayan adamlar yani...

İşte bu yüzden bütün Urfa ve hatta bölge halkının aydınlık yarınlar adına Ak Partinin ise bölge halkını yeniden kucaklamak için bu vicdan, bilgi birikimi, dürüstlük, liyakat temsilcisi uçurtmasını çok daha yükseğe çekmelidir.