NİHAT ÇİFTÇİ İLE İMAM MESELESİ! (1)
Yayınlanma :
12.01.2020 11:01
Güncelleme
: 12.01.2020 11:56
Bir gün horoz kendisine yaklaşan bir Tilki görmüş, hızla ağaca tırmanmış ve
ezan okumaya başlamış. Ağacın altına kadar gelen Tilki ezanın bitmesini beklemiş ve "Ezan okundu madem, in aşağı, cemaatle namaz kılalım" demiş.
Horoz; "Az bekle, İmam gelecek, birlikte kılarız" diye cevap vermiş.
O sırada Tilki bir de bakmış ki kendisine doğru bir Aslan koşarak geliyor. Oradan uzaklaşmak için kaçmaya başladığı esnada, Horoz Tilki'ye seslenmiş; "Beklesene, İmam geldi!"
Tilki cevap vermiş; "Bu imam bizim mezhepten değil!"
Yukarıdaki fıkranın ağaca çıkanı, gücünü, aslını, kimliğini, ananelerini, kültürel değerlerini ve kendinden olan imamı unutmuş Urfa'nın asıl, asil unsuru olan kırsal kesimidir. Yani Horoz!
Aslanı görünce kaçanı, her defasında Horozu avlamayı ve kendi imamından, mezhebinden, aslından, koparanı ise: İsotizm'in tilkisidir!
Tehlikeyi son anda fark edip, can havli ile Horozu kurtarmak isteyeni de; Aslan olduğunu bir an için unutan Nihat Çiftçi ve onun gibilerimizdir benim tasvirimde...
İşte bugün Aslan olduğunu bir an için unutarak ve belki de derin bir yalnızlık psikolojisi ile pes edip; meydanı İsotizm akımının acımasız sömürücülerine bırakan Nihat Çiftçi özelinde bir özeleşetiri yapmaya çalışacağım.
Pek tabi Urfanın son 20/25 yılına damga varan izotizm ile paralelinde boy veren Arabizm akımlarını doğru analiz etmeden; dayandıkları temeli, gücü, işleyiş biçimleri ve varmak istedikleri noktayı bulmadan: Nihat Çiftçi ve ötelenmiş kesimleri eleştirmek ziyadesiyle haksızlık olur.
Peternalizmin öğretilerine birebir bağlı; üstüne kırsalı, kendinden olmayanı inkar politikasına dayanan İsotizm bütün gücünü zekasından, strateji veya bilimsel verilerden almaz!
"Paternalizm veya Babacılık, toplum veya aile yönetimlerinde kararların, rehber ve ideal kabul edilen kişi veya kişilerce alınmasını öngören yönetim sisteminin adıdır."
Kendilerini adeta şehrin babası; kırsal kesim ve kendinden olmayanıda teba olarak gören isotizmin başrol oyuncularının zeki olduklarını söylemeyi zekaya hakaret sayarım!
Sırtını Ak Partiye dayayan bu grup aslında son 10 yıldır Ak Partiye en fazla zarar veren gruptur!
Çünkü ötekileştirmeden ve herşeyi kendi çıkarına uygunluk hale getirmekten beslenen İsotizmin aktörlerine duyulan öfke: Ak Partinin sürekli oy ve halk nezdinde güven kaybına neden olmaktadır.
Peki, nedir isotizm akımı ile savunucularını bu kadar güçlü kılan?!
Şanlıurfa'nın dinamiklerini ve siyasetini çok iyi bilen yakın bir dostumun harika tespiti sanırım bu sorunun en güzel cevabı olacaktır...
Bazı dostlarım der ki; İsotçuları başarılı kılan zekaları değil; hedeflerine ulaşabilmek adına her türlü girişimi mübah sayan şu iki şeyi çok iyi yapmalarıdır:
1- Urfa'nın büyük aile yapılarını iyi bilmelerinden kaynaklanan kaleyi içten yıkma hünerleri!
2- Şartlar ne olursa olsun birbirlerine sadık olmaları!
Dostumun tespitine eklediğim son dönem satın alınan bazı gazetecilerin ve fake sayfaların etkin kullanılması da isotizmin başarılarında çok büyük rol oynar.
Kafanız karıştı değil mi; o halde 3 maddeyi biraz daha açalım...
1-) Malum, Şanlıurfa kadim geçmişleri ve köklü tarihleri ile bir birinden değerli çok büyük ailelerden oluşur...
En küçüğünün üç beş bin nüfusa dayandığı bu aile yapısı; yüz yıllardır feodal bir yapının güçlü şekilde ayakta durmasını sağladı.
Şanlıurfa da hayatın her alanında olduğu gibi; siyaseten de bir aileye (Aşirete) mensup olmanın çok büyük avantajları da vardır, dezavantajları da...
İşte aslında çokda zeki olmayan İsotizm akımının bildik aktörleri için en büyük koz bu dezavantajı çok iyi kullanmak...
Aileler giderek büyüyor; ağaların yerini kanaat önderleri alıyor ve genç nesil feodal yapılanmayı çok da kabul etmiyor doğru ama İsotizmin beslendiği ana damar aile içindeki çok başlılık arasına nifak tohumlarını iyi ekmek!
Örnek: Aynı aileden özellikle siyaseten öne çıkan bir ismi ailenin bir başka ferdinin önüne "Senin ondan neyin eksik!!?" zehirli sorusunu koyarak iki kandaşı birbirlerine düşürmekte ustadırlar!
Bir de iki büyük aileyi karşı karşıya getirecek eylem ve söylemleri çok iyi bilirler.
Örnek: Nihat Çiftçi Canbeyli ve BŞ Belediye Başkanıdır. Atıyorum; Ahmet ise, diyelim ki İzol ailesinden gazeteci ve köşe yazardır:
İşte tam bu nokta da Ahmet' e "Nihat Çiftçi, İzolluların ve senin düşmanındır zehrini enjekte ederken; Nihat Çiftçi'ye" Ahmet, seni Canbeyli olduğun için, düşmanca eleştiriyor! " fitnesini çok ustaca yavaş yavaş, ama dozu arttırarak dayatırlar. Düşman olmayan iki insanı bir birine düşman edecek ortamı hazılarlar...
2-) Gelişen teknolojiye bağlı sosyal yaşam koşulları yüzünden zaten kendi içinde çok başlılık sorunu ile uğraşan ailelerde sadakatın nerede ise bitme noktasına gelmesine karşın; İsotçular birbirlerine ölümüne bağlıdırlar...
Asla birbirlerini satmaz, ırklarını inkar etmez; bir başkasına kendi içsel gerçek dünyalarında ve ahlak anlayışında kendinden olan kadar değer vermezler.
Oysa, başta kırsal kesim olmak üzere; ötelenmiş diğer büyük ailelerin en temel sorunu onlar kadar birlik içinde ve örgütlü hareket ediyor olamamaktır.
3-) Bir mimarın temellerini 2015 yılında attığı alenen belli olan fake sayfalar ve Nihat Çiftçi gidene kadar BŞ Belediyesi ile Nihat Çiftçi'ye düşman olan bazı basın mensupları bugün başarılı bir operasyon ile isotizmin emri altına girmişlerdir!
HATIRLAYALIM!
"Kaşmer Tepkiler"
Lütfen az biraz geriye gidelim ve Nihat Çiftçi döneminde adeta kriz halini alan Kaşmer Dağı eteklerinin imara açılması meselesinde kimler nasıl tavır almış bir bakalım.
Kaytan bıyıklarından utanmadan "Melahat" adı ile makale yazan ve o dönem SP saflarında siyaset yapan malum fake baronu, bu projenin Urfaya ihanet olduğunu iddia ediyordu.
İlaveten Nihat Çiftçi ve ekibinin proje üzerinden vurgun yaptıklarını da ekliyordu iddialarına.
Zeynel Abidin Beyazgül'ün başkan seçilmesi ile Melahat'ler çoğaldı! Yanına BŞ Belediyesini Uğur Beyazgül'ü eleştirenleri tehdit eden "Mehmet Doğan", "Göksel Barbaros" ve daha sürü ile fake sayfa eklendi! Hepsi birden bire Kaşmer Dağının imara açılmasının şehre büyük hizmet olacağının en ateşli savunuculuğuna soyundu.
Yine o dönem de projeye ağır tepkiler koyan Uğur Beyazgül ne hikmetse birden bire projenin yılmaz savunucusu oluveriyordu.
Kalemi keskin ve dürüstlük abidesi Mustafa Arısüt 3.5 yıl eleştirdiği Nihat Çiftçi' nin Kaşmer Dağı ve diğer hizmetlerini yerden yere vuruyor; ancak bugünler de halkçı bir gazeteci pozu ile Kaşmerci kesiliyordu.
Her dönemin gazetecisiydi bir diğeri. Ortağı olduğu Sitesi Fetöden kapatılmış; ortağı ve yöneticisi fetöden cezaevine girmiş,15 Temmuz gecesi eski bakan ve şimdinin BŞ Belediye başkanı Beyazgül'ün gece yarısı operasyonu ile kodesten kurtulmuş gazeteci de bir zamanlar karşı olduğu Kaşmerciydi artık.
Sahi, o gece kurtarılanların çoğu bugün içeride diyorlar...
Birde, kendini gazetecilik başarısı veya kimliği ile değil; valinin akrabası olmak üzerinden ifade eden son dönemlerin üretme kabızı Cengiz Aksan' ı var memleketin!
YSK'nın Abdullah Aksak hakkında vereceği kararı YSK'dan önce açıkladığı sabahın akşamında Menderes Atilla ile çay keyfi yapan bu zat zaten o gün gazeteci değil, operasyonist olduğunu ortaya koymuştur.
Arabizm ve isotizmin Ceylanpınar belediyesine yaptığı hukuksuz operasyonun kalemşörü olarak gelecekte hukuken ve ahlaken Ceylanpınar kamuoyuna nasıl hesap verecek bekleyip göreceğiz...
Duyduklarım ve aldığım bilgilere göre Abdullah Erin' inin çok uzaktan akrabası olmasına rağmen; Erin' in bugüne kadar tek bir imtiyaz tanımadığı bu zat kendisini her girdiği yerde Erin'in yeğeni olarak tanıtıyor; valinin sürekli kendisini ziyaret ettiğini ve fikir aldığını iddia ediyor...
Ankara da yaşıyor. Valinin akrabası ise zaten Urfalı da olması mümkün değil fakat ne hikmetse Urfa BŞ Belediyesi Basın Yayın Daire Başkanı gibi bütün etkinlikler o ve Arısüt'e veriliyor. Hatta ancak BŞ veya valiliğin yapması mümkün tanıtım etkinliklerini bile...
Başkentin göbeğinde Şanlıurfa gibi tarihi bir kentin tanıtımının yapılacağı böylesi bir fuarın Aksan'a verilmesinin temel dayanağı nedir?
Bu zatın daha önce böyle organizasyonları yaptığına dair referansları, yetki belgeleri, başarıları nelerdir?
Şahsi fikrim odur ki; varlığı, kendini ifade etme şekli ile Aksan, Abdullah Erin gibi Şanlıurfa kamuoyunda her kesim tarafından çok sevildiğini bildiğim bir isme zarar veriyor...
Kendisi ile tanışma şansım olmadı ancak, tanıyanların anlatımlarından bildiğim kadarı ile Ankara da gerçekleşen ve Aksan ile Arısüt'e BŞ belediyesinden usulsüz ciddi rakamlar aktarıldığı iddia edilen fuara karşı çıkan tek isim de yine Abdullah Erin imiş.
Yine dürüst yapısı ile bilinen Erin' in Cengiz Aksan'a hiç bir imtiyaz tanımadığını dile getiren dostlarımız da var.
Erin' i tanıyan herkes Cengiz Aksan' ın akıl tutulması eylem ve söylemleri yüzünden Abdullah Erin sorumlu tutulmamalı diyorsa: O halde doğrudur.
Aksan, Arısüt ve diğerleri: Hepsinin kimliğine baktığınızda ortak noktaları aynıdır: Irkını inkar ve isotizmin cazibesinin sundukları maddi manevi imkanlarından nemalanmak güdüsü...
Ben bilmem ama bilenlerin iddiasına göre bir dönemlerin ateşli HDP savunucusudur Arısüt! Çözüm sürecinin bitmesi ile hooop Pensilvanyaya transfer olduğu iddia edilir. O dönemde de şimdilerin çete başı Güleni nerede ise Mesih ilan ettiği tiwitleri olduğu iddia edilerek söylenir. İddia benim değil kamuoyunun.
Sonra hooop Ak Partili olmuştur! İşte bir İsotçu asla böyle zikzaklar çizemez...
BŞ Belediye başkanına Kaşmer imasında bulunacak kadar ileri giden İmparator'a bugünler de ulaşılamıyor.
Yeniden imara açılması planlanan Kaşmer Dağına yönelik tek bir söz diyemiyor... Ne oldu acaba; yoksa o bölgedeki arazileri değer mi kazandı?
Dipnot: Unutmadan da belirmeliyim ki bilinenin aksine İsotizm Akımı ve bu akımın zararlarını Şanlıurfa basın tarihinde "İsot Lobisi" yazıları ile ortaya koyan ilk isim Ahin Güneş olmuştur.
35 yıllık gazetecilik birikimi ile tehlikeyi önceden sezen Güneş'in "İsot Lobisi" köşe yazılarındaki her bir iddiası da geçen zaman içinde günden güne gerçeğe dönüşmektedir.
Bu da gazetecilik başarısıdır.
Devam Edecek...
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: