Yazıma başlarken yanlış bilinen bir hususu dile getirmek ve bu doğrultuda hareket ettiğimiz belirtmek isterim.
Bakınız; bir köşe yazarının, gazeteci veya habercinin beslenme alanı kendi yarattığı sorunlar değil; siyaseten, ekonomik, spor veya günlük yaşamda sorun yaratanlardır.
Aksi halde o gazeteci yazar değildir. Dolayısı şahsım olarak bugüne kadar kaleme aldığım bütün sorunların temelinde sorun yaratıcılar vardır… Ha, birilerine garip gelen şey, benim sorun yaratıcılara karşı asla geri adım atmayan, boyun eğmeyen yazım tarzımdır ki buna da alışacaklar…
AK PARTİ İL BAŞKANI BAHATTİN YILDIZ’DAN ALKIŞLANACAK HAREKET!
Şunu bütün samimiyetim ile ifade etmek isterim ki; özellikle ben ve benim gibi memleket, hak, hukuk, adalet, barış, kardeşlik ile dürüst siyaset sevdalıları en çok güzel mevzuları kaleme almaktan mutlu olurlar…
Öyle ya; kaleme aldığım her bir sorun kendi iç dünyamda memleketimin aydınlık yarınlarına dair var olan umutların hırsızı, yeni bir düşman, ağır bir yük, derin bir vicdan muhasebesi, yeni ve zorlu çatışma alanlarının sebebidir.
Mümkün ise şehrim de gerçekleşen hizmetleri, yatırımları, mutluluk haberlerini, girişimcilerini, sanayi, turizm hamlelerini ve siyaseten halkı kucaklayan figür ile gelişmeleri yazayım. Umarım en azından bundan sonra bunları yazmak nasip olur.
İki günlük kısa arayı saymazsak eğer; genel seçim öncesinden başlayan ve öznesinde memleket, mazlum, masum KHK mağdurları, mevsimlik işçilerin dramı olan 13 aylık bir gurbet hayatının şimdilik son bulduğu güne Şanlıurfa Ak Parti İl Başkanı Bahattin Yıldız’ın Şanlıurfa valisi Abdullah Erin’i ziyareti uyandım.
Bu vesile ile başkan Bahattin Yıldız’ı zaman zaman benim de sosyal medyam üzerinden ‘’gerçeklik payı var ise…’’ diyerek eleştirdiğim; birlik beraberliğimize, şehrin bütünlüğü, kardeşlik, huzuruna yönelik zerk edilen malum, hain ‘’İl başkanı ile Beyazgül ‘ün vali Erin ile arası açık; bu yüzden göndermek istiyorlar!’’ dedikodularına bu şekilde son verdiği için kutluyorum.
Şahsi fikrim odur ki Yıldız bu hareketi ile Şanlıurfa’nın birlik beraberliğe her zamankinden çok daha fazla ihtiyacı olduğu süreçte kendisine yakışanı yapmış; Cumhurbaşkanını temsilen oturduğu koltuğun hakkını vererek bütün ülkeye iki milyon Urfalının valisine vefasını en güzel şekli ile göstermiştir.
Hazır Bahattin Yıldız başkanın bu şık hareketini anlatıyorken bir gerçeği daha ifade etmek isterim. BŞ Belediye başkanı Zeynel Abidin Beyazgül’ün de valimiz ile herhangi bir sorununun olmadığını, birlikte ahenk içerisinde şehrimize çok daha güçlü hizmet etmeye hazır olduklarını birinci ağızdan duyduğumu da belirtmek isterim.
BELDEN AŞAĞI SİYASET ALÇAKLIKTIR!
Sevgili dostlar; hayatımın son 20-25 yılının her bayram arifelerinde duyduğum ‘’Ah o eski bayramlar!’’ cümlesi ile başlayan geçmişe; geçmişin saflığına, doyumsuz sevgilere, vefaya, aşka, komşuluğa, arkadaşlığa dair özlem ifadeleri oldu.
Hep ‘’Oysa’’ dedim kendime; ‘’Oysa bizim fakirler aynı fakir, hangi yanımız nasıl bir zenginliğe bulaştı ki kirlensin!’’
Ve sonra fark ettim ki; kast edilen zenginlik yat, kat, mal mülk, bankada şişkin hesap değildi.
Kast edilen özlem hayatın her alanında hüküm süren saflığa, samimiyete, dürüstlüğe idi…
Mesela, dedim kendime; her seçim sürecinde TV ekranlarında bir araya gelerek nezaket içerisinde projelerini anlatan rahmetli Turgut Özel, Erbakan, Demirel, Ecevit ve yaşayan yaşamayan siyasi parti liderleri bugünün siyasetine göre ne kadar fakirleşmiş be! Ve biz onları küfrün, bel altı kumpasların, ötekileştirmenin, nefretin, kinin, sömürünün fakiri oldukları için ne çok sevmişiz de böyle kalpten özlemişiz…
*Dönüp bir bakın Allah aşkına; sadece bu yerel seçimde montajlı ses kayıtları üzerinden bölgenin en değerli siyasi figürü olan M. Kasım Gülpınar’a yapılmaya çalışılan neydi?
*Ne umdular o zavallı ses kaydından?
*Ötesinde Fakıbaba’nın bir doktor hanımefendi ile normal sohbetinden bile nasıl bir medet uydular?
Olup biten tek şey; makam uğruna her türlü alçaklığı, pisliği ve yolu yöntemi mubah gören yeni nesil onursuz tiplerin siyasetimizde kök salmaya başlamasıydı sadece! Vizyonu, birikimi, tecrübesi ile rakibi veya kendi kendine gelin güvey olup rakip gördüğü ismi geçemeyeceğini anlayan zavallı alçakların başvuracağı yöntemler artık masum insanların dahi kurban edildiği montajlı ses kayıtları, fotomontaj görseller, sözde videolar oldu…
Çünkü benim ülkemde siyaset artık rant kapısı olarak görülmekte ve bu ranttan pasta almak için her türlü kirli oyunlara başvurulmakta.
URFA DA SON GÜNLERİN MODA ALÇAKLIĞI!
Kimin dilinden, yüreğinden döküldü bilmem ama ‘’Düşman ıskalaya bilir ama dost dostun neresinden vuracağını bilecek kadar keskin nişancıdır!’’ sözüne oldum olası inanırım. Ve bu dost türleri son zamanlarda Şanlıurfa da her türlü rezalete bulaşmaya başladılar…
Bakınız, rivayet odur ki; Zeynel Abidin Beyazgül’den sona Ak Parti il başkanlığını ve dizaynını kendi tekelindeymiş ibi düşünen bazı kesimler çirkin video, ses kaydı, montajlanmış bazı görsellerle Ak Parti il başkanı Bahattin Yıldız’ı koltuğundan etmek istedi!
Tabi bunun en kolay yolu dostu neresinden vuracağını bilen ağacın kurdunu tespit etmek ve satın almaktı. İşte bu doğrultuda yine iddiaya göre yerel seçim sürecinde Ak Partinin seçime yönelik bütün hamlelerini muhalefete ispiyonlayan ve bu nedenle Bahattin Yıldız’ın kendisinden uzaklaştırdığı adaşım bir koruma polisi ile il teşkilatından bir isim devreye sokuldu.
‘’İntikam ve makam hırsı öyle bir noktaya geldi ki; sokağa Bahattin Yıldız’a dair iğrenç ithamlara dair görseller olduğu fısıldandı!’’
Şimdi bakınız; iddia edilen ve muhtemelen montajdan ibaret görseller ne içeriyor bilmem. Elbette Bahattin Yıldız ve iddia edilen isimler günü ve yeri geldiğinde hem bu iddialara hem bu iddiaları ortaya atanlara hukuken gerekli cevabı vereceklerdir. Benim isyan ettiğim ve anlamadığım koruma yemini ettiğin ve ekmeğini yediğin bir adama bu alçaklığı yapmak için insan nasıl bir şey hedefler ki? Hangi maddi ya da manevi güç alçakla bir kumpasa alet olacak kadar köreltir insanı?
Hangi ruh hali sayesinde teşkilata girdiğin bir ismin onuru ile oynayacak kumpaslara imza attırır insana?
Sahi, iyisi kötüsü ile özel hayat üzerinden şeref yoksunu kumpaslar da nedir? Diyelim ki alçakça planınız tuttu ve Bahattin Yıldız’ı o koltuktan ettiniz; hiç mi utanmayacaksınız önce kendi ailelerinizden, çocuklarınızdan, sonra Urfa halkından?
Sahi, siz çok mu çok temizsiniz?
Bahattin Yıldız’ı gerek sosyal medyadan gerek köşe yazılarımda onlarca kez kimi zaman ağır eleştirmişimdir doğru ama bugüne kadar ve elimde kimine dair akıl almaz bilgi belgeler olduğu halde hiçbir kimseyi kutsal aile bağları, namus, şeref üzerinden vurmadım…
Hiç kimseyi özel hayatı üzerinden alaşağı etme kumpaslarına girmedim. Dolayısı ile Bahattin Yıldız’a geçmiş olsun derken; bir kez daha bu alçakça kumpasa imza atanları şiddetle kınıyorum.
Efendiler; Urfa halkında karşılığınız, gerekli bilgi birikimi ile deneyimizin yanı sıra kendi partiniz içerisinde liyakat sahibi iseniz zaten o makamlara gelirsiniz. Bunun için alçakça kumpaslara imza atmak gelecek de sizlerin yediği mokların da başkaları tarafından kamuoyuna alçakça ortaya atılması ile rövanşa sebep olur.
Ben de diyorum ki; bu tür onursuzluklarla körpe beyinleri zehirlemeyin artık. Siyasete benamus, şeref yoksunu yöntemlerle kıymayın ve sinirlerimiz ile artık daha fazla oynamayın…
Yorumlar
Kalan Karakter: