NİHAT ÇİFTÇİ İLE İMAM MESELESİ! (2)
Yayınlanma :
13.01.2020 01:44
Güncelleme
: 13.01.2020 01:52
Zira onlar bu şehrin çıkarlarını ve aydınlık yarınlarını gerçekten düşünen kalemler. Mesela; çokça ukala, oldukça sert; zaman zaman bodoslama daldığı köşesinde kullanıdğı yazım dilini, tarzını beğenmeyebilirsiniz Ekrem Arpak'ın!
Hakeza Urfa da, Urfa tarihinde basın camiasında İsotizm ve İsotçu Lobisinin mide bulandıran şehri dizayn etme cüretliliğine karşı savaş açan ilk isim olan Ahin Güneş'in kurre, boyun eğmez, az biraz jop kokan tavrını da eleştirebilirsiniz...
Yine; Abdullah ve Mehmet Canbeyli, Mehmet Yetim gibi isimler sıra dışı gelebilir sizlere ancak, bu adamları böyle yazmaya iten sebepleri analiz etmek zorundasınız!
Ömer Seyfettin' i örneğin; Arısüt meselesinde anlamaya bilir, anlamak istemeye bilirsiniz ama Ömer' in durduk yerde neden bu eleştirileri yaptığını analiz etmeden gerçeğe ulaşamazsınız…
İşte bugün Urfa’nın bütün değer yargılarını, dinamiklerini yerle bir ederek baş edilmesi zor bir sömürü düzeni kuran İsotizm + (yeni yeni kol kola girdiği) Arabizm ile bunlar karşısında durmak yerine kaçmayı seçen Nihat Çiftçi analizine devam edeceğiz.
Bu yazımın başlangıcı olan yazım sonrası "İzan var, hukuk var!" tiwiti ile sanırım gerçekleri haykıran herkesi eleştiren; haddini aşıp aba altından sopa gösterme cüretinde bulunan Mustafa Arısüt'e cevap verebileceği ihtimali olmadığını düşündüğüm yenilir yutulur cinsten olmayan basın camiasında konuşulan iddiaları içeren soruları bekletmeden soruyorum.
Bazı, ilçe belediyeleri özel kalemi üzerinden 25'er bin liradan 75 bin lira sus ve süsleme payı almasıyla ayyuka çıkan Arısüt'ün; soy ismindeki saflığa karşın, deyim yerindeyse eşek sütüne bulaşan gazetecilik anlayışı ile bu iddiaları çürütecek açıklama yerine, üstüne tehdit savurması: Köşeye sıkışan kedinin tırmalamasından başka bir şey de değildir.
Bir gazetecinin bir belediye başkan yardımcısı ile ortak site açtığı dünyanın neresinde görülmüştür?
Peki, bu ortaklığın gazeteciye o belediye üzerinden verdiği imtiyazları sorgulamadan dürüst gazeteci dene bilir mi kimseye?
Neyse, biz şimdi dönelim analizimize;
Hiç bir partinin destek ve amblemi olmadan; halkın hür iradesi ile seçilmiş olan Nihat Çiftçi, Şanlıurfa BŞ Belediyesinin en başarılı üç beş başkanından biri olarak tarihteki yerini yeniden dönene kadar almıştır.
Yeniden dönene kadar diyorum çünkü; şehrin gerçek sahipleri olan kırsal ve isotçuların pasifize ettiği Ak Partinin gerçek sahipleri olan isimler artık mide bulandıran bu ayak oyunları ve fütursuz manevralara karşı ayağa kalkmıştır...
Nerde gerçek bir Ak Partili veya kırsal kökenli daire başkanı, genel müdür, şube müdürü, işçi, emekçi, ilçe başkanı var ise; onları ötekileştiren bu zulüm dolu anlayışı bitireceklerdir.
Bu şehir: Zeynel Abidin Beyazgül' ün gölgesinde çirkin, bel altı, çıkarcı bir siyaseti benimseyen kardeşi mimardan ve herkes tarafından toplumda konuşulan onun fake hesaplardan oluşan sosyal medya ordusundan kurtulacak; hoşgörünün, sevginin, paylaşmanın, dayanışmanın ağır bastığı siyaset biçimi yeniden tesis edecektir.
20. yıla merdiven dayayan siyasi geçmişi ile Urfa siyasetinin önemli figürlerinden olan Nihat Çiftçi'nin hatasız olduğunu savunmak elbette doğru değildir... Ancak onu bu hataları yapmaya iten gerçekleri de araştırmak zorundayız. Çünkü bunu ortaya çıkardığımızda geriye kalanlar bu şehrin üzerine çöreklenmiş sisi, puslu havayaı ve mide bulandıran kokuları, iskambil kağıtları gibi dağılacak, çorap söküğü gibi sökülecektir…
Şanlıurfa BŞ Belediye başkanı olarak kırsalda en büyük hizmeti yapan isimdir Çiftçi...
Urfa genelinin ve daha birçok ilçemizin zorlu dağ köylerine bile betonarme yol, modern su tesisatını tahsis etmek onun döneminde gerçekleşmiştir. Yine Urfa genelinde yaşanan okul, derslik patlaması, Abdullah Erin'in Nihat Çiftçi ile uyum içinde çalıştığı döneminde görülür.
Düzenli olarak köy ve ilçe ziyaretleri ile halkın önce Ak Partiye, sonra devletine nihayetinde belediyeye güvenini diri tuttu. Ülkenin en modern ve büyük fuar alanı onun zamanında yapıldı.
Kendi reklamını yapma özürlü ve her başarıyı Ak Partiye mal etme gayreti yüzünden; isotizm ve Arabizm akımlarının başarılarını gölgelediği Çiftçi'nin en büyük hataları; zaman zaman yaşadığı insan ilişkilerinde doğru iletişim eksikliği ama en önemlisi sağlığını öne sürerek adaylıktan çekilmesi oldu.
Şunu biliyoruz ki; Nihat Çiftçi o koltuğu kendi iradesi ile boşaltmasa: (bu konuda isot lobisince) yanıltılan, Cumhurbaşkanı Erdoğan olmasaydı, 2015 yılından beridir bunun hayalini kuran Zeynel Abidin Beyazgül BŞ Belediye Başkanlığını ancak rüyasında görürdü.
Evet, belki Nihat Çiftçi, kendi ekibinde yaşanan ihanetçi çözülmeler; belki isotçuların satın aldığı bazı BŞ elemanlarının durmak bilmeyen karalama, provakatif operasyonları, belki kırsalın sürü psikolojisinde yaşadığı sessizliğe karşı duyduğu sitem yüzünden adaylıktan çekildi.
Kim ne derse desin: Nihat Çiftçi için, şehri İsotçulara hem de savunmasız şekilde teslim etmek büyük hataydı... Ancak, bugünlerde acımasızca çekildiği için sevdikleri tarafından en sert şekilde eleştirilen Nihat Çiftçi’yi kaç kişi dinledi,ziyaret edip konuştu, bu konuda anlamaya çalıştı!?
YOK BÖYLE TAKTİK!
Nihat Çiftçi döneminde sabah başlayıp gece yarısına değil günde beş öğün BŞ Belediyesini eleştiren Arısüt ve ekibinin gerçek yüzü bugünlerde ortaya çıkmıştır!
Nasıl mı;
1-) Kaşmer Dağı eteklerinin imara açılması hususunda gösterdikleri ikiyüzlülüğün dünya üzerinde tarifi yok!
Nihat Çiftçi üzerinden Kaşmer Dağının İmara açılması projesine o dönem savaş açan; bu projenin bazı meclis üyeleri ile Çiftçi ailesine rant kapısı olduğu yönünde yaygara koparan Arısüt ve diğerleri bugün aynı projenin Şanlıurfa’ya büyük hizmet olduğunu adeta kendilerini yırtarcasına savunmaktadır.
Bunun adı her bağlamda riyakârlık, kalemini satmak; isotizmin nimetlerinden yararlanmak için alçakça sayılacak bir gazetecilik tarzıdır.
Gerçi başta Haliliye olmak üzere BŞ ve ilçe belediyelerinin çoğunun özel kalemi örtülü ödeneklerinden 25’er ve üstü rakamlarda sus ve rezillikleri süsleme payı aldığı iddia edilen gazeteci için ise yüzüne gelecek tükürük şükür yağmuru ile eşdeğerdir.
2-) Nihat Çiftçi’yi göreve geldiğinde kendinden önceki Celalettin Güvenç'in işe aldığı kadroların ekmeği ile oynamadığı için eleştiren Arısüt ve diğerleri: Bugün Zeynel Abidin Beyazgül' ün salt Çiftçi işe aldı diye masum işçi, emekçilerin maaşlarında indirime gitmek, fazla mesai zulmüne karşı dut yemiş bülbüle döndüler.
İşçi ve emekçilere yapılan zulmü dahi alkışlayan gazetecilik anlayışı üzerinden nemalanan Cengiz Aksan ve Arısüt’ün devri âlemi kendileri gibi tükenmiştir artık.
3-) Nihat Çiftçi'nin kendisine belediye imkânları ile saray kurduğu yalanını çarşaf çarşaf paylaşan Arısüt ve diğerleri: Bugün piyasa değeri yaklaşık 40 milyon lira olan ŞANMED hastanesinin eski yerini, 500 metrekarelik parka çevirmekle övünen fakat ne hikmetse onun hemen civarında bulunan iş hanının sahiplerinden dükkânları dilenircesine hibe etmelerini isteyen Zeynel Abidin Beyazgül’e dair ne hikmetse birtek eleştiri makalesi, yada tiwiti atamamaktadır…
Eski özel hastane yerini yeşil alan yapmak sureti ile şehre kazandırma şansını kendi elleri ile iten Zeynel Abidin Beyazgül’e; 500 metre karelik ucube parkın üzerinden hizmet reklamı yapmak da nedir? diye soramaz Arısüt ve ekibi…
Bir dönem nerede ise Nihat Çiftçi’nin basurunu dahi eleştiren hale gelen Arısüt ve ekibinin Şanlıurfa kamuoyunda ayyuka çıkan “İpek Palas Oteli ve Beyazgül ailesi arasındaki ticari ilişki var” iddiasını kaleme almaması ne garip değil mi?
Hani şu ŞANMED Hastanesinin eski binasının yıkılması ve yerine ucube bir park yapılması ile ederinin on katı değer kazanan İpek Palas Oteli…
Park öncesi 300-400 liralık cüzi bedellerle bile kiracı bulamayan ve rağbet görmeyen otelin altındaki ve civarındaki dükkânların bugün altın gibi değerlenmesini sorgulayamayan gazeteci mi dürüsttür?
Sormak isterim; Urfa da Nihat Çiftçi’nin 11 kardeşini kaç kişi tanır veya kaçını Karaköprü ile BŞ Belediyesinde gördünüz?
Oysa daha 9 ayda, 2 milyon Urfalının deyim yerindeyse nefretini kazanan Uğur Beyazgül’ün şehri adeta kendi kafasına göre dizayn etmesini, geçmişteki söylemleri ile bugünkü söylemlerini sorgulamayan, tepki koyamayan gazeteci mi olur?
Nihat Çiftçi’nin yakınlarına yönelik eleştirileri hafızalarımızda tazeliğini koruyan Arısüt ve diğerleri; Beyazgül'ün kirvesine her ay verdiği iddia edilen yüzlerce BİM kartı + işe gitmeden maaş imtiyazı iddialarını yaza bildiler mi?
Hafızın eşinin işe gitmeden maaş aldığı iddialarına ses çıkaramayan Arısüt ve diğerleri nerede ise Nihat Çiftçi’nin tuvalete gitme saatlerini bile eleştirmiyor muydu?
Halil Özcan'ın damadına yapılan daire başkanlığı jestini sorgulamayan, bu konuyu kaleme alamayan gazetecinin neyine saygı göstermek gerek?
4-) Nihat Çiftçi'yi yaptığı hizmetler üzerinden eleştiren Arısüt ve diğerlerinin ise yapmadığı hizmetler üzerinden Beyazgül’ü göklere çıkarmasının tek açıklaması oldukça duygusal bağların kurulmuş olması mıdır acaba?
Vali Abdullah Erin’in yerel seçim sürecindeki duruşu ve kamuoyu tarafından dillendirilen emeklerini inkâr eden; yetmez gibi her platformda validen rahatsızlığını açıkça ortaya koyan mimar efendinin ve Erin karşıtlığından beslenen isotizmin hizmetkârlığını adeta gönüllü asker edası ile onlara tabi olma utancı da kendisini valinin akrabası diye tanıtan Aksan’a yeter sanırım. Nasıl bir akıl tutulmasıdır ki, insanın Abdullah Erin gibi, tüm Şanlıurfa halkının takdir edip bağrına bastığı adam gibi adam bir akrabası olsun ve onu sırf kendi çıkarları doğrultusunda isotizmin çarklarına feda etmeye kalkışsın..
Arısüt, Aksan ve onlar gibilerinin saldırılarına; kendi ekibinde olan bazı isimlerin ihanetlerine ve bir türlü kendini ifade edememesine rağmen Çiftçi’nin pes etme hakkı yoktu…
Tıpkı bugün kendi döneminde işe alındıkları için maaşlarında indirime gidilen, fazla mesaiye zorlanan işçi ve emekçiler için susmak zorunda olmadığı gibi…
Devam Edecek...
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: