Urfa Çıplak!
Yayınlanma :
20.05.2019 22:35
Güncelleme
: 20.05.2019 22:35
Peygamberler şehriymiş, tarihin sıfır noktasıymış, türkülerin başketiymiş peh!
Kendimizi kandırmayı bırakalım efendiler. Rezil, kokuşmuş, omurgasız bir siyasetin rüşvet, torpil, usulsüzlük cehennemine çevirdiği; bel altı algı operasyonlarının, tacizin, hırsızlığın, arsızlığın, utanmazlığın her türlü desenini taşıyan vücudu ile Urfa çıplak efendiler.
GÜLER KAMA İZOL'UN CEVAP HAKKI!
Bugünkü yazıma başlarken öncelikle bir yazarın bir siyaset, bürokrat, iş adamı veya herhangi bir bireyi eleştirme hakkı kadar olan cevap hakkını da kullanarak başlamak isterim.
Okuyanlar bilirler ki "Nihat Çiftçi'yi Asalım" başlıklı ve hiç kimsenin özel yada kişilik haklarına saldırı olmayan önceki yazımda adı geçenlerden birisi de Şanlıurfa Milletvekili Adayı Sayın Güler Kama İzol idi.
Yazımda Güler Hanım Efendinin Urfa da Fakıbaba yanlısı olarak bilindiğini dolayısı ile BŞ Belediyesine danışmanlığının beni şaşırttığını ifade etmiştim.
Bunun üzerine Güler Hanım Efendinin eşi telefonla bana ulaşarak bazı hususları yanlış bildiğimi iletti!
Güler Hanımın parlak ve ödüllerle dolu bir siyasi geçmişe sahip olduğunun altını özellikle çizen Sayın Osman İzol; ilaveten kendisinin veya eşinin bütün Şanlıurfa siyasilerine eşit mesafede durduklarını ifade etti.
Özellikle ve ısrarla Urfa kamuoyunda bilinenin aksine eşinin Fakıbaba'nın değil bilakis Cumhurbaşkanı R.T Erdoğan'ın takdirleri ile milletvekili adayı olduğunu vurgulayan Osman Beyin cevap hakkını da kullanmış olarak bugünkü yazımın konusuna geçelim.
URFA DA EĞİTİM BİTMİŞTİR!
Geldiğinden beridir bütün iyi niyeti ile mücadele eden vali Abdullah Erin, il ve ilçe milli eğitim müdürleri ile fedakar, cefakar öğretmen kadrosuna rağmen Urfa eğitimi yerlerde sürünmektedir!
Urfa eğitiminin bu içler acısı halini sadece eğitim sistemi ile mercek altına almak büyük hatadır zira Urfa da eğitim sisteminden, derslik, okul, öğretmen sayısı açığından korkunç eksik rakamlar ile taşımalı eğitime ve eğitimde kalite eksikliğine kadar uzanan sürü ile sorunları vardır...
Aslında göreve başlayan her bakanın kendi ego laboratuvarında kobaya çevirdiği eğitim sistemi dışında yukarıdaki bütün sorunların çözümü mümkündür...
Adına okul denilen devasa binalar dikilir, şimdilik ütopik gibi görünüyor olsa bile öğretmen açığı kapanır, eğitim kalitesi yükseltilir, derslikler 20-25 öğrenciyi kapsayacak hale bile getirilir ancak bütün bunlar yapılsa dahi en büyük eksik olan samimiyet ve samimiyetle hareket etmeme meselesi çözülmeden Urfa sürünmeye devam edecektir!
Buda ülkenin en yoksul coğrafyasının mevsimlik işçi, işsiz, fakir fukara anne babalarının evlatlarının ömürlerini beyhude bir şekilde okul sıralarında çürütmesinden başka bir katkı vermeyecektir...
Çünkü;
1- İl ve ilçe milli eğitimden tutun da, okul müdür ve müdür yardımcılıklarına kadar yapılan bütün atamalar da kriter kesinlikle liyakat, başarı değil; siyasilerin güç ve gövde gösterilene dönen akraba, yakın atamalarıdır!
2- Başta il ve ilçe milli eğitim müdürleri olmak üzere her öğretim yılının nerede ise yarısını eğitimi geliştirmek yerine, siyasilerin baskılarına, talep ve talimatları ile feodal güçlerin dayatmalarına ayırdığı bir ilde eğitim seviyesinin yükselmesi mümkün değildir.
3- Şark görevini yapıp bir an önce ayrılmak isteyen çoğu stajyer öğretmenlerin bu şehre bir şey katma dığı gerçeği görülmez ve branş öğretmen açığı kapatılmaz ise; üniversiteye yerleşme oranı olan %30 seviyelerine alkış çalmaya; geriye kalan %70'in heba olmasını izlemeye devam ederiz.
Dolayısı ile Urfa da eğitim seviyesinin iyileşmesi ve Urfa da eğitimin batı normlarına yaklaşması için başta siyasiler olmak üzere öncelikle samimiyet ihtiyacı vardır.
Birbirleri çekişmeleri şehrin her alanına örnek teşkil eden ve dolayısı ile dostluğu, arkadaşlığı, vefası, komşuluğu, arkadaşlığı omurgasız bir yapıya bürünmüş şehir de bütün öğrenci kardeşlerimi sadece Allah'a havale ediyorum!
SİYASETE KOKUŞMUŞLUK BİTMEZ!
Bir şehir düşünün ki; aynı siyasi parti çatısı altında aynı dava için mücadeleyi birbirinin önünü kesmekle karıştıran yapı ile örülmüş!
Bir şehir düşünün ki; siyasileri şehre hizmet etmek yerine önceliği kendi yakınlarına ve çıkarlarına hizmet etsin!
Bir şehir düşünün ki; siyaseti ve siyasetçisi şehre gelen yatırımlar ve bırakılan eserler yerine her gün bir başka rüşvet, torpil, imtiyaz, yolsuzluk, vurgun, dedikodu hatta taciz ile anılsın!
Bir şehir düşünün ki; BŞ Belediye başkanları talimat ve atamalarında baskı altında olsun ve alt ekiplerince blokaj altında tutulsun!
Bir şehir düşünün ki; siyasiler yüzünden şehrin dinamikleri birbiri ile çekişme halinde ve birbirlerini şehirden gönderme mesasi yüzünden şehre hizmet etmeyi unutsun!
Bir şehir düşünün ki; siyasileri başarı ve hizmetleri ile değil; kendilerine yakın basın sayesinde popüler olsun!
Bakınız; geçmişte kendi arabasında çocuk yaşta bir sübyan ile uygunsuz şekilde yakalanmış!
Kendi ilçesindeki fakir fukaranın alın terini Metropooller de metres ve sınırsız aşk heyecanına yatırmış!
Yine kendi şehrinin emeğini çalarak Metropoller de büyük yatırımlara dönüştürmüş!
Görev süresi içinde amca, dayı, hala, teyze biliumum bütün yakınlarına servet kazandırmış veya torpil yapmış!
Üçer beşer yıllık görev sürelerinde bir insanın 100 yılda edinemeyeceği servet yapmış!
Koltuk meramı ile şehrin farklı etnik gruplarını birbirine düşürmüş!
Ve daha yığınla pisliğe bulaşmış bazı belediye başkan yardımcıları, başkanları, siysetçisi ve bürokratı egemen güç olmuş!
Siz böyle bir döngüde insan olmaya ve insanlık onuruna dair hangi samimiyetten dem vura bilir; hangi hususta doğruluk, hak, adalet, vicdan merhamet bekleyebilirsiniz?
Ben bekle miyorum artık!
DEDAŞ VE DEDAŞ YETKİLİLERİNDEN ÖZÜR DİLEMEM LAZIM!
Şaşırdınız biliyorum ama bu hususu kısa kesmek istiyorum...
Uzun yıllardır Urfa ve bütün bölge de tarihin en büyük soygununa tanıklık ediyoruz!
Ek tüketim bedeli, kaçak kullanım, rezil ve abartılı faturaların ardı ardı kesilmeyen derin ve vahim bir soygunun karşısında siyasetçisi, basını, halkı, bürokratları, STK'ları ile adeta diz çökmüş ve razı olmuş bir şehirde mücadele ettiğim için Urfa kamuoyu ve DEDAŞ ile DEDAŞ yetkililerinden kalben özür diliyorum!
DEDAŞ zulmü bu şehrin fakir fukarası hariç her dinamiğine müstehaktır!
Çünkü böyle bir zulme karşı bile samimiyetle mücadele edecek yürek yok arkadaş!
MESLEKTAŞLARIMDAN ÖZÜR DİLİYORUM!
İnanın bütün samimiyetim ile başta gazetecilik onurunu ayakta tutan bir avuç olmak üzere bütün Urfa basınından özür diliyorum!
Neden DEDAŞ kaleme alınmaz veryansınımın ne denli haksız olduğunu bizzat yaşadıklarımın tecrübesi ile gördüm!
Çünkü bu şehrin başta bazı siyasileri olmak üzere ciddi rakamda dinamikleri böyle istiyor!
Urfa da zor şartlarda gazetecilik yapan basın mensuplarının bilinçli bir şekilde bel altı vurmaya, pislikleri gizlemeye, sessiz kalmaya itildiğini gördüm!
Basını basın olmaktan çıkaran şeyin ödülü olarak da bu şehrin dinamiklerinin bunları yapan bazı basın mensuplarına kurumlar üzerinden ne denli büyük rakamlar kazandırdığını da gördüm!
Şehrin siyaseti, bürokrasisi Urfalı basın mensuplarına "Doğruları değil yalan yazdıkça; bana dair saldırı gerçekleştirdikçe sizi paraya boğacağız" demiş bir kere!
Ve bu şehirde kalemin, inamdıklarınla değil; fetöcü, şanjtacı, rüşvet, vurgun gibi pislikleri örtüyorsan ayakta dura bileceğinide gördüm!
Dolayısı haksız yere eleştirdiğim bütün Urfa basınından özür dilerim.
Tavsiyem odur ki; az kazanıyorsunuz arkadaşlar; vurun, daha sert vurun!
DEDAŞ'ı göklere çıkarın!
TEŞEKKÜR EDERİM!
Sevgili Urfa Kamuoyu; sadece iki yıl öncesine denk gelen yani köşe yazarlığına başladığım tarihe kadar düşmanım olmadı benim...
Ne ben kimseye düşman oldum ne kimse bu gözlerle baktı bana...
Ne olduysa "Urfa'ya Urfalı Bakan Yakışır" inancımı haykırmam ile başladı sonrasında ihale vurgunlarını, yengeleri, pislikleri yazmam ile devam etti!
Tabi bir de bu şehir için büyük değer olduklarına inandığım çok güzel insanlar var.
Ben bu önemli değerlerimizi savunup anlattıkça her türlü alçakça eylemle karşıma çıkan düşmanlar edindim!
Ha, umrumda mı; değil elbette ve hiç bir zaman beni düşman edinenlerin alçakça eylemlerine üzülmedim iyi niyetimi sömürenlere üzüldüğüm kadar!
Hele büyük bir azimle ve her engele rağmen ciddi emekle savunduğum bazı isimlerin özellikle kendilerini göndermek, koltuktan etmek için çırpınan bazı gazetecileri beslemelerine şahitlik ettim ve sadece üzülmedim insan oğluna güvenim kalmadı...
İşte bu yüzden Urfa basınından özür dilerim!
Ve evet efendiler; Urfa bitmiştir!
Savunduğum, emek verdiğim herkese bütün kalbim ile teşekkür ederim zira sayenizde memleketimde kardeşliğin, doğruluğun, vefanın, insanlığın bittiğini de samimiyetimin çok güzel kullanıldığını da gördüm Allah razı olsun.
Kimler mi; sahi ben bu şehir de savunalacak kaç isim bula bildim ki?
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: